Sinan Ateş diye biri dünyamda hiç yoktu. Bütün bilgim ismi ve Ülkü Ocakları eski başkanı olmasıyla sınırlıydı. Katledilmesi üzerine herkes gibi biraz detaylara indim.
Risâle-i Nur okuyup Hac veya Umreye gidecek, tasavvuf ehlinin yanında diz çökecek kadar mü'min imiş. Kederli eşinin de örtülü olduğunu gördüm. Türkeş ve Bahçeli'den çok merhum Yazıcıoğlu'na benzer bir ülkücü.
Katledilmesinin üzerinden geçen bunca zaman zarfında Bahçeli, partisi ve Ülkü Ocakları'ndan bir sesin çıkmayışı gibi, bir taziye mesajının bile yayınlanmamış olmasını yadırgadığımı saklamayacağım. İktidar için de öyle...
Bu menfur cinayetin adiyattan olması temennisindeyim. Türkiye'yi kaosa sürükleyecek yeni bir terör dalgasının startı olmadığına inanmak istiyorum ama emin olamıyorum. Emareler ümid ve temennilerimi değil, korkularımı besliyor.
Sinan Ateş'e rahmet ve mağfiret, kederli ailesi, akrabaları ve sevenlerine sabırlar niyaz ediyorum. Bu ülke terörden çok çekti, çok şey kaybetti. Müsamaha ile bakmak veya küçümsemek büyük yanlış olur...