ÖLÜLER İÇİN YAPILAN HAYIRLAR ONLARA ULAŞIR
Hayatta olanlar, bir hayırlı amel işleyip de onun sevabını, vefat etmiş olan yakınlarına bağışlasalar, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat akîdesine göre bu sevap onlara ulaşır. Bundan fayda görürler.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: “Her kimin ailesinden bir kimse âhirete gitse, yakınları da onun için sadaka verip sevabını bağışlasalar, Cebrâîl aleyhisselâm, bu amelin mükâfatını nurdan tabaklar üzerinde, vefat etmiş kimseye ulaştırır.
O ölünün kabri başında durarak der ki: Ey kabirde yatan kişi, şu, sana ailenden, dostlarından falan kimsenin hediyesidir, bunu kabul et. O amelin sevabı, o ölüye ulaşır ve bu hediyeden dolayı müjdelenir ve çok sevinir. Kendisine böyle hediye gönderilmeyen komşuları ise mahzun olurlar.”
Amr bin Cerîr Hazretleri şöyle buyurdu: Bir kimse âhirete göç etmiş Müslüman kardeşi için dua etse ve bir hayırlı amel işleyip sevabını bağışlasa, bir melek onu alıp, vefat etmiş kardeşine ulaştırır, “Bu, falan kardeşinden sana hediyedir.” diye teslim eder.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Bir mümin öldüğü zaman, onun ameli(nin sevabı) kesilir. Ancak üç şey bundan hâriçtir: Sadâka-i câriye (vakıf gibi faydası devamlı olan hayır), kendisinden faydalanılan ilim ve kendisine dua eden sâlih evlat.”
Dua esnasında, “kâffe-i müminîn ve müminâtın ruhuna” diye, umûmen bütün Müslümanlar için edilen dualardan, bütün ehl-i iman hissedâr olur. Bunda çok sevap vardır. Bir kimse, bir müminin kabrine varıp ona selâm verse, o kabirdeki zât onu işitir, selâmını alır ve onunla ünsiyet eder.
Bu sebeple Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, kabristan ehline selâm vermeyi, kabirleri ziyaret etmeyi meşru kılıp ümmetine öğretmişlerdir. Nitekim bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Bir kimse, hayatta iken tanıdığı bir Müslüman kardeşinin kabrine uğrasa, ona selâm verse, kabirdeki kardeşi kendisini tanır, selâmını alır.”
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Muhakkak kabirdeki ölü, suda boğulmak üzere iken yardım isteyen gibidir.Babasından, annesinden, kardeşinden veya arkadaşından kendisine gelecek duayı bekler. Dualar kendisine ulaşınca, dünyanın ve içindekilerin kendisinin olmasından daha çok sevinir.” (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
HAYIRLI CUMALAR.