Serhadhaber/İstihbarat
 Son dönemde Suriye kriziyle ilgili diplomasinin hız kazandığını görüyoruz. Siz bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Besam Abu Abdullah: Diplomasideki bu hareketlilik Suriye’de ki savaşla da alakalı.Bugün Suudi Dışişleri Bakanı’nın Moskova’da olması özellikle ayrıca bir önem taşıyor. Bundan bir süre önce da Suudi Muhammed bin Süleyman da Rusya’ya gitmiş o toplantıda Suriyeliler de hazır bulunmuştu. Resmi olmasa da Suudi Arabistan’dan askeri önemi olan Suudi bir şahıs Şam’ı ziyaret etti. Bütün bu adımlar Suriye’de ki savaşın bitmesi için tabii.
Tabii şimdiye kadar atılan bu adımlar henüz savaşı durdurmuş değil. Bu savaşın bitmesinde İran, ABD ve Rusya’nın görüşmeleri önemli. Mesala İran olağanüstü bir çaba sarfediyor. Fakat savaşın devam etmesinin altında başka nedenler de var. Bu nedenlerin başında Amerika ve bildiğiniz diğer ülkelerin teröre desteği var.
İkinci bir neden ise bütün vahşileşmiş terör örgütlerinin Suriye’ye salınması ve kontrolden çıkmları oldu. Üçüncü bir husus ise Türkiye ve Suudi Arabistan gibi bölge ülkelerinin bu teröristlere alanen destek vermesi. Alenen verilen bu destek sadece Suriye’ye değil bütün bölgeye zarar verdi. Özellikle Türkiye’nin desteği bizi hayal kırıklığına uğrattı. Bu alenen desteklerin yanında Avrupa ülkelerinin de alttan destek vermesi teröristlerle baş edilebilmesini zorlaştırdı. 
Bu bölücülük nidaları sorunların temelinde yer alıyor. Asıl hedef bölgede ki ülkeleri bölerek zayıflatmak ve sonrasında büyük bir yahudi devletinin temelini atmak. Teröre destek veren bölge ülkeleri maalesef bu projeye karşı çıkmadılar. Buna anlam vermek zor. Çünkü bugün Suriye’nin bölünmesi Ürdün, Türkiye ve İran’ın da bölünmesine yol açacak. Bunu görmek zor değil.
Türkiye bölgede sadece bir kez değil aynı hatayı defalarca yaptı. Örneğin son olarak Halep’e saldıran teröristleri de destekledi. Türkiye bu savaşın kendisine, İran’a hatta Suudilere de zarar vereceğini henüz farkedemedi. Rusya’da Putin’in bölge adına verdiği çözüm önerileri bütün bölge ülkelerinin işine geliyor incelenmesinde fayda var. Türkiye-Suriye ilişkilerinin düzelmesi Türkiye’nin gelecekte sergileyeceği tavırla doğrudan bağlantılı.

PKK’nın uzantısı YPG Suriye’nin Kuzeyinde geniş bir alanı kontrolü altına aldı ve bunu ABD desteğiyle yaptı. Suriye hükümeti YPG’ye nasıl bakıyor?
Besam Abu Abdullah: Suriye hükümeti kendi topraklarındaki Kürtleri diğer vatandaşlarından ayırmıyor. Zaten Suriye etnik yada dini bir ülke değildir. Suriye’de yaşayan herkes Suriyelidir. Suriye Anayasasında bu konuyla ilgili kanun açıktır. Hiçbir mezhep yada etnik isim altında ve hedefinde parti kurulamaz. Bundan dolayı Suriye’de ki Kürtler bizim için topraklarını teröristlere karşı savunan Suriyelilerdir. Batı o bölgede bir ırk kantonu kurmak istedi. Suriye hükümetinin bunu desteklemediğinden eminim. Hatta hükümetimizin Kürt vatandaşlarımıza yerel yönetimlerden üst yönetimlere kadar görevler vereceğini de düşünüyorum. Nihayetinde onlar da Suriye halkının bir parçasıdır. 

SURİYE BÖLÜNÜRSE PKK GÜÇLENİR
Suriye halkının etnik temelde bölünmesi mümkün olmayacak çünkü hükümetimiz hatta milletimiz buna razı gelmeyecektir.
Suriye’nin bölünmesi Türkiye’de sorunların büyümesine neden olacaktır. En basit değişle PKK güçlenir. Kürtleri Türkiye’de Suriye’de kendinden ayırmamalı. Suriye’de olanlar Suriyeli Türkiye’de olanlar Türkiyelidir. 
Günlük yaşamlarında konuşacakları dillerine ve yaşayacakları kültürlerine karışılmamalı. Suriye hükümeti Kürtleri devlet kademelerinde görevlendirecektir. Ayrılıkçı olanlara karşı ise bugüne kadar bütün teröre sergilediği tavrı sergileyecektir.

İSTANBUL KONSOLOSLUĞUMUZ AÇIK
Suriye krizinde birbirlerine karşı olan devletler ilişki kurmaya başladı. Suriye’de doğrudan ya da dolaylı yollardan Türkiye ile ilişki kurar mı?
Suriye hala Türkiye ile ilişki kurmaya hazır. Bakın Suriye Hükümeti İstanbul’da hala bir konsolosluğunu açık tutuyor. Türkiye Suriye meselesinde daha samimi ve yapıcı çözümlere yönelmeli. Türkmen ve benzeri ırk isimleriyle terör örgütleri kurdurtmamalı. Çünkü bütün bu adımlar bölgeye toptan zarar verecektir. Biliyorsunuz Türkiye’de de bizde ki ayrılıkçılara benzer bir PKK var.

BÖLGESEL BİRLİK ŞART
Türk Milleti 2010-2014 yılları arasında Türkiye’nin izlediği dış politikayı desteklemiyor. Çünkü Türk Milleti, Türkiye’nin dış politikada geldiği noktayı ülkesinin büyüklüğüne yakıştıramıyor. Biz de böyle büyük ve güçlü bir ülkenin bu duruma gelmesini yakıştıramıyoruz. Türk Milleti Osmanlıcı politika izleyenlere destek vermiyor.
Hükümetler arası elbet iletişim mümkün olabilir. Fakat dediğim gibi Türkiye öncelikle teröristlere terörist demelidir. Bu konuda Türkiye, Suriye ve bölge ülkeleriyle işbirliği yaparak terör ve ölümlerin durdurulması için adımlar atmalıdır.