Bilgi, insanın inancını, kulluğunu ve davranışlarını belirler. Davranışları da ahlaki olgu yönlendirir ve aile, çevre veya okuldan etkilenir.

Ahlak olmadan birine bilgi yüklemek, o kişiye yapılacak en büyük kötülüktür.

Hz. Süleyman'a soruldu: "İlim, mal ve saltanat... Hangisini istersin?"

İlmi seçti, hepsi verildi.

Kur'an ilmine sahip kimse, Allah'ın küçük gördüğünü büyük görmez. Kuran ilmi ile meşgul olmak, insanı dua etmekten alıkoyuyorsa, Allah o kimseye dua edenlerin duasında istediklerinden daha fazlasını verir. İlim hep daha fazlasıdır. İlim tekrar, devam ve yenilenme gerektirir.

İlk inen ayet; Ikra' tam üç defa tekrar edilmiştir.

"Ben okuma bilmem" diyen Nebi'nin mazareti kabul edilmemiştir ki, bizim mazeretimiz kabul edilsin.

İnsan ne zaman ki kendisini muhtaç görmezse ve "bildiğim bana yeter" derse kaybedenlerden olur. İnsanın azması böyle başlar ve kendisine yettiğini sanan kibirliye tasma takılır.

İlim aynı zamanda haddini de bilmekdir.

Sübhaneke la ilme lena...

Zamanının ilimde kutbu sayılan İmam Malik, kendine sorulan 48 sorunun 46'sına; "Bilmiyorum" diyebilmiştir.

Hocaların hocası kabul edilen İmam Gazali; "Bir söz söyleyeceğin zaman düşün, eğer o sözü söylemediğin zaman mesul olacaksan söyle, yoksa sus" demiştir.

Cahil ise bilmediği bir şeyi bile öyle söyler ki, sanki neredeyse Allah bilmez de, kendisi bilir.

Abdullah b. Ömer der ki: "Biz Kur'an'dan 10 ayet okur, uygular sonra diğer 10 ayete geçerdik."

Kuran'ı fethetmeden hatmetmek çoğu zaman anlamsız olur.

Arapça okuduklarımızın anlamını da bilmek, düşünmek ve uygulama Kuran'ı fethetmek yolunda atılan bir adımdır.

Bildiği ile amel edene, Allah bilmediğini de öğretir.

Harcarken iktisad, geçimin yarısıdır.

İnsanları sevmek, aklın yarısıdır.

Güzel soru, ilmin yarısıdır.

Alimin kitabından sadece yazdığı kadarını öğrenirsin. Alimle düşüp kalkarsan, yazmadığını da öğrenirsin.

En büyük ilim, miraç makamı secde ile bir olandır.

Not: Yıllar önce bir sohbetten aldığım notlara, ilave düzenlemelerle yazılmıştır.