Mustafa Cemal TOMAR
BENİM DİNİM BU DEĞİL
BENİM DİNİM BU DEĞİL
Kim ne derse desin bu dünya hayatında en çok konuşulan konulardan birisi, din, diğeri ise ekonomidir. Zira her ikisi de bizim olmazsa olmazlarımızdandır.
Ekonomi genellikle rakamlara dayanır, rakamları doğru formüle ettiğin zaman doğru sonuç verir. Halk arasında "matematik yalan konuşmaz" sözü bu hakikati anlatır. Velakin biz, son zamanlarda sayıları yanlış formüle ettiğimizde yanlış sonuçlar elde ederiz.Tuik rakamlarını örnek verebiliriz. Hakikatte enflasyon % 100'ün üzerinde iken % 50 lerin altında göstermek gibi... İstatistik ve matematik biliminin genleriyle oynadık desek yeridir. Sonunda rakamları da yalan konuşuyor "der" hâle geldik.
Dinimizi de maalesef son zamanlarda kişisel ve siyasi emellerimiz müvacehesine sokarak yeni bir din ihdas etmiş gibiyiz. Yapılan icraatlara bakıldığı zaman ileri sürdüğüm tezimin haklılığı ortaya çıkıyor.
Millet adına görev yapan kim ise, milletin emaneti sırtında olduğunda, yönetici çok hassas olmak zorundadır. Yetkisini ve icraatlarını "vezinuu bil kistasil müstekim" prensibine uygun kullanmak zorundadır. Kim din adına milletten aldığı emaneti kendi yandaşlarına meyledecek şekilde tasarruf ederse, ben ondan değilim. O da benden değildir. Zira yandaşlık haktan yana olur.
Rasulullah (sav) :" Bir ülkede yöneticiler fakir, halk zenginse orada adalet vardır, yöneticiler zengin halk fakirse orada zulüm vardır" buyuruyor. Siz ki dindarlar halkımızın dini hassasiyetlerini kullanarak oy istediniz, halkımız da lütfetti iş başına geldiniz, Evaneniz zengin oldu, halk fakir kaldı. Kusura bakmayın yaşayışınız benim dinim değildir. İcraatlarınız Resulullahın sünneti değildir.
"Allah Teâlâ adaletli iş yapanları sever" ayet-i Kerimesi'nde buyurmaktadır. Sizler ise yandaşlarınız adına kanun çıkarır, tartıyı kep kendi leyhinize döndürüyorsunuz. Mutaffifin Suresinin ilk ayet-i Kerimesi' ve devamındaki ayetlere bakmanızı istirham ederim. Size gelince adalet, sizden olmayanlara zulüm varsa, senin dinin sana benim dinim bana derim.
İmam Hatip ve ilahiyat okullarının artırılması dini anlamda önemli bir gelişmedir. Ancak bu okulların içinin boşaltılması hayra alamet değildir. Bizim için sonuç önemlidir. "Velel ahiratu hayrun leke minel uulaa" "senin evvelinden, sonucun daha hayırlı olacaktır" ilahi emir çok önemlidir. Camiler, İmam-Hatipler ve ilahiyatların çoğalması sonucunda maneviyat ve ahlâk çöküntüsü yaşıyor olmamız ne hazindir. İsmi bal gibi güzel ama içi zehir saçıyorsa bir müessese Ekmel bir sonuç tahsis edemez. Benim dinim bana; "için de bir+ dışın da bir ol" diyor.
Müslümanın söylemi de eylemi de birdir. Söylem hak, eylem batılsa bu şeytandandır. Hak olan sözü konuşur, iyi şeyler vaad ediyor sonra da iş başına geçince batıl icraatlar yapanlar insanları dinden de soğutuyorlar. Bunların yaptıkları icraatlar dinin gereği ise ben öyle bir dinden değilim diyen milyonlar var.
O yüzden "deistlik" "ateistlik" çığ gibi artmakta. Ben şahsen böylelerine son zamanlarda çok rastlamaktayım.
Bu gidişat gidişat değil, bu yol yol değil. Bu israf bu şatafat hayra alamet değil. Bu gelir adaletsizliği, rüşvet ve adam kayırmacılığı sonucu evvelden iyi kılacak değil. Bu tüketim ekonomisi, bu faizli düzen bizi selamete getirecek değil. Bir üst yöneticilere gösterilen bu sadakat bizi liyakata götürecek değil. Bu gidişat doğru gidişat değil. Vesselam...
Başöğretmen
M. Cemal TOMAR
07.08.2023