Kadir COŞKUN
Bu Yazıyı Okuduktan Sonra Dolar Alanlara Bakış Açınız Değişecek
Uzun yazılardan sıkıldığınızı biliyorum, bununla birlikte sizin için faydalı olacağını düşündüğüm bu içerik, aklınızdaki soru işaretlerine tatmin edici yanıtlar verebilir.
DOLAR ALMAK MI İHANET, İPHONE ALMAK MI?
Özellikle Ağustos 2018 kur şokundan beri döviz alanların ülkeye ihanet ettiği düşüncesi yaygın bir inanış.
Öte yandan art niyetli bir kesimin yüklü döviz alarak hükümeti zorda bırakacağını düşündüğü de bir gerçek.
Şimdi şöyle bir düşünün;
Ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Ve dünyadaki ekonomik gelişmelerin kötüye gideceğini de görüyorsunuz.
Bu durumda vatandaşın iPhone alıp ülkedeki parayı ABD’ye çıkarmasını mı istersiniz, yoksa o paranın öyle ya da böyle ülkede kalmasını mı istersiniz?
Elbette para ülkede kalmalı.
Ülkenin paraya ihtiyacı olduğunda ne yapacaksınız? Vatandaşın elindeki 2. el telefonunu satın alıp karşılığında dış borç ödemesi yapamazsınız.
Bu durumda tek çareniz ithal mala talebi azaltmak olurdu.
İthal mala talebi azaltmak için de onu pahalı hale getirmeniz gerekir.
Bunun da çözümü insanların ithal mal alması yerine döviz almasını sağlamak!
ÖYLEYSE ERDOĞAN NEDEN ELİNİZDEKİ DÖVİZİ BOZDURUN DEDİ
Haklı olarak bu soruyu herkes soracaktır.
Size hepimizin bildiği bir gerçeği tekrar hatırlatarak bu soruya cevap vereceğim:
Erdoğan sandığımızdan daha da zeki bir lider!
Devam etmeden önce şunu not olarak ekleyeyim: Merkez Bankası haftalık raporlarını kurumun Web sitesinden görebilirsiniz. Sorunun yanıtı aslında burada gizli.
Gelelim sorunun yanıtına,
Merkez Bankasının haftalık raporlarına bakarsanız, yabancı para birimi cinsinden vadeli ve vadesiz hesapların
%99.9’u özel bankalarda, önemsenmeyecek kadarı katılım bankalarındaki hesaplarda arkadaşlar.
Şu an özel bankalarda yabancı para mevduat hesabı yaklaşık 243 milyar dolarken, katılım bankalarında bu rakam sadece 100 milyon dolar seviyesinde.
Yani biz Ak Partililerde zaten tasarrufa ayıracak kadar para yok. 2018’de de yoktu.
Çuvalla parası olan sol kesim o paraları iş bankası gibi bankalarda tutmayı tercih ediyor.
Ve o parayı kontrol edenler zaten Erdoğan’ı istemeyen kesim.
Erdoğan’ın yapması gereken şey, büyük çoğunluğu kendisini istemeyen kesimin elinde olan paranın ithal mala gideceğine yurt içinde kalmasını sağlamaktı.
Erdoğan zaten uluslararası ekonomik ve siyasi sebeplerle “iPhone almayın döviz alın” diyemezdi. Dese bile parayı kontrol edenler tersini yapacaktı.
Bunu yapmanın zekice yolu, parti tabanına meydanlardan ‘dövizini sat’ çağrısı yapmaktı, Erdoğan da tam olarak bunu yaptı.
Belki çok küçük bir Ak partili kesim az bir miktar zarar etti.
Ama sonuçta karşı cenah tezgaha geldi. Ve ellerindeki TL’yi verip Erdoğan’ı devirme umuduyla dolara saldırdılar.
Sonuç ne mi oldu
Rakamlarla konuşalım. Rakamları Dış Ticaret Bakanlığının resmî internet sitesinden aldım, dileyen gidip bakabilir.
Sadece 2018 Ocak ayındaki dış ticaret açığı 9 milyar dolar.
Erdoğan’ın ‘dövizinizi satın’ çağrısına kadar yaklaşık 50 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı olduğu görülüyor.
Erdoğan’ın çağrısı sonucu bütün para babası sol kesim dolara saldırıyor.
Ekim ayı dış ticaret açığı 400 milyon dolara düşüyor
Altın ithalatı hariç tutulduğunda ‘Dış Ticaret Fazlası’ vermeye başlandığı görülüyor.
Özetle;
O gün (veya bugün) dolara saldıranların ciddi bir kısmı bunu art niyetle yaptılar. Ama onların art niyeti sayesinde dış ticaret açığı azaldı.
Kaçımız düşmanımızın art niyetinden bile faydalanabilecek zekaya sahibiz?