Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK
ARŞİV RAFIMDA KALAN BİR DİYALOĞ
ARŞİV RAFIMDA KALAN BİR DİYALOĞ Prof. Dr. Salih Şimşek
Pandemi günlerinde, sokağa çıkma yasağı boyunca, herkes gibi benim de, çok geniş vaktim oldu ve mecburen çok sayıda yazı yazdım ve arşivime bıraktım. Şimdi o yazılarımdan birini daha tarihin zaman tüneline bırakıyorum:
Geçen hafta sonu Pazar günü sokağa çıkma yasağı sırasında dosyalarımı karıştırırken hazır bir yazımı buldum. Nostalji olarak sizlerle paylaşıyorum:
— Usta be!
— Evet?
— Sana bir gazete yazısı okuyayım mı?
— Niye? Gazete yazılarına hasret mi kaldığımı sanıyorsun?
— Yo, öyle değil… Bana ilginç geldi de...
— Madem okumak istiyorsun oku.
— Yeni Şafak gazetesi yazarı Kemal Öztürk, 7 Haziran seçimleri öncesi ciddi bir oy düşüşü yaşadığını ve tek başına iktidar olamayacağı yolunda öngörüler beyan edilen AK Parti'deki seçmen kaybının perde arkasını irdelemiş…
— Ne var bunda? Genetik Muhalefet zaten bunu yeteri kadar yapıyor!
— ‘AK Parti, ana omurgasını oluşturan kitleyi neden küstürdü?’ sorusuna cevap arayan Öztürk, ‘bu kitle, Erdoğan İstanbul'a başkan olsun diye, geceleri elektrik direklerine tırmanıp bayrak asan, gündüzleri iş çıkışı kapı kapı dolaşıp Erdoğan'ı anlatan ve hapse girdiğinde arkasından gözyaşı dökenlerdir’ diye yazmış…
— Bu bilinmeyen bir bilgi değil ki… Sonra?
— Sonra da ‘işte bu insanlar küsmüş, kırılmış, incinmiş, dertlenmiş" demiş…
— Eee? Sonra?
— ‘Bu insanlar şimdi kırgınlıklarının ve kızgınlıklarının ifadesi olarak sandığa gitmeyip, AK Parti'ye mesaj vermek, ders vermek istiyor. Şaşılacak kadar çok sayıda insanla karşılaştım. AK Parti için bundan daha büyük tehlike olamaz’ demiş…
— Tespit doğru. Ancak, kendisi aday gösterilseydi, bu tespiti yine yapar mıydı?
— Bilmem…
— Ben hiç sanmıyorum,
— Ben de…
— Doğruları, ne yazık ki hep kaybedince söylüyoruz.
— Siyasi ortamın dışına çıkanlar oldukça tutarlı yorumlar ve tespitler yapıyorlar, ama içeride kalanlar çok zaman 'bakar kör' oluyorlar...
— Evet. İçerde iken bakıp gören olunabilse, sorun olmayacak…
— İçerde iken bakıp gören olunca da, Burhan Kuzu'nun sözü hatırlanıyor. ‘Siyasi hayatım biter"
— Bir de 'bitsin be!' diyen yiğit çıksa, dünyanın sonu mu olur?
— Dünyalık tek hedef olunca, dünyanın sonu oluyor…
— Daha başka tespitler de yapılabilir. Meselâ, iktidarın sanki iktidar olmaktan yorulmuş gibi bir hâli var, bir de iktidar şımarıklığı da tavan yapmış. Mevlâ bu seçimleri hakkımızda ve tüm Âlem-i İslam için hayırlara vesile kılsın.
— Ortamın içinde iken, doğruları söyleyebilecek ve zarar görmeyecek bir adalet sistemine ihtiyaç var. Hz. Ömer'in ‘yoldan çıkarsam ne yaparsınız’ sistemi yerleşmeli…
— Bu kardeşiniz, hep ortamın içinde doğruları söylemeye çalışan, bu nedenle de hep ortam dışında tutulan oldu.
— Ortam içinde ‘doğruları’ söyleyenler, asla sevilmiyor, tutulmuyor. Ne denirse "eyvallah" diyen yağcı ve yalakalar makbul…
— Rahmetli Özal’ın benzer hatalarla kaybettiği ilk seçim sonuçlarındaki ifadesi, ‘hata yaptığımızı anladık, ama milletin uyarısı da çok sert oldu, kantarın topu fazla kaçtı " gibi mi olur sizce? Koalisyonlardan bıkkınlık üzerinden seçmende alternatif bulma zorluğu var mı? Yani ‘tamam, işte aranılan parti bu’ denilebilecek bir parti! Nerde?
— Mevla’m neylerse eyler hep güzel eyler! Nasılsak öyle idare ediliriz. Takmayın kafanıza… Nasıl olsa herkes ölecek!