Kültür; toplumların ayırt edici özelliğidir. Varlığı ve önemi toplum tarafından uzun yıllar içinde oluşur.
Kültür hem o toplum tarafından oluşur, hem toplumu oluşturur. Kültür varlığıyla toplumun değerleri geleceğe taşınır. Bir toplumda dini hayatın varlığını gösteren o toplumun kültürüdür. İslam fıkhında suyun özellikleri anlatılırken; suyun temizliği ve temizleyiciliği için şart olarak, tadı, kokusu ve renginin değişmemesinin gerektiği söylenir. Yani kullanacağımız su; tat, koku ve rengini muhafaza ediyor olacak. Toplumlarda böyledir.
Her toplumun kendine has “Tadı , kokusu ve rengi” olur. Toplumun kültürünü rengini, tadını ve kokusunu veren en önemli unsur dindir. Din, iman edenlerinin gündelik hayatına dini anlayışını yansıtmasıyla varlık bulur. Yıllar içinde oluşan değerler gelenek haline alır ve nesilden nesile geleceğe aktarılır. Toplumların kültürü, zaman zaman küçük çaplı gelişme ve değişimlere uğrar.
Değişimin kabulü uzun yıllar alır ve toplum tarafından hazmedilir. Kültür değişmeleri, kimi zaman gönüllü, kimi zaman dayatılarak meydana gelir. Gönüllü değişimler, başka toplumlara herhangi bir sebeple duyulan hayranlık ve özentiden kaynaklanır. Böyle bir özenti içinde olan toplumlar, hiç bir zaman kendisi olamaz, arkadan gelen nesillere “Biz buyuz” diyemezler. Başkasına şirin görünme derdi olanlar hiç bir zaman kendisi olamazlar. Bu sebeple, Hayrettin Karaman hocaya yapılan eleştiriler hakkaniyete uygun olmadığı gibi aynı zamanda yanlıştır. Müslümanlık bağlamında hocanın yaptığı eleştiriler yanlış mütalaa edilmemelidir.
Ömrünü İslam ilimlerine veren bir alime yapılanlar terbiye sınırlarını aşmıştır. Haddi aşanların çoğunluğu, özellikle bu konuda bayrak çekenler kültürel yozlaşmanın taşıyıcı elemanı ve aşağılık duygusu içinde ezikliklerini ortaya koymuşlardır. Tespitimize katılmayanlar için acizane tavsiyem durdukları yeri gözden geçirmeleridir.