Mustafa Cemal TOMAR
YENİ DÜNYA DÜZENİ VE KÜRESELLEŞME
YENİ DÜNYA DÜZENİ VE KÜRESELLEŞME
Dün Samsun'da bahar havası vardı. Gece hava değişti, birden hava sıcaklığı 10 derece düştü. Buradaki iklim esasen ılıman iklimdi, şimdi karasal iklime dönmüş gibi bir hava var. Artık Karadeniz'in ılıman iklimi karasal iklime dönüşmüştür desek yanlış söylemiş olmayız. Gündüz kucaklayıcı bir hava, gece soğutucu bir hava oluşuyor. Tüm Karadeniz illeri bir kaç yıldan beri böyle.
İklimler insan üzerinde etkisi büyüktür. İklim A'dan Z'ye hayatımıza dokunuyor. Evlerimizin dekorasyonunu, tarlalarımızdaki ekini, gar dolabındaki elbiselerimize varıncaya kadar iklime göre düzenleriz. İklimler tenimiz üzerinde bile etkilidir. Karasal iklimin sürdüğü bölgelerde sarı-beyaz tenli insanlara az rastlanır. Genellikle insanlar esmer tenli, gür saçlı olurlar.
İklimin karakterimiz üzerinde de etkili olduğu yapılan araştırmalar sonucunda ortaya konmuştur. Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerlerde insanlar nazik iken, karasal iklimin hüküm sürdüğü yerlerde insanlar biraz kaba olduğu bilinmektedir.
Son zamanlarda Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ihdas edilmiş. Kimse niye "İklim Değişikliği Bakanlığı" var sorusunu sormuyor bile. CHP zaten sistemin partisi. Bu konuları biraz YRP irdeliyor, o da yeri geldikçe hükümete destek veriyor. Dolayısıyla muhalefeti hiç bir işe yaramıyor.
Esasen Yeni Dünya Düzeni projesi büyük hızlılıkla hayata geçiriliyor. Hiç bir devlet yetkilisi bu düzene karşı çıkmıyor. Yeni Dünya Düzeni ile beraber dünya nereye doğru evrileceğinin hesabını yapan yok. Ancak küreselcilerin bir hesabı var, hesaplarını uygulamaya çalışıyorlar.
LGBT, BOP, İklim değişikliği, global reset, Dünyayı tek elden yönetme...gibi projeler bu büyük projenin versiyonlarıdır. Öte yandan BM, DSO, gibi kuruluşlar da küresel sermayenin emrindedir.
Yeni Dünya Düzeni, monarşileri yıkmayı ve dini inançları yok etmeyi, ulus devletleri ve vatanseverliği sonlandırarak totaliter bir tek dünya devleti kurmayı planladığı öne sürülen, etkinliği ya da varlığı doğrulanamamış bir komplo teorisidir.
Küreselleşme ve globalleşme kavramları bu anlamda sık sık kullanılan kavramlar arasında yer almaktadır. Öte yandan; Çokuluslu şirketler, dünya sahnesinde ulus devletlerden çok daha sonra görünmekle birlikte, günümüz uluslararası sistemini etkileyen ve yönlendiren aktörlerin başında gelmektedir. Birleşmiş Milletler’in son verilerine göre, dünyanın en büyük 200 çokuluslu şirketinin toplam kaynakları 7.1 trilyon ABD Doları tutarındadır. Dünyadaki ekonomik faaliyetlerin yaklaşık dörtte biri dolayında olan bu rakam, Birleşmiş Milletler üyesi 189 ülkeden 182’sinin toplam ekonomik büyüklüklerinden fazladır. Çokuluslu şirketlerin ihtiyaçlarını, çıkarlarını ve hedeflerini gözetmeyen bir uluslararası ekonomik sistemden söz etmek mümkün değildir. Çokuluslu şirketler, olağanüstü ekonomik güçlerinin bir yansıması olarak, uluslararası ilişkilerde de etkili olabilmektedir.
Yani uluslararası bu dev şirketler dünya yönetimi konusunda yüzlerce devletten daha etkindir. Ekonomik güç kimdeyse onun borusu ötüyor demektir. Dünya'nın en değerli 10 şirketi ve sermayelerini listesi;
Apple: 3.08 trilyon dolar.
Microsoft: 2.49 trilyon dolar.
Saudi Aramco: 2.09 trilyon dolar.
Alphabet: 1.67 trilyon dolar.
Amazon: 1.37 trilyon dolar.
Nvidia: 1.15 trilyon dolar.
Tesla: 848.8 milyar dolar.
Meta: 819.8 milyar dolar.
Dünya'nın en fakir ülkelerin yıllık gayri safi milli hasılsları çok düşüktür. . HİNDİSTAN
Dünyanın en hızlı gelişen ülkelerden biri olarak gösterilen Hindistan'ın yoğun nüfusunun getirdiği ihtiyaç ülkeyi dünyanın en fakir ülkelerinden biri haline getiriyor. Hindistan'da yıllık 2 trilyon dolardan fazla gelir elde edilse de ülke nüfusunun 1, 3 milyarı aştığını düşünülünce bu paranın yeterli gelmediğini görmek mümkün.
GSYİH: Bin 581 dolar
Milli Gelir: 2 trilyon 73 milyar dolar
Nüfus: 1 milyar 311 milyon
Hindistan örneğini görüyorsunuz. 1.3 milyar nüfusa sahip olan ülkenin milli geliri 2.09 trilyon dolar, diğer yandan bir Amerikan şirketi olan Apple'ın 3.08 trilyon dolar cirosu var. Ne kadar büyük dengesizlik. Bu dev ve zengin şirketilerin sahipleri ne yazık ki hepsi zalimdir. Dünyadaki adaletsizliğin ve zulmün baş müsebbibi bunlardır. Bizler farkımızda olmadan onların çalışan neferleriyiz ne yazık ki!
Yeni Dünya Düzeni aslında şeytan düzenidir. Şeytan adına iş görmektedirler. Onlar insanlık adına zulüm ve göz yaşından başka bir şey getiremezler. Doğal yapıyı bozup yapay hayara dünyayı evirmeyd çalışıyorlar. Canlıların genleriyle oynuyorlar, yapay et üretiyorlar, yapay eti piyadaya da sürüyorlar. Tijital paraya geçiliyor, böylelikle kimin ne harcadığını kontrol aldına almaya çalışıyorlar. Covid-19 da bu plânın bir parçası olduğunu unutmayalım. Hakeza sözde aşılar da öyle. Dünya iyiye doğru evrilmiyor, yaşarsak daha neler neler göreceğiz. Saygılarımla....
21.01.2024