Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

ADAM OL! KİMSE ETNİK AYIRIM YAPMAZ.

ADAM OL! KİMSE ETNİK AYIRIM YAPMAZ

Mülteciler sorunu her geçen gün daha çok memleketimizde sorun olmaya devam ediyor.

Sınıf öğretmeni olanlar daha iyi bilir. Yerine göre her sınıfta 3-5 tane Suriye-Iraklı çocuklar bulunmaktadır. Bu çocukların bir kısmı bizim çocuklarımızdan farksızdır. Bu çocuklar ve aileleri noktasında bir sorun yaşanmamaktadır. Lâkin mülteci çocukların bazıları sınıfları ve okulları alt üst etmektedir. Gerekli önlemler alınmaya kalkıldığında sınıfları alt üst etmek bir yana bu çocukların velileri öğretmenleri "etnik ayırım yapıyorsunuz" diyerek ve savcılığın yolunu göstererek tehtit ediyorlar. Ben dahil olmak üzere bu durumdan maduruyet yaşıyoruz. Kendimizi savunacak, ya da bu durumu bertaraf edecak yasal etkimiz ve yetkimiz yoktur. Kişisel olarak veliye karşı kendimizi savunmaktan başka bir çaremiz kalmamıştır.

Mülteciler aşağılık kompleksine kapılmış, okulda ve sınıflarda düzeni sağlama adına iyi niyetle yapılan faaliyetleri ve etkinlikleri bile suistimal ederek, "etnik ayırım yapılıyor" gerekçesiyle ilgilileri savcılığa şikayet edebiliyor. Bu noktada avukatlar hazır bekliyor.

Herhangi bir ücret ödemeden tercümanlar aracılığıyla sözlü şikayetini yapan mültecilerin bu şikayetleri baz alarak avukatlar aracılığı ile bu şikayetler hukuksal dava dilekçesine dônüştürülerek savcılıklara suç duyurusunda bulunuluyorr. Hiç bir şey yokken " etnik ayırım yapıyorsunuz" suçlamasıyla kendinizi savcının karşısında bulabiliyorsunuz.

Hiç bir öğretmenimiz onların iddia ettiği gibi etnik ayırım yapmıyor. Adam olun yeter!

Adam olmayanlar, Türk oldun, Kürt olsun, Arap olsun müdahale edilir. Bu kadar basit.

Ülkemizi yönetenlerin mülteci politikalarını tasvip etmiyorum. Ülkemizin bir çok şehri mültecilerle adeta istila edilmiştir. Bu insanlar bizim toplumumuzla hiç de entekre olmamışlardır. Özellikle temizlik konularına bu kimseler hiç riayet etmiyorlar. Bir evinizi bunlara kiraya verseniz evi pislik yuvasına çeviriyorlar. Bu mültecilerin bazılarının çocukları yukarda da ifade ettiğim gibi okuldaki sınıfların ahengini düzenini bozuyorlar. Bir araştırma yapılsa bu durumun vahameti daha iyi ortaya çıkar. Kısaca eğitim-öğretimi olumsuz yönde etkilemektedirler. Dolayısıyla haklı olarak hiç bir öğretmen Suriyeli- Iraklı çocuk ( iyi aile çocukları hariç) sınıfında okutmak istememektedir. Bu çocukların yüzünden emekli olan öğretmenler bile vardır.

Burada yanlış anlaşılmak istemem. Fert bazında hiç bir mülteciye karşı değilim. Memleketinde güven kalmamış, can güvenliğini sağlamak üzere bize gelip sığınan ve bizim memleketimizin kurallarını benimseyen, zararsız, saygılı, eğitimli, müslüman kimselere hiç kimsenin bir şey diyeceğini sanmıyorum.Zira bizim inancımızda Hucurat Süresi 10. Ayet-i Kerimesi'nde Cenab-ı Hak; - "Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz'. Buyurmaktadır.

Ebû Nadre"den nakledildiğine göre, Resûlullah"ın (sav) teşrîk günlerinin ortasında verdiği Veda Hutbesi"ni dinleyen bir sahâbî şöyle anlatmaktadır: “Resûlullah (sav) buyurdu ki, “Ey insanlar! Şunu iyi bilin ki Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arap"ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap"a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur

Bu Ayet-i Celile-yi ve Hadis-i Şerifi bilen ve bu ayet ve hadise inanmış birisi olarak "etnik ayırımcılığa şiddetle karşı olduğumu ifade ediyorum.

Benim şikayetçi olduğum konu, adam olmayacaksın, kanunun verdiği ayrıcalığı ve maduriyet rolünü kullanarak, esas bu vatanın sahiplerini suçlayarak, zeytin yağı gibi suyun üstüne çıkmaya çalışacaksın, davalar açarak başta öğretmenleri ve diğer vatandaşlarımızı madur edeceksin. Benim şiddetle karşı olduğun konu budur.

Ama maalesef bu maduriyetimiz yıllardan beri devam etmektedir. Sadece eğitim alanında değil, hayatın diğer alanlarında da mültecilere tanınan haklar, biz vatan evlâtlarına tanınmamaktadır.

Merhum Necip Fazıl'ın Sakarya Siiri'ndeki mısralarında vurguladığı gibi:

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,

Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

Yabancı uyruklu çocukların okullarda verdikleri zararları şöyle sıralayabiliriz. Bir kere dil bilmediklerinden akademik olarak bizim çocuklarımızın gerisinde kalıyorlar. Geneli kural tanımaz bir durumdadır. Bir durum olduğunda bir araya gelerek bizim çocuklara saldırma vakaları oluşturmaktadırlar. Dil bilmemeleri nedeniyle iletişim zorluğu yaşamaktayız. Kültür farklılığı nedeniyle okul ve sınıf kurallarını hiçe saymaktadırlar. Saldırgan bir yapıları vardır. Sıraların üzerinde dolaşma, sınıf eşyalarına zarar verme, yanındaki arkadaşına rahatsız etme, ders dinlememe, okula geç gelme, sürekli şikayetçi olma, kendi eşyalarını kaybetme...gibi hususiyetleri vardır. Kısaca mültecilerin çocuklarının bir çoğu sınıfın huzurunu bozmaktadır. Bir de bunun üzerine velinin anlayışsız, saygısız ve şikayet dolu tavırları eklenince "tadına doyum' olmuyor doğrusu.

Bir an önce bu konu gündeme taşınmalı, söz konusu sorunları ortadan kaldıracak önlemler alınmalı, öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin mağduriyeti giderilmelidir. Selam ve dua ile...

21.09.2024

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.