Tebrizli Gademi; “Biz Azerbaycan Türküyüz”
Konya Aydınlar Ocağı’nda ‘İran’da Türkler ve Şehriyâr’ı anlatan Tebrizli Hüseyin Gademi, “Güney Azerbaycan’ın adını ”Azabistan” olarak değiştirdiler.
Konya Aydınlar Ocağı’nda ‘İran’da Türkler ve Şehriyâr’ı anlatan Tebrizli Hüseyin Gademi, “Güney Azerbaycan’ın adını ”Azabistan” olarak değiştirdiler. İran’da Azerî dendiğinde “siz Türk değilsiniz” olarak anlaşılır. Biz Azerî değiliz. Biz Azerbaycan Türküyüz” dedi.
Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Sohbetleri’nde “İran’da Türkler, Türk Edebiyatı ve Şehriyâr”ı anlatan Tebrizli Hüseyin Gademi, “Biz Azerî değil, Azerbaycan Türküyüz” dedi.
İRAN’I 1400 YIL TÜRKLER YÖNETTİ
İran’da Türkler ve Türk tarihi hakkında bilgiler veren Tebrizli Hüseyin Gademi, Gazneliler, Selçuklular ve Harezmşahlar başta olmak üzere İslâmiyet’ten sonra 1400 yıl İran’ın Türklerin idaresi altında kaldığını belirterek “Hülafâ’yi Raşidin, Emeviler ve Abbasiler döneminden sonra İran tarihinin hepsinde Türkler var.” dedi. Safevîler döneminde Azerbaycan Türkçe’sinin resmi dil olduğunu ve Akkoyunlular devrinde “Kanunnâme –Anayasa) yazıldığını ifade eden Hüseyin Gademi, “İran tarihinin en hassas dönemi Kaçarlar dönemidir. Bu dönemde Azerbaycan; Güney Azerbaycan ve Kuzey Azerbaycan diye ikiye bölünür. Güneyden İngilizler, kuzeyden Ruslar gelirler. Bu dönemde İran modernizme doğru yönelir. Ve 1906’da Meşrutiyet İnkılâbı olur. Bu dönemde siyasi edebiyatın dili değişir. Azerbaycan’da ikiye bölünmesinden dolayı hasret edebiyatı başlar. Kardeş kardeşi 70’inden sonra bulur, görürdü.” diye konuştu. Pehleviler döneminde dil ve din ayrımcılığına gidildiğini belirten Gademi, şu ifadelere yer verdi: “Pehleviler döneminde “İran milleti” diye bir tez ortaya atılır ve Türk tarihi, ”Türkler at üstünde bozkırlar- dan gelmiş yabaniler!” diye küçümsenir. Hâlbuki İran’ı devamlı Türkler idare etti. 200 yıllık Hülafâ’yi Raşidin, Emeviler ve Abbasiler yâni Arap hâkimiyetinden sonra devamlı Türkler İran’a hâkim oldular. Bu bölgelerde Gazneliler, Selçuklular ve Harezmşahlar hüküm sürdü.”
BİZ AZERÎ DEĞİL AZERBAYCAN TÜRKÜYÜZ
Pehleviler döneminde nefte (petrol) önem verildiğini, petrol zenginlerinin çoğalmasıyla halk ve milletin küçümsendiğini söyleyen Gademi, “Pehleviler petrole önem vermeleriyle halkı küçümsemeye, milleti daha rahat sömürmeye başlıyor. Bu arada Türk olan Muhammed Musaddık, kahramanca ortaya çıkarak Şah Mehmet Rıza Pehlevi’ye karşı İran Petrolleri Millileşsin” inkılâbını başlattı. Pehleviler dönemi 1979’da Humeyni’nin iktidara gelmesiyle sona erdi. Pehleviler ve İran İslam Cumhuriyeti’nde Türkler baskı altına girdiler. Fars dili, Fars kültürü ve Fars tarihi ön planda tutuldu. “Azerî” sözcüğü İran’da bize tehdit olarak işlenir. Azerî dendiğinde “siz Türk değilsiniz” olarak anlaşılır. Bu siyasi bir terimdir. Biz Azerî değiliz. Biz, Azerbaycan Türküyüz. Güney Azerbaycan Tebriz, Urumiye, Erdebil ve Zencan illerinden meydana gelir.”
ŞEHRİYÂR’IN DÖRT DİVÂNI VAR
Şair Muhammed Hüseyin Şehriyâr’ın hayatı ve şiirlerinden de bahseden Gademi, Haydar Baba şiirini Şehriyar’ın kendi sesinden dinlettirdikten sonra “Şehriyar 1907’de Tebriz’de doğdu. Haydar Baba ise o köyde bir tepenin adıdır. Haydar Baba manzumesi Pehlevi döneminde yazılmıştır. O dönemde Türk edebiyatı yasaklanmıştı. Yayınlanan tek Türkçe eser ise Haydar Baba olmuştur. Haydar Baba dünyada 80 dile çevrilmiştir. Şehriyar’ın Sehendiyye şiiri de önemlidir. Şehriyar’ın üçü Farsça ve biri Türkçe olmak üzere dört divanı var.” dedi.
Konya İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen ve Memleket Tv’den çevrimiçi canlı yayınlanan sohbetten sonra Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, Tebrizli Hüseyin Gademi’ye Karatay Belediyesi Kültür Yayınları arasında çıkan “Konya’dan Dünya’ya Mevlâna ve Mevlevilik” adlı kitabı hediye etti.