Mustafa Cemal TOMAR
VİCDAN
VİCDAN
Vicdan her insanın içine konulmuş bir duygudur. Adeta ilâhi terazi gibidir. Bir şey yapılmak istendiği zaman hemen vijdana sunulur, onay alınırsa yapılır, alınmazsa vazgeçilir. İnsanı kontrol altına alan manevi bir mekânizmadır. Adaletin dışına çıkıldığı zaman alârm çalar gibi durmadan insanı uyarır, doğru iş yapıldığında insana huzur ve mutluluk verir. Yüce Rabbimiz şüphesiz ki her kulunun kalbine "vijdan" diye isimlendirdiğimiz eşsiz mekânizmayı yerleştirmiştir.
Hz. Peygamberimiz, (asm.): “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” buyurmaktadır.
Allah Teâlâ Rum Sûresinin 30. Ayet-i kerimelerde:
“O hâde (Habibim) sen yüzünü bir muvahhid olarak dine yönelt. Allah’ın insanları yaratmasında esas aldığı o fıtrata uygun hareket et...” buyurmaktadır.
Şu halde her doğan insan islâm fıtraratı üzerine doğar, islâm dinini kabul edebilecek bir yapı içerisindedir. Vijdanı vahyin ölçülerine göre dizayn edilmiştir. Daha sonra, anne-baba ve çevresi onu başka yollara ya da dinlere saptırabiliyor. Mecusi, hıristiyan, yahudi, ya da putperest yapabiliyor. Ateist, deist vs inancına dönüştürülebilliyor insanoğlu. Nitekim dünyada yüzlerce farklı dinlere mensup insanlar var. Esasen islâm fıtratı üzerine doğan her çocuk farklı dinlere dönüştürülmesi insan eliyle gerçekleşiyor. Vijdanlar inançların tezahürüdür. Gerçek manada neye inanıyorsan bir başka ifade ile beynimi ne ile dolduruyorsan vijdanjn da ona göre şekil alır.
Bir yahudi bir Filistinli kardeşimizi öldürdüğünü gördüğümüzde biz müslümanlar olarak vijdanımız sızlarken, onların vijdanı bından haz duyar. Çünkü Yahudilerin inançları müslümana zulüm üzerine kurulmuştur. Eğitimlerini islâm düşmanlığı üzerine kurgulanmıştır. Yaratılıştaki vahiyle iç içe olan vijdanı Tevratı tahrip ettikleri gibi tahrip etmişlerdir.
Vicdanı bozulmamış her insan adil davranır, haksızlık karşısında susmaz, kimsenin hakkına tecavüz etmez, kendisine layık görmediğini başkasına da görmez, ölçüyü ve teraziyi doğru istikamet üzerine yapar, kendisine verilen vazifeyi en iyi bir şekilde yerine getirir.
İlhamı vahiyden alanlar için durum böyledir. Örnekler çoğaltılabilir.
Vahiyden değil de vahiy dışı yollardan beslenen vicdanlar ise, bencillik yaparlar, menfaatleri ön plânda tutarlar, iki yüzlüdürler, acıma duyguları tümöre uğramıştır, haksızlıklar kendilerine dokunmadığı zaman seslerini çıkarmazlar, mazlumlara acımazlar, menfaatleri gereği hareket ederler, ölçü ve tartıda hile yaparlar, mal ve makamları ebedi kendilerini koruyacağını sanarlar...vs. Örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Bugün dünyada yönetimde olanların maalesef çoğunda vicdanlar bozulmuş durumdadır
. Eğer vijdanlar bozulmamış, yaratılıştaki gibi temiz kalsa dünyadaki sorunların çoğu ortadan kalkardı, her devlette adil düzen olurdu, dünyadaki ni'metler adil paylaşılır açlıktan ölen hiç bir insan olmazdı, savaşlar olmaz kan akmazdı, herkes istidat ve kabiliyetine göre iş bulur çalışır ve kendi emeği karşılığını alırdı, gerçek bir hukuk sistemi olurdu, haksızlık olmazdı, enflasyon olmaz alınteri arka kapılar ardından çalınmazdı, zengin-fakir arasındaki makas açılmazdı, herkes insan gibi yaşar, insan gibi ölürdü.
Geçenlerde bir ev sahibi evin kirasını 2.500 liradan 7.500 liraya çıkartmış.% 300 zam yapmış. Görünürde kiraya büyük artış yapmış. Eğer bir sene içinde böyle yaptıysa vijdansızlıktır. 2 sene içinde yaptıysa zaten iki sene içinde yüzde 300 enflayon olmuş, maaşlar üç katına çıkmış, ev fiyatları 5kat artmış, gıda fiyatları en az % 400 artmış. Bu durumda ben o şahsa vijdansız diyemem.
2002-2020 yılları arasında enflasyonun düşük olması sebebiyle iş yerlerinin ve ev kiralarının bu denli attığına dair bir habere rastlamadık. Eğer şimdi kira artışları ile ilgili fahiş artışlar oluyorsa bizleri yöneten ilgililerin bu noktada kendilerini sorgulamaları ve vijdan muhasebesi yapmalarını bir şeçmen olarak kendilerinden isterim.
Sonuç itibarıylâ bozulmamış vijdan, Allah Teâlâ' yı sevmeyi, O'ndan sakınmayı, ahirete ve hesap gününe eksiksiz inanmayı gerektirir. Bu hasletleri içselleştirmeyenlerin vijdanları duyarlılıklarını kaybederler.
Satırlarımı M. Akif ERSOY'un dizeleriyle sonlandırmak isterim.
''Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır,
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.
Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havf-ı Yezdan'ın,
Ne irfanın kalır tesiri katiyen ne vicdanın.'' Selâm ve Dua ile...
27.11.2023
M. Cemal TOMAR