Firuz TÜRKER
YENİ NESİL DARBELER
Emperyalizmin doğası, tahakkümü altında bulunan ülkeleri kontrol altında tutmayı gerektirir. Eskiden açık işgal vardı. Zaman değişti. Artık sömürge ülkelerin halkları kendileri yönetmek istiyor. Emperyalizm, bu yeni duruma kendini uyarladı. Ülkeler görünüşte bağımsız, ama ipleri emperyalizmin elinde olan yönetimler işbaşına getiriliyor. Onlardan çizgi dışına çıkan olursa türlü yöntemlerle hizaya çekiliyorlar. Bunların içinde ekonomik baskı, ambargolar var. Bunlar da sonuç vermezse, çizgi dışına çıkan yönetim, çember içinde bir başkası ile değiştiriliyor. İşte bir ülkenin yönetiminin, kendi halkının arzusu hilafına bir başkasıyla değiştirilmesine darbe deniyor.
Emperyalizmin kelime anlamı imparatorluk. Artık imparatorluklar çağı geçtiğinden günümüzde ekonomik hegemonya anlamında kullanılıyor. Görünüşte bağımsız ülkeler ekonomik bağımlılık yoluyla sömürülüyor. Bu yolla yeni sömürge ülkeler, askeri, siyasi ve de toplumsal yönden de denetim altında tutuluyorlar.
Geçen yüzyılda beğenilmeyen yönetimler askeri darbeler eliyle değiştirilirdi. Artık o darbeler demode. Sosyal devrimler çağını geride bıraktığımızdan, yeni bir döneme girildi. Bu dönemin revaçtaki darbe modeli 'halk' ayaklanmaları. Emperyalizm, sosyal devrimlerden öğrendiklerini aldı, yeni yöntemine uyarladı. Yönetimi değiştirilmek istenilen ülkede halk hareketleri kışkırtılıyor. Yönetilemez bir durum oluşuyor ve bu kargaşadan emperyalizm yanlısı yönetimler iş başına getiriliyor. Bunun çok örnekleri var. Başarılı olanları, olamayanları var. En son örnekleri Fransa ve Venezuela. Fransa da emperyalist bir ülke. Ama patron Amerika. Avrupa ordusundan söz etmesi, İran'a yaptırımlara karşı tutum alması gibi sebepler Amerika'nın hoşuna giden şeyler değil. Patron böyle çatlak sesler duymak istemiyor. Venezuela ise herkesin bildiği, gizlisi saklısı olmayan bir sebepten, petrolüne ve diğer doğal kaynaklarına el konulmak istenmesinden dolayı hedefte. Bunlara ek olarak bir de İran var. Orada da kışkırtmalar yapıldı ama tutmadı.
İşte yeni nesil darbecilik böyle bir şey. Güya sosyal ayaklanma var bahanesi ile yönetin değişiklikleri bina edilmeye çalışılıyor. Bunların bildiğimiz 'devrim teorisi' ilke ilgisi yok. Tamamen güdümlü. Tam tersine, millici yönetimler devrilmeye çalışılıyor. Yunanistan'daki son gelişmeler de bu tarza bir örnek. Çipras yönetiminin ipi çekilmek isteniyor. Ülkemizde de 'gezi kalkışmasıyla' denendi. Emperyalizm bu yöntemi Arap Baharı hareketlenmeleri ilke gündemine aldı. Oradaki halk hareketleri kontrol altına alındı ve kendi amaçları için kanalize edildi.
Bu yeni nesil darbeler, eskisinin pabucunu dama atmış değiller. Yeterli olamadığı durumlarda babadan kalma askeri darbe yöntemine de baş vuruluyor. Mısır darbesi ve bizdeki 15 Temmuz buna örnek. Artık günümüzde her kitle eylemini devrimci gelişme olarak görmek mümkün değil. Böylesi karşı devrimci olaylara hizmet edebiliyor. Trump'ın sarı yeleklilere selam çakması, İran'daki kitle hareketini alkışlaması, PKK ya sözde 'devlet' kurdurmaya çalışması boşuna değildir. Şapla şekeri iyi ayırt etmek gerekir. Her sakallı dedeniz değildir.