Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

AZALIYOR

AZALIYOR

Her geçen dakika-saat-gün olmasın ki, yaşımız artarken ömrümüz azalıyor.

Çağdaşlaşma, özgürlük, demokrasi, hukuk, çağdaş yaşam, lâiklik, eşitlik, hukuk dendikçe özgürlüklerimiz azalıyor.

Bizim bir önceki nesle göre evlâtlarımıza karşı surumluluğumuz ve görevlerimiz artarken, evlâtlarımızın bize karşı olan saygınlığı azalıyor.

Gösterişe büyük önem vererek yaptığımız bunca çalışmaların dünyada bir karşılığı olsa da ebedi hayat için kıymeti harbiyesi azalıyor.

Esas sebebi araştırılıp gerekli tedbirler alınmadığından, sosyal yapının imarı ve inşası için yapılan vaazlar, sohbetler, telkinler, nasihatler artarken, bu kıymetlerin tesiri azalıyor.

Samimiyetten uzak, gösterişe dayalı, şiirimsi cümlelerle, yapılan duaların kabulü azalıyor.

6284 sayılk yasa ile beraber LGBT derneklerinin faaliyetleri ile beraber kadın cinayetleri artıyor, bu yasa ve LGBT dernekleri olmaması durumunda cinayetler azalıyor.

Mültecilerin nüfusu yıllık % 5.1 doğurganlık oranıyla yüksek artış gösterirken, Türkiye'deki nüfus son zamanlarda yılda % 1.51 doğum oranıyla azalıyor.

İmkânlar var oldukça,, zengin artınca, makam ve şöhret sahibi olunca; kibir, gurur, enaniyet, emirine itaat, zulüm, ehliyetsizlik, ahâksızlık, vurdum duymazlık, yalan ve dolandırıcılık ve şatafat artıyor; buna mukabil samimiyet, merhamet, ihlâs, adalet, milli ve manevi değerlere bağlılık azalıyor

Şehirlerin gözde yerlerinde "Adalet Sarayları" inşâsı arttıkça, emirine itaat kültürü yaygınlaştıkça, devletin kurumları siyasallaştıkça,, benimki-seninki diyerek ayrışmalar vuku buldukça, insanların kurumlara ve siyasal yönetime karşı olan güvenleri azalıyor.

Okullardaki yönetimlere müdahale edildikçe, öğretmenler öğrenci-veli karşısında ezildirildikçe, ehliyetli öğretmenlerin işine karışıldıkça, sistemin notlara müdahalesi oldukça, özel okullar özendirildikçe, mülteci öğrencileri rasgele sınıflara dağıtıldıkçs, milli ve manevi değerlere önem veren bir milli eğitim politikasına geçilmetikçe her geçen gün elde edilmesi yereken veriler- istendik davranışlar, başarı performansı azalıyor

Diyanetin üst kademesindeki yöneticiler itibardan tasarruf etmedikçe, siyasi otoritenin siyaseti doğrultusunda fetva verildikçe, sahadaki din görevlileri halka tepeden baktıkça, camilerde ve konferans salonlarında dinin sadece amel boyutu anlatıldıkça, Kur'an'ı anlamaya yönelik değil de güzel Kur'an okuma yarışmaları düzenlendikçe, mevlüt merasimleri ve Kur'an proğramları gösteriş ve para için yapıldıkça, dinin buyrukları okunup da hayata yansıtılmazsa, diyanet kurumuna torpil, rüşvet giriyorsa, hayır adına toplanan paralar kalem kalem kamuoyuna duyurulmazsa diyanete- din görevlilerine ve camilere olan itimat ve itibar azalacaktır/ azalıyordur.

Katma değeri yüksek ürünler üretmedikçe, yatırım, istihdam ve üretime dayalı ekonomik politikalar izlemedikçe, şahsi menfaatleri devletin menfaatlerinin üzerinde tutuldukça, iktidarda olan parti ile diğer partiler milli menfaatler için el ele vermedikçe, kimden gelirse gelsin doğruya doğru yanlışa yanlış demedikçe, dış ülkelerle kazan- kazan politikasından vaz geçilip günü kurtarma peşine düşüldükçe, uzun vadeli plânlama yapılöadıkça, çalışkan ve üretken insanların önü açılmadıkça, böyle durumlarda ekonominin verimliliği azalıyor/ azalıyordur demektir.

İthalata dayalı ihracat yapıldıkça, katma değeri yüksek olmayan ürünler üretilmeye devam edildikçe, faiz-borsa-döviz üç kağıt oyunuyla para yazanma yolu her daim açık bırakıldıkça, yüksek faizle ülke olarak borçlanmaya devam edildikçe, emperyal güçlere karşı bağımlılık artacak, dünyadaki itibarımız, sözümüz, yaptırım gücümüz, değerimiz, etkinliğimiz azalacaktır/ azalıyordur ve nihayetinde azalıyor.

Tarım için yerli tohumlardan vazgeçip, İsrail tohumları almaya başlandığından bu yana, suni gübreleme ve ilaçlamaya geçilmesi durumu üretimi artırıyor lâkin lezzeti, kaliteyi azaltıyor/ azalıyor.

Bu örneklemelerden yola çıkarak, acı ama bazı pozisyonların farkına varıyoruz. Kâinatta bir denge vardır. "Artma-azalma" dengesi. Ben böyle adlandırmak isterim. Kâinatta bizler "vardan da yok, yoktan da" bir şey var edemeyiz. Ancak dönüşüm yapabiliriz. Aslında azalma- artma konusu bir dönüşümdür.

Bir kaynaktan günde 100 metreküp su aktığını düşünelim. 10 aile isek eşit bir şekilde paylaşım olduğunda her birimize 10 metreküp su düşmesi gerekmez mi? Birileri kalkıp 1 metreküp su hakkın var derse 9 metreküp su başka tarafa akıtılıyor demektir.

Bir memlekette fakirler çoğalıyorsa zenginler servetine servet katıyor demektir. Enflasyonla milletin cebinden her saniye para çalınıyorsa çalınan miktar haksız yere birilerine kayıyor demektir. Enflasyon karşısında kimin alım gücü azaldıysa azalan miktar kadar cepten çalındı demektir. Sözlerimi alın-teri ve emeğin önemini anlatan bir kaç söz buraya alıntı yaparak noktalamak isterim.

İnsanlar kötülüğe yığınla akın eder çünkü yol düz ve kısadır, fakat iyiliğin önüne Allah alın terini koymuştur.( Hesiodos)

En hayırlı ve tatlı kazanç, insanın eI emeği, göz nuru, alın teri ile kazandığı rızıktır. Hz.Muhammed(s.a.v)

İçinizden biri, rızık talebini bırakıp da mescitte oturmasın. Kim böyle yapar ve Allah’ım beni rızıklandır derse, şüphesiz bu, sünnete aykırıdır. Bilirsiniz ki, gökten ne altın yağar ne de gümüştür Emek çekilmiş her şey, değerlidir. (Mimar Sinan)

04.07.2024

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.