Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK
YENİLGİYE MAZERETLER
YENİLGİYE MAZERETLER Prof. Dr. Salih Şimşek
12. Yenilgiyi alan azgın, şaşkın ve kronik hasta muhalefetin, bu seçim de dahil eski seçimlerdeki mağlubiyetin ve seçimleri kazanamamasının sebeplerini kendi ifadelerini referans olarak topladım. Bakın ortaya nasıl bir manzara çıktı:
- Bizim parti teşkilatlarımız çok tembel, hiç çalışmadılar. Karşı taraf arı gibi çalıştı, elbette kazanacaklardı…
- Kedi trafoya girdi, komplo düzenlediler ve oyları çaydılar.
- Cahil insanlar topluluğunun kullandığı oylar ancak böyle olur.
- Bir düzine seçim kaybetmiş adamı aday yaptık, başka ne bekleyecektik?
- Bu millete bir türlü yaranamadık veya onlar bizi bir türlü anlamıyorlar.
- Kim ne derse desin, Tayyip’i Putin destekledi ama hiç kimseye çaktırmadı.
- AKP’li belediyeler çöp arabalarıyla muhalif oyları çöp dağlarının altına sakladılar.
- Seçim Pazar günü olduğu için bizim seçmen tüm gün yattı ve oy vermeye gidemedi.
- Pusulalara yapay zekâ çipleri taktılar. Görünmez teknolojisi ile oy pusulaları gizlendi.
- Muarrem’in bize son anda attığı son kazağı unutmamak gerek. Adam, Reis’in adamı çıktı.
- Irak, Suriye ve diğer yerlerden gelen göçmenlere oy kullandırttılar ve sonucunu da aldılar.
- Zarflara "kâğıt yiyen mikroplar" bulaştırdılar ve bunlar muhalif oyları görünmez hale getirdi.
- Muharrem’in adaylıktan çekilmesi bize karşı uygulanan bir komploydu ve Erdoğan’a yaradı.
- Özel olarak yetiştirilen ‘sandık görevlileri’ muhalefete kullanılan oy pusulalarını sakladılar.
- Kemal’in kırdığı potlar o kadar çok oldu ki, insanlar bundan ‘Başkan olmaz’ diye oy vermediler.
- Bence tek sebep var: Seyyah mahlasını kullanan Salih Şimşek, emekli olmasaydı, kesin kazanırdık.
- Reis’in resmini oy pusulasının en başına koydukları için pek çok kişi yanılarak onun altına mühür bastı.
- Elektrikleri bir ara söndürdüler. Ne olduysa o sırada oldu,oy sayılarını kendi lehlerine çoğalttılar.
- Her seçimde olduğu gibi, devletin imkânlarını kullanarak, oyları yine çaldılar. Adamlar hırsız, hırsız…
- Kılıçtaroğlu yanlış yaptı. Alevi kimliğini ileri sürerek, Sünni oylarının bir kısmını kaybetti. Keşke yapmasaydı.
- Kemal Bey’in ‘ben Peygamber soyundan geldim, Seyyid’im’ söylemi peygambere inanmayanların tepkisini çekti.
- EKO’nun ŞOK’tan dağıttığı üzerinde 1000 TL yazan, aslında içinde 300 TL olan hediye kartları da işe yaramadı. Hatta aleyhimize oldu.
- Batılı dostlarımızın bize destek niyetlerini ‘açıktan’ belirtmeleri galiba ters etki yaptı. Keşke bu kadar ‘açık bir destek’ vermeselerdi.
- Büyük çoğunluğu ‘Müslüman’ olarak bilinen (!) bir toplumda, Meclis kürsüsünden ‘biz Müslüman değiliz’ demenin bir âlemi var mıydı?
- Seçimler yenilensin. Bu sonucu kabul etmiyor ve tanımıyoruz. Böyle bir seçim olamaz. Bakın Batı da yapılan seçimleri dürüst bulmuyor.
- 20 yıl beklediler, ülkeyi sattılar ve ülkenin hazinesinde ne varsa maaş artırımı adı altında millete ‘rüşvet’ olarak verdiler, oy satın aldılar. Millet de bu zokayı yuttu.
- Kemal’in milleti tebessüm ettiren çok sayıdaki söz ve eylemi, milletin karşısında gayri ciddi bir aday olduğu görüntüsünü verdi. Bu da otomatik olarak sandıklara yansıdı…
- Aklıselim sahibi insanlar İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerdeki belediyecilik hizmetlerini (!) gördüler. Ağızları bir daha yanmasın diye de kerhen de olsa Reis’e oy verdiler.
- Hiç hesaba katmamıştık… HÜDAPAR yok mu? Mağlubiyetimizin önemli sebeplerinde biri de o… HÜDAPAR’ın aldığı Kürt oyları, eğer Reis’e gitmeseydi, AKP ve Reis zor kazanırdı.
- Dün söylediğinin bugün tam tersini söyleyen, birçok yalama ve yalaka olmuş, başka partilerden şutlanmış yaratıkları, mal bulmuş mağribi gibi, listelerimize alarak kendimize kötülük yaptık. Sonuç ortada…
- Bu millet buna lâyık... Lâyık olduğunuz gibi yönetilirsiniz. Bu millet makarnacı, kömürcü ve çıkarcı... Bu millet, kim bir tutam ot uzatırsa onun arkasından giden koyun sürüsü… Başka ne beklenirdi ki…
- Bu seçimde ilginç bir gelişme oldu. ‘Teknolojik hırsızlık’ çok önemli başarılar getirdi iktidara… CHP'nin oyları, kullanılan özel bir mürekkep ile saat beşten sonra Tayyip Erdoğan'a dönüştü. Bunu hesap edememiştik.
- Böyle ucube bir seçim sistemi olmaz ki… Bir taraftan devletin tüm imkânlarına arkası alan bir iktidar, bir yandan da meteliksiz bir muhalefet… Eşitlik bunun neresinde? Adil olmayan bir seçimin sonu elbette böyle olur.
- İşin başı ve dahi sonu, ‘güven’ efendim güven… Milletin çoğunluğu bu muhalefete, ne söz verirse versin, güvenmiyor. Eğer 5 sene sonra iktidar olmayı düşünüyorlarsa, bu andan itibaren ilk yapacakları iş, toplumun güvenini tesis etmek olmalı. Gerisi lâf ü güzaf…
- Yanlış yaptık efendim pek çok yanlış… Bunlardan biri de millete tepeden bakarak, ‘bu Cumhuriyeti içkici ayyaşlar kurdu, namaz kılınlar soydu’ demeyecektik. ‘Türkiye ve Dünya’ya tek göz ile bakmayacaktık.
- Yurtdışında yaşayanlar var yaaa… İşte onlar, yüro (EUR) ile dolar ($) ile kazanıp TL ile harcadıkları için hep RTE’ye oy verdiler…
-Niye sonuçlara hep olumsuz bakılmıyor ki? Bir de şöyle bakın: Adam ‘hesap uzmanı’ ve zeki bir adam… 39 vekil verdi, 129 vekil aldı. Kötü mü oldu yani? ‘ben hesap uzmanı’ diye buna derim. - Biz bu halkın cahilliğini fazla hafife aldık. Halkı ‘adam’ yerine koymadık. Keşke onları bu kadar hafife almasaydık… - Hayalperest olmaya gerek yok… Artık rasyonel olarak düşünmemiz lâzım… 15 inci kez gördük ki, halk kendisine "câhil" diyenleri iktidar yapmayacak kadar ‘zeki’ ve "koyun" diyenleri ‘kırmayacak’ kadar yardımsevermiş, vesselam...
Keşke Süleymancıların bizi desteklediklerini o kadar ‘açık’ etmeseydik. Bunların büyük bir kısmı, inadına Reis’e oy verdiler.
-Ne yazık ki ‘âdil’ bir seçim dönemi olmadı.
Daha var da çok uzamasın diye bitiriyorum.