Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

EMEKLİ OLABİLECEKLERİN DİKKATİNE!!!

EMEKLİ OLABİLECEKLERİN DİKKATİNE!!!

Malum olduğu üzere 2025'in ilk altı ayında memur ve emeklilere % 11.5 gibi bir zam verildi. ENAG' a göre enflasyon % 85, cebe göre % 100 enflasyon varken. TÜİK'in rakamları resmiyette geçerli ama, zihinlerde ve vicdanlarda cep enflasyonu geçerlidir. TÜİK' in rakamlarını halka arz edenler bile bu rakamları inandırıcı bulmuyor.

Maaşlara yapılan artış emekli ikramiyelerine de aynı oranda yansımaktadır. 2024 Aralığında emekli olan biri diyelim ki 1 milyon lira ikramiye almış olsun. Aynı kişi emekli olmayıp da 2025'in haziranını beklerse % 11.5 farkla 1.115.000 lira almış olacak. Yani 6 ayda 115 bin lira fark olmuş oluyor. Aynı kişi Aralık ayında emekli olup aldığı ikramiyeyi bankaya yatırsa % 40 faizle parası 1.240.000 lira olacak. Yani yasal artışa göre para 125 bin lira daha fazla artmış oluyor. Temmuz ayında da maaş artışları aynı oranda olursa, faizler de aynı minval üzere olursa aradaki yıllık fark 230 bin lira oluyor.

Kaldı ki bankanın yurttaşların parasına verdiği ve adına faiz denilen fark her daim enflasyonun altındadır.

Cepteki enflasyona göre hesap yapıldığinda durum daha da vahimdir. Gerçek enflasyonu %85'e göre hesaplarsak 1 milyon ikramiye sene sonunda 1.850.000 lira olmalıdır. Bu artışa göre 230 binlira artarak 1.230.000 lira olacaktır. 850-230=620 bin lira ikramiye erimiş olacaktır.

Çalışan bir memur emekli olunca maaşı ortalama 25 bin lira düştüğünü farz edelim. Bu fark yıllık 300 bin lira eder. İkramiyeden eriyen miktarın yarısını bile karşılamıyor. Memur aktif mesai yaptığı halde durum böyledir.

Sistem emekli olabilecek durumda olan memur ve işçileri hem bedava çalıştırıyor, hem de ikramiyelerinin % 60'ını enflasyon canavarı ve TÜİK'in inandırıcı olmayan rakamlarıyla elinden alıyor desem yanlış konuşuyor muyum acaba?

Çalışan memurlara seyyanen 8.000 lira verilmesinin hikmetini yeni yeni anlamaya başladık. Eğer seyyanen bu fark verilmemiş olsaydı binlerce kişi emeklilik dilekçesini verecekti. Hükümet milyarlarca lira emeklilik ikramiyesi vermek zorunda kalacaktı. Kanaatimce ön yargılı hesap uzmanları ön cebimize 8.000 lira koyarak, emekliliği çoktan gelmiş binlerce çalışanı ikna etmişlerdir. Ancak arka cebimizden daha fazlasını enflasyon canavarıyla geri alınmaktadır. Nedense gelişen olaylar hep milyonların aleyhinde cereyan ederken, bir avuç zenginin leyhine cereyan ediyor. Sonuç böyle olunca bu işler tesatüfi ya da bir kasıt olmadan olup biten şeylerdir diyemeyiz.

Memleketten 50 yıllık dostum rahmetli babası ile alakalı bir hatıratını anlatmıştı. Adamın biri sürekli dostumun babası merhum Ahmet Amcaya takılır, haksız yere birşeyler istermiş. Etraftakiler " Uyma ona, o cahil ve delidir" derlermiş. Bir gün Ahmet Amca'nın sabrı taşmış. " Bu nasıl deli ki, hep kendi menfaatine yontuyor, madem delidir, neden bir gün de benim menfaatine doğru çalışmıyor" demiş. Merhum Ahmet Amca haklıydı.

Bu sistem de ne oluyor ki, hep dar gelirlileri, memuru, işçiyi, köylüyü, çiftçiyi, asgari ücretliyi eziyor; zenginin vergi borçlarını bir çırpıda siliyor, devletin imkânları devletin üst kademelerinde çalışanlara sunuluyor. Burada deli gibi rol biçilen adamın menfaatlerini koruyacak kadar aklı olması gibi, sistemi kutgulayanlar da hesaplarını "sözüm meclisten dışarı" en az deli kadar hesaplayabiliyorlar.

Dünyanın yönetimi bir hesap döngüsü içindedir. Küresel güçlerin hegemonyası her tarafı sarmış vaziyettedir. Uluslar kendi yönetimlerini küresel güçlerin direktifleri doğrultusunda yürütmektedirler. Bunun diğer ifadesi ise " dünyaya entegre olma" şeklinde ifade edilmektedir.

Görünürde güzel görünen bu cümleler nedense müslüman ülkeler için hezimettir. Bu hezimet her geçen gün daha da derinleşerek devam etmektedir.

Paradan lâfı açmıştık. Günümüzdeki Türk lirası emeği korumuyor. Son bir yılda özellikle araba, altın, borsa ve dövize birikimlerini yatıranlar da avuçlarını yaladılar. Cep enflasyonunun yüzde yüz olduğu bir yerde son 9 ayda döviz yüzde 7, altın yüzde 20 artmış. Gerisini siz hesaplayınız.

Dar gelirli bazı uyanıklar döviz ve altınlarını bozarak, arabalarını satarak faize yatırmışlar. Onlar para kazanmış mı? Hayır. Havanda su dôvmüşler. Sadece paralarını kısmi olarak korumuşlar. 1 milyon lirasını dolara yatıranların parası 520 bin liraya düşerken, onlarınki 660 bin lirada kalmıştır. Gerçek enflayon bir yılda % 100 kabul edildiğinde matematiksel olarak böyle bir sonuç elde ediliyor. Gerçek enflasyon daha düşükse kayp edilen miktar ona göre azalıyor.

Savaşlar niye yapılıyor? Kısa cevap " menfaat çatışması" diyebiliriz. Bu sistemi kutgulayanlar ne akıllı adamlarmış. Savaş, çatışma, kavga, gürültü, hiç bir şey yok ortada. Sinsice vücuda yayılan kanser misali dinen de " kutsal" atfedilen emeğimizi sömürüyorlar. Yukardaki örneklerde görüldüğü gibi...

Ben burada kendimce doğru kabul ettiğim bilgileri ecir eksenli paylaşmak istedim. Kimseden ne bir ücret ne de bir teşekkür beklemiyorum. Okuyup kabullenen olursa istifade eder kanısındayım, doğru bulmayanlar ise gevezeliğime saysın ve fikirlerimi çöpe atsın. Siyasetle işim yok. Bir oyum var, günü geldikçe kullanırım. Derdimiz ve endişemiz bir nebze de olsa ne halde olduğumuzu fark etmek ve ettirmektir. Selâm ve dua ile...

06.01.2025

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.