Müminlerin olmazsa olmazlarıdır farzı ayn olarak bildiğimiz bireysel farzlar.
Bunun içindir ki farzı ayn olarak bildiğimiz bireysel farzlara çok önem veririz.
Hem de öylesine çok önem veririz ki…
Farzı ayn olarak bildiğimiz farzları oldukları gibi yerine getirmeyi azımsarız.
Bunun için farzı aynların önünü arkasını, sağını solunu olabildiğince takviye ederiz.
Tıpkı deprem geçirmiş binaları takviye ettiğimiz gibi…
Tıpkı Ayşe (rha) validemize gelen sahabelerin, Allah Resulünün ibadetlerini sorup az görmeleri ve az gördükleri bu ibadetleri kendilerince takviye etmeye kalkmaları gibi…
O Güzel sahabelere göre:
Allah Resulünün ibadetleri az da olsa…
O Güzel Nebi’nin geçmiş ve gelecek bütün günahları affedilmişti.
Yani ibadetinin az olmasının bir sakıncası yoktu…
Öyleyse?
Allah Resulünde az gördükleri bu ibadetleri çoğaltmalıydılar…
O Güzel Sahabeler bu ibadetleri şöyle çoğaltacaklardı:
Geceleri hiç uyumayıp namaz kılacaklar…
Her gün oruçlu olacaklar…
Hiç evlenmeyecekler…
O sırada Allah Resulü (sav) geldi ve sahabelerin sesli düşüncelerini duydu ve şöyle dedi:
“Ben uyurum da, namaz da kılarım
Oruç da tutarım, tutmam da 
Evlenirim de”
Ve ekledi:
“Benim sünnetimden uzak olan benden değildir.”
Soru şu:
Müminler bireysel farzlardan olan Namazın, Orucun ve Haccın önünü arkasını takviye ettikleri halde; Zekâtın önünü arkasını, sağını solunu neden takviye etmezler…
Bileniniz var mı?