Türkiye'nin durumu

Köylünün birisi dağlarda dolaşırken yaralı bir kartal yavrusu bulmuş. Getirip kümeste tavukların yanına koymuş.
Gel zaman git zaman yavru kartal büyümüş serpilmiş; ama kendini tavuk sanıyor. Uçmak için kanatlarını bile çırpmıyor, çünkü uçamayacağını sanıyor.

Bir akşamüstü diğer tavuklarla beraber tünekte gökyüzünü seyrederken bir kartal görüyorlar.

Kendini tavuk sanan kartal hayran hayran bakarken ağzından 'vay be... ne muhteşem, nasıl da süzülüyor' sözleri dökülüyor.

Bütün tavuklar sinirlenip saldırıya geçiyorlar.
Kes sesini...
Sen biçare bir tavuksun...
Kartala öykünmek senin neyine...
Uçmak senin ne haddin...

Sonra köylü gelip hepsini kümese tıkıyor.Ama kartalın aklında hala o uçsuz bucaksız gökler ve süzülen kartal...
İşte bu öyküde olduğu gibi uçma zamanının geldiğine hala inanamayanlar, inanmak istemeyenler, bu yüzden 'olmaz, yapılamaz, yapılmamalı, yaptırmayız' diye gıdaklayıp duruyorlar.

Ama bu psikolojik eşik çoktan aşıldı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.