Kasım BOLAT
Temel kaynaklar nasıl değerlendirilmeli. Aşıkpaşazade örneği
Tarih araştırmaların en önemli adımı, bilginin ilk kaynağına gitmek ve doğruluğunu mukayese ederek tespit etmektir. Filhakika, ilk kaynağa gitmek mümkün olsa da, her ne zaman için mukayese edecek alternatif kaynak ve belge olmayabilir. Bunun için tarihçi, eğer konuyu yeterince,değerlendirmiş ve zihni kurgusunu yapmışsa: bazı yorumlarda bulunabilir. Buna göre hiç yapmaması gereken şey, ilk kaynakta gördüğünü doğru kabul etmektir. Buna göre ilgili paylaşımda,iki bilgi dikkat çeker.
1- Yıldırım'ın Sırp Kralı I. Lazar'ın kızı Maria Olivera Despina ile evlendikten sonra içki içmeye başlaması ve eğlencelere düşkün olmasıdır.
2- Çandarlı Ali Paşa'nın liyakat sahibi olmaksızın vezirliğe getirilmesi ve onunda,adeta Despina ile ittifak yapmışcasına Yıldırım'ı şarab ve kebaba teşvik etmesidir. Dahası Çandarlılar adeta Osmanlı ilmiye teşkilatını çökerken bir aile olarak gösterilmektedir.
Peki bunlar doğru mudur? Bunların ikisi de doğruluktan uzak söylemlerdir. Zira padişah eleştirilirken bunlar her zaman ikinci adamlar üzerinden yapılırdı. Despina'nın burada hedefe konmasının sebebi, I. Murad zamanında başlayan ve Yıldırım'ın takip ettiği devşirme sistemine bir tepkidir. Yıldırım'ın içki içmesi tamamen kişisel bir tercihdır. Ayrıca Aşıkpaşazade bu tepkisini eserinin sonuna kadar devam ettirmiş ve Müslümanların sakallarını traş ederek Frenklere benzediğini ve adeta "gavurlaştığını" dahi söylemiştir.
İkincisinde ise Aşıkpaşazade Çandarlı ailesini pek sevmez. Ali Paşa'yı sevmemesinin sebebi ise Fetret Devrinde onun Emir Süleyman'ı tutarak alıp Rumeli'ne götürmesi ve padişah olması için Rumeli Uç Beylerini yanına çekmesidir. Aşıkpaşazade'nin Çandarlıları asıl sevmemesinin nedeni ise bu köklü Türk ve ilmiyeden gelen ailenin kendi haklarını yediği düşüncesidir. Aşıkpaşazade derviş kökenlidir ve,Vefaiye tarikatındandır. Bu yüzden tarikatının Osmanlının kuruluşunda,manevi bir destek olduğunu göstermek için Vefaiye Tarikatı Şeyhi Ede Bali ile Osman'ı yakınlaştırmış ve mistik bir rüya hikayesi anlatmıştır. Esasen gerçekte ise rüya tutarsızdır. Zira Osman'ın oğlu Orhan Ede Bali'nin kızından değil, Ömer isimli bir Beyin kızından doğmuştur.
Kısaca Osmanlı devletini ilmi, askeri ve mali bakımdan teşkilatlandıran Çandarlı ailesi karşısında derviş kökenli olan Aşıkpaşazade hiç iyi gözle bakmamış, onları itibarsızlaştırma adına tarihi gerçekliği manipüle etmiştir. Bunu Çandarlı'nın İstanbul fethine muhaliftede net görmekteyiz. Başta Oruç ve Ruhi daha soğuk kanlılıkla Halil Paşa'nın şehit olduğunu söylerken Aşıkpaşazade rüşvet aldığı ithamı ile adeta Çandarlı vezir ailesine tepkisini göstermekten geri durmaz.