Eğitim sorunu uzun vadeli çözümü gerektirmektedir malum... Ama atılan her ileri adım konunun çözülmesine katkıda bulunacaktır. Amatörce de olsa bir yerden başlamak gerekmektedir. Zira Türkiye’de akademik düzeyde de konu ile ilgili eleman eksikliği vardır. Bu eksiklik hem sayısal, hem de nitelikseldir. Bu anlamda, kıyısından-köşesinden de olsa ilgili insanların bir araya gelmesi-getirilmesi önemlidir. Bu yüzden İslam ekonomisi ve finansı ile ilgili yapılan çalışmaları, oluşturulan merkezleri önemsemek, destek olmak gerekmektedir. Katılım banklarının çeşitli hizmet içi eğitim programları, konu ile ilgili paneller, sempozyumlar, bilgilendirme toplantıları vb. etkinliklerin düzenlenmesi, sıradan halkı bilinçlendirecek radyo-televizyon programlarının yapılması… gibi etkinlikler toplum nezdinde bilinç altı farkındalık ve güven oluşturacaktır. Bunlar kısmen de olsa yapılmaktadır zaten…
Yine bu kurumların öğrencilere burs vermesi, staj imkanları tanıması, dergiler çıkarması gibi etkinlikleri uzun vadede personel altyapısının güçlenmesine yardımcı olacaktır. Bu alanda çalışmalar da yok değildir, ancak güçlendirilmeye ihtiyacı vardır. Bu anlamda üst başlık olan “İslam Ekonomisi” ile ilgili bile nisbi olarak az sayıda kaynağın bulunduğu ülkemizde akademik çalışmalar daha da bir önemli hale gelmektedir. Ülkemizin bu konuda da bakir ve nisbi olarak daha ‘fakir’ olduğunu gözardı etmemek gerekir. Aslında İslam ekonomisi ile ilgili yayınlar az değildir. Ancak Türkçe literatüre yeterince kazandırıldığını söylemek son derece güçtür. Geçmişte siyasi ortam nedeniyle faizsiz finans kurumlarının çalışmalarında sorun vardı ve üniversitelerde konu ile ilgilenmekte ve merkezler açmakta sıkıntılar yaşanıyordu ama şimdilerde bu sorunun aşıldığı söylenebilir. Hadise biraz da finans işidir ki, burada üniversite imkanlarından yararlanma yanında katılım bankalarının desteklerine ihtiyaç vardır.
İslam iktisadına ilişkin sorunların çözümünde konu ile ilgili çalışmalar yapan dış dünya ile barışçıl ilişkiler kurulması, gerek batılı felsefi iktisadi birikime, gerekse klasik İslami birikime aşina bilim adamlarının yetişmesine, bireylerin gerçek tercihlerini dışa daha rahat yansıtabildikleri ve karar alma süreçlerini etkileyebildikleri görece özgür ve katılımcı bir siyasal-kültürel ortamın meydana getirilmesine bağlıdır.
