Mustafa Cemal TOMAR
ENFLASYON VE FAİZ İLİŞKİSİ
ENFLASYON VE FAİZ İLİŞKİSİ
Aşağıda yapacağım açıklamayı herkesin okumasını isterim. Farklı bakış açısıyla çok önemli bir gerçeği ortaya çıkarmaya çalışacağım.
Enflasyon ve faiz kavramlarını duymayanımız yoktur. İktidati kavramlardır. İyi iktisat bilgisiyle bu kavramlar nasıl çalıştırıldığı ve insanların sömürüldüğü açıkça ortaya çıkar.
Ben burada bu kavramların anlamlarını irdeleyecek değilim.Esas konuya geleyim. Enflasyon oranında paraya artış yapmak faiz midir, değil midir, caiz midir? Sorusunu irdeleyelim.Bu basit soruyu dahi bizim tarikat patronlarımız, ilâhiyatçılarımız ve müftülerimiz cevaplandıramadılar. Bu sorunun cevabını irdelemek ve bir hakikati ortaya koymak bize nasip oldu.
Bir kere bu konuya, dünyada ekonominin ve iktisatın nasıl cereyan ettiğini bilmeden isabetli cevap vermek mümkün değildir. Ezberi bilgileri tekrar etmekle alimlik olmaz. Günümüzdeki ekonomik düzeni slâmi hakikatlere uyarlamasını bilmek lazımdır.
. Matematikte kesirler konusu vardır, bu konu herkesin bilgisindedir. 1/2, 2/4...gibi. Bu kesirlerin payı-paydası vardır. Payda anlaşıldığı üzere bütünün eşit olarak bölünen parça miktarını, pay ise, bu eşit parçalardan kaç tanesine sahip olunduğunu belirtir. 1/2 yarım ekmeği, yarım elmayı, yarım portakalı...ifade eder.
Ben burada kesrin payını alım gücümüz, paydayı da malın fiyatı gibi düşünülmesini istiyorum. Şöyle bir misal verirsem mesele daha iyi anlaşılacaktır.
100/100 kesrini ele alalım. Pay bizim paramız, payda mal miktarı. 100 liramız var, ekmeğin fiyatı da 1 lira olsa, kesre göre 100 liramla 100 ekmeği alabiliyorum.
Burada para, benim alın terim, hak ettiğim kazancım, emeğim, harcama hakkımı rakamsal olarak ifade eden devlet onaylı bir senettir. Paranın üzerinde yazılan rakamlar o gün için hangi mala karşılık geldiğini ifade eder.
Yukardaki örneğimize dönelim. 100 liram vardı, 100 ekmek alıyordum. Kesir olarak ifadesi 100/100 idi. Bu ne anlama geliyor. Ey ! 100 lirası olan vatandaş!!! 100 ekmek alma hakkın var. Nokta. Bu kazanılmış hak. Bu hakikat asla değiştirilemez. Buraya kadar konu anlaşıldı sanırım.
Şimdi siz tutuyorsunuz paydayı, yani malı, yani ekmeğin fiyatını % 50 artırıyorsunuz. Yani kesrin paydasını 150 yaptınız. 100/ 150 yaptın kesri ve diyorsun ki 100/100=100/150 . Dünyada böyle matematik yok. Bu kesirler eşit olabilmesi için paydayı artırdığın oranda, payı da artırmak zorundasın. Olay bu kadar basittir. Payı artırmadığında paramızla 100 ekmek yerine 66 ekmek alabilecek duruma düşüyoruz. 34 ekmek parası bizim paramızdan çalınıyor. Defecilrre aktarılıyor. Matematik konuşuyor. Matematik de Rabbimizin delillerindendir ve ayetlerindendir. " Vezinuu bil kistasil müstekim, ölçü ve tartıyı adaletli yapın" buyuruyor Cenab-ı Hak. Malın fiyatını artırdığın oranda paranın miktarını da artırmak adaletin, ölçünün ta kendisidir.
Bizim hocaefendilerimiz ne diyor. Malın fiyatını artırsan bile para sabit olmalıdır. Ne kadar da ayete ters düşen bir fetva.
Zamana bağlı olarak malın artışını gösteren, 'gerçek enflasyon" rakamlarıdır. Bu rakamlar kesrimize göre paydayı ifade ediyordu, paydaya yaptığın artış kadar paya da yapak, islâm adaletinin tâ kendisidir. Enflasyon oranında artış yapılmadığında milletimizin emeğini cebinden çalıp tefecilere aktarma anlamına geliyor. Onun için gelir adaletsizliği oluşuyor, senin 40 sene devlete çalışıp aldığın bir milyon emekli ikramiyesini tefeciler senin- benim sırtımdan bir saatte kazanıyor.
. Matematiği bilmeyenlrr, iktisat ve ekonomiden haberi olmayanlar, siyasilerin hükümranlğı altında vazife yapanlar, hafızalarındaki ezberi bilgileri hak ölçüler içerisinde düşünmeden fetva verenlerin fetvaları, maalesef islâmi hakikatleri tam olarak ifade edemiyor.
Yıllarca, enflasyon oranında, ana paraya yapılacak artışın "faiz' olduğu fetvasını verenler bu milletin alın terlerini tefecilere aktarıyorlar da haberleri yok. Yukarda verdiğim misalde açıkça görülüyor. Mala yüzde elli zam yapıyorsun, benim bir anda 34 ekmeğime el koyuyorsun. Zam rakamları yükseldikçe sömürünün boyutu artıyor. Bir de fetva makamında oturup bu sömürüye çanak tutuyorsun. Yazık!!!
Bu siyonist pankerler oyunlarını öyle profesyonelce yürütüyorlar ki, onlara ve zihniyetlerine düşman olduğunu zannedersin, neticede onlara hizmetlârlık yaparsın, lâkin farkında olmazsın. Onun için müslüman uyanık olacak, dünyada her alanda olup bitenlerden haberi olacak, olayların perde arkasında olup bitenleri farketmelidir.
Kısa bir bilgi daha verip yazıyı sonlandırmak isterim. 100/100 kesrimizde paydayı sabit tutup kağıt üzerinde payı artırırsanız o artış "faiz" olur işte. Enflasyon sıfır iken birisine 100 lira verip bir ay sonra 110 lira alırım derseniz o 10 lira bal gibi faizdir. Kur'an'ı Kerim'de bahsedilen ve yasaklanan faiz tam da budur işte!!!
Onun için diyorum ki gerçek enflasyon oranında alınan fark asla faiz değildir. Hakkın ve hakikatın ta kendisidir. Bu fark mutlaka alınmalı, yoksa parayı alan taraf sömüren, parayı veren taraf sömürülen oluyor. Alacaklarımızı şahıslardan ya da bankalardan alırken enflasyon farkını almak gerçeği değiştirmez.
Sonuç olarak ENFLASYON farkı haktır. Asla faiz değildir. Alın terimizi bu sistemden korumak için çeşitli alternatifleri devreye sokmak kulluk görevimizdir. Emeğimizi birilerine sömürtmemek, sisteme yem olmamaya çalışmak cihattır. Selam ve Dua ile...
29.01.2024
Başmuallim
M. Cemal TOMAR