Ali ALP
TESETTÜR DAVAMIZ VE EVLİLİK
Kahir ekseriyeti Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz. Ancak yine Müslümanlığımıza taalluk eden çok ciddi sorunlara sahibiz. Bana göre en mühim olanlarından biri de tesettürümüz ve ailemiz. Yaklaşık bir yıl öncesine kadar üniversite öğrencisiydim. Öğrencilik yıllarımda da bu konular üzerine çok düşündüm, benimle aynı kaygıları taşıyan dostlarımla bu konular hakkında pek çok sohbetlerimiz oldu. Neler yapılabilir? Ümmetin kızları bu çukurdan nasıl kurtulur? Ya da maddi durumu ( biraz da toplumsal beklentilerin etkisiyle) elvermediği için evlenemeyen erkek kardeşlerimiz için neler yapılmalıdır? Diye sayısız mütalaa yapmışızdır. Okuldan mezun olduktan sonra da görüyorum ki durum pek farklı değil. Bir an önce köklü faaliyetler, projeler yapılmalı; tesettüre ve aileye vurulan neşterin zararlarını onarmaya tez elden başlamalıyız.
Şu an için baktığımızda gençlerimizin hali manevi bakımdan üzücü görünüyor. Kızların giyimi, erkeklere imtihan oluyor. Bir yandan mütesettir olmayan kızların hali bizi kahrederken diğer yandan tesettür sahibi olan ancak onu da modaya uyduran kızların durumu bizi endişelendiriyor. Medya, internet, televizyon gibi araçların büyük etkisiyle bu hale gelen tesettür davamız bizi her geçen gün kaygılandırıyor. Kızlarımızı ne için yetiştiriyoruz? Onlar için en yüce idealimiz nedir? Müslüman anne-babaların ufkunda kız çocuğu ne demek? Onların bir iş sahibi olması bizi Allah’ın rızasına uygun bir ebeveyn yapmak için yeterli mi? Gaye ve vasıta ayrımını yapabiliyor mu anne babalar?
Kızlarımız için her anne-baba bu sorular üzerine tefekkür etmeli en başta. Eğer tekrar burnunu göstermekten haya eden ninelerimizin tesettür anlayışına avdet etmek istiyorsak bu, anne-babaların atacağı ilk adımla başlayacaktır.
Bundan başka, bilhassa üniversitede okuyan genç erkek kardeşlerimiz, tesettürün çiğnendiği bu haram ortamda kendini korumak, iffetini muhafaza etmek için evlenmek istiyor ancak maddi imkansızlıklar bunu engelliyor. Uygun bir aday bulup bir an önce maddi olarak asgari şartlarda da olsa öğrencilik yıllarında evlenip yuvasını kurmak isteyen erkeklere mobilya, altın, eşya, vs. gibi birçok külfeti dayatan kız anne-babaları da erkeklerin işini zorlaştırıyor. Oysa Allah Rasulü Sav bir hadisinde şöyle buyuruyor: ‘Dini hayatını ve ahlaki tutumunu beğendiğiniz bir adam, kızınıza talip olursa onunla hemen evlendirin. Eğer böyle yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve büyük fesadlar meydana gelir.(İbni Mace)’ Bu konuda zengin olan Müslümanların da bu konuda aktif rol alıp bu yönde yardım ve yatırım yapmaları elzemdir.
Bir Müslüman kadının ancak kocasına karşı giyebileceği kıyafetlerle dışarıda arzı endam eden ümmetin kızları, genç erkeklerin yüreklerine oklar sapladıklarını bilmezler mi? Kendileriyle ilgilenen erkeklerin, onların teşhir ettikleri vücutlarına ilgi duyduğunun farkında değiller mi? Ya anne-babalar! Kızının bir fakültede diploma alması ve dünyalığını kazanacak bir meslek sahibi olması için verdiği gayreti, kızının tesettürüne, ahlakına veriyor mu?
Ümmetin kızlarından her biri bizim için çok değerlidir. Onları ötekileştirmek, dışlamak değil elbette amacımız. Dua ve gayret etmeliyiz her birisi için.
Birkaç tavsiye ile yazımı bitirmek istiyorum.
- Televizyon bulunan evlerin sayısını azaltmalıyız. Yani evlerimize televizyon denen aleti sokmamaya çalışmalıyız.
- Anne-babalar, ergenliğin ortasında olan 17-18 yaşındaki kızlarını kendi yanlarından başka yerlere eğitim için göndermeden önce gerekli tesettür anlayışını kızlarına vermelidir.
- Yine anne-babalar kızlarının ne için eğitim aldıklarını düşünmeli. Onları sırf ekonomik bağımsızlık adına kapitalizme kurban etmemeli.
- Daha öğrenciyken evlenmek isteyen öğrenci kardeşlerimize varlıklı, zengin Müslümanların destek olmaları gerekir. Defalarca nafile hac, umre yapmak yerine bu yardımı sağlamak kanaatimce daha efdal bir ibadet olacaktır.