VE NİHAYET!
Her başlangıcın bir ömrü sonra da bir sonu vardır. Gün başlar, güneş doğar, zirveye çıkar ve nihayetinde batar. Kış gelir, bütün şiddetiyle kendini belli ettirir, estirir, karını yağdırır, dağları taşları beyaza bürür, suları dondurur, her tarafı esir alır. Nihayetinde yavaş yavaş havalar ısınır, kışın tesiri azalmaya başlar, karlar erir, buzlu sular çözülüp yolunu bulur. Kış nihayete erer.
Hayat da böyledir. Bebeklik, çocukluk dönemi, sonra gençliğin baharı, bir bakmışsın ki kırklı yaşlar gelmiş, gençliğin yaşlılık dönemi, derken ellili yaşlar. O ellili yaşlar ihtiyarlığın gençlik dönemi. Orta ihtiyar derken nihayetinde ihtiyar ve ötesi malum.
Kitabı yazmaya başlayınca daha dün gibiydi. Sabırla, şükürle ve heyecanla hemen hemen her gün yeni konular ve yeni sorunlar bularak yazıya dökmeye çalıştım. Zamanın nasıl geçtiğini fark edemedim bile. Geriye dönüp baktığımda üç ay geçmiş aradan. Yazılarımı bir araya toplayınca orta sayfalı bir kitap olacak kadar olduğu anlaşıldı. "Nihayet" başkığını atarak bu işin de sonuna geldiğimi anladım.
Bana bu kitabı da yazmamı lütfeden Yüce Rabbime sonsuz hamd-u senalar olsun. Bütün Nebi ve Rasullerine salât ve selâm olsun.
Okuyucularına sevgi, saygı ve selamlarımı sunuyor, cümlesinden Allah Teâlâ razı olsun. Rabbimiz nice eserler daha yazmamızı nasip eylesin. Amiiin.
Saffat Suresi'nin son üç ayet-i Kerime'e mealiyle satırlarımı nihayetlendireyim.
180 - Senin güç ve kuvvet sahibi Rabbin, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir.
181 - Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun. 182-Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. ( Yüce Allah Teâlâ doğrusunu söyledi)
************SON*******"*******