USTA İLE SOHBETLERDEN İNSAN ÇEŞİTLERİ Prof. Dr. Salih Şimşek
- Usta be!
- Efendim?
- Bir süredir sohbet edemedik.
- Evet, maalesef öyle oldu.
- Bizim ekibi biliyorsun?
- Evet?
- Onlarla da epeydir buluşamamıştık ama geçen hafta sonu bizim mekânda buluşabildik.
- Güzel… İyi konular bulmuş ve tartışmışsınızdır eminim.
- Konular iyi mi, kötü mü, bir şey diyemem, ama biri çok ilginçti.
- Yani?
- Söyleyeceğim ama şimdi aynı konu hakkında senin fikrini alacağım, ondan önce bizim arkadaşların söylediklerini nakledeyim. Sonra siz karar verin konunun ilginç olup olmadığına…
- Peki…
- Size soru: Kaç çeşit insan vardır?
- Bu mu soru?
- Evet?
- İki çeşit insan vardır.
- Nasıl?
- ‘Ot yiyerek’ beslenen insan, ‘et yiyerek’ beslenen insan…
- Hayvanlarda da öyle değil mi?
- Evet, onlar da birer canlı ve aynı insanlar gibi bir kısmı et, bir kısmı ot yiyerek hayatlarını sürdürürler…
- Peki, hem ot, hem de et yiyen canlı yok mu?
- Elbette vardır. İnsanlar da öyle, hayvanların bir kısmı da öyle…
- Başka çeşidi yok mu?
- Elbette vardır: erkek ve dişi olarak da tasnif edilebilir.
- Bunların dışında?
- Bir de ‘hünsa’ tabir edilen insan vardır. Cinsiyet olarak ne erkek ne de dişidir…
- Başka?
- ‘Beyaz’ ırk, ‘sarı’ ırk, ‘siyah’ ırk vs olarak da tasnif edebilirsiniz.
- Başka?
- Üzerinde yaşadıkları kıtalara göre de bir ayırım yapılabilir: Asyalı, Avrupalı veya Afrikalı gibi…
- Başka?
- Sağlıklı olanlar ve özürlü olanlar da olabilir…
- Başka?
- ‘Akıllı’ ve ‘meczup’ yani ‘deli’ de olabilir.
- Başka?
- Bu kadar yetmez mi?
- Yeter yetmesine de… Yani her olaya ‘farklı açılardan bakarsanız farklı farklı yorumlar yapabilirsiniz’ diyorsunuz?
- Evet… Şimdi sadede gel bakayım. Sizin tartışmanın ilginçliği ne idi?
- Usta be! Duyunca aklım durdu. Bir de kendi bokunu yiyen türü varmış insanların. İlk defa duydum. Siz duymuş muydunuz?
- Evet. Elbette o türler ancak çok yüksek bilimsel seviyelerde olanlar içinden çıkıyor. Mesela Emerütüs Profesör Dr. gibi…
- Ülkemizde var mı bunlardan?
- Elbette… Çoğu saklar ama mertçe ‘yediğini’ ilan eden de var.
- Allah, Allah… Şaşkınım. Demek ki biz çok ‘câhil’ kalmışız. Çok teşekkür ediyorum.