Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK

Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK

DELİ DOLU GARİP SORULAR

“Eli işte, gözü oynaşta” kavramını en iyi ifade eden bir ‘siyasi figür’ biliyor musunuz?

Derler ki ‘yiğit düştüğü yerden kalkar’. Peki, yiğit olmayanlar başka yerden mi kalkarlar?

Ben şimdi, 'slogan sözleri sevmem' desem, kendim de ‘slogan bir söz’ söylemiş olmaz mıyım?

Birileri kendisi dışındaki herkesi ‘önyargılı’ kabul ediyorsa; kendisi bu konuda ‘önyargılı’ olur mu olmaz mı?

Ben hiç zirvede olmadım ve yalnız da kalmadım. Acaba ‘zirvede olan biri’ cevap verse, ‘zirvedekiler’ hep yalnız mıdırlar?

Bir aksakal demiş ki: yeni alınan bir cihaz, dokunmadığınız sürece bozulmaz. Gerçekten öyle mi? Aksakallar hep ‘doğru'yu mu söylerler?

Hayret ediyorum; memleketimde herkes ‘vatan-sever’... Öyleyse ‘vatan-sevmezler’ veya ‘vatan hainleri’ nerede yaşarlar? Yoksa benden mi saklanıyorlar da ben göremiyorum?

Sahte bir Aksakal demiş ki: AKP olmasaydı, tüm bunlar olmazdı! Şimdi olaya değişik açılardan bakarsak, verilen hüküm doğru mu yanlış mı?

Yahu dostlar; herkes ‘önyargısız’ da neden sadece ben ‘önyargılı’ oluyorum. Onlar ‘normal’ de ben ‘anormal’ miyim? Ben kendimi bilmiyorum beni tanıyanlar bir cevap verseler...

'Aksakal'ı kim 'Aksakal' yapar? Birileri mi tayin eder? ‘Hüda-ı nâbit’ olarak mı yetişirler? İthal mi edilir? Özel olarak mı yetiştirilir? Onları herkes görebilir mi yoksa görebilen özel kişiler mi vardır?

Bir tespit ve bir soru: Zaman zaman etrafıma bakıyorum da; kendilerini kurtarmaktan aciz çok sayıda insan, ‘vatan kurtarmaya’ soyunmuşlar... Kendilerini kurtaramayanlar, başkalarını kurtarabilirler mi?

Şu son günlerde olup biten bazı olaylara bakıyorum da, bazı mahlûkları tanımlarken kullanılan 'iğrenç' kelimesi bile çok ‘masum’ hale geldi. Yeni bir kelime bulmak gerek... Siz olsanız nasıl bir sıfat kullanırdınız?

Şimdi gök gürlüyor, şimşekler çakıyor, fırtınalar oluyor, ama duyan yok. Yoksa sadece ben mi işin farkındayım? Yahut da onlar da farkında ama reaksiyon göstermiyorlar? Kim bilir? Muhakkak ki en iyisini ‘Bilen’ bilir.

Bu dönem siyaset dışına şutlanan milletvekillerinden biri bir yazı yazmış ve başlığını şöyle koymuş: Zokayı yutmuş bir millet! Kendisi bu milletin bir dönem vekilliğini yapmış ve halen o milletin ferdi ise kendisi zokayı yutmamış mı oluyor?

Yıllarca birlikte çalıştığı, kendisinden 4-5 yaş büyük olan mesai arkadaşları ile yüz yüze olduklarında, onlara iltifat edip güzel sözler söyleyen, ancak başka ortamlara gittiğinde aynı kişilere ‘Dinozor’ deyip ‘onları temizleyeceğim’ diyen sabık bir Yönetici’ye nasıl bir 'sıfat' veya 'sıfatsızlık' bulmak gerek? Acaba kendisi 4-5 yıl sonra ‘dinozor’ olmayacak ve başka bir sıfat ile mi anılacaktır?

Anlamadığım bir şey var. Her ülkede olduğu gibi memleketim insanı içinde her tür meslek sahibi vardır. Bunlar alanları ile ilgili mal ve hizmetlerle ilgili çok sayıda reklâm yaparlar. Ama bunlar içinde bir meslek dalı var ki, reklâmlarından hep sahiplerinin güzel ve fotojenik çekilmiş fotoğrafları yer alır. Benim ülkemde bunlar emlak firmalarıdır. Neden diğer meslek dalları reklâmlarını yayınlarlarken sahiplerinin resimlerini taşımazlar da emlak firmaları, reklâmlarında kendi sahiplerinin fotoğraflarını reklâm ederler? Bir türlü anlamış değilim. Acaba insanımız, fotoğraflara bakarak mı emlak alıyor? Veya fotoğraflara bakarakgüvenli görüyor? Bir bilen çıksa da söylese…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.