Malum olduğu üzere Nisa 43’te ‘’Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû lâ takrabû-ssalâte veentum sukârâ hattâ ta’lemû mâ tekûlûne…’’ buyruluyor. Bu ayeti neredeyse tüm mealler ‘’Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar salata/namaza yaklaşmayın…’’ şeklinde tercüme ediyor. Çünkü sukârâ/sekerât kelimesinin sözlük anlamı böyle.
.
Ancak bu meallerde [benim tam izah edemediğim] şöyle bir durum var;
Ne dediğini bilemeyecek kadar sarhoş olan biri kendisinin bu durumundan da habersizdir. O halde böyle biri kendi durumunu nasıl muhakeme edecek de böyle davranacak?
Yani bu emri [ayetin ne dediğini] nasıl algılayacak?
.
Maksadımı daha iyi anlatabilmek için şöyle bir misal vereyim; ‘’Baygın biri ayılana kadar havuza girmesin ve yüzmesin’’ denebilir mi? Baygın olan kimse zaten bunu yapamaz ve bu emri algılayamaz, öyle değil mi?
.
Kur’an, ne dediğini bilemeyecek kadar sarhoş olan birine mi hitap ediyor yoksa burada başka bir şey mi var?
.
Ben içinde sukârâ/sekerât geçen diğer ayetleri de inceledim ve belli bir sonuca vardım ama henüz tam mutmain olabilmiş değilim. Yardıma, önerilerinize ihtiyacım var…
[şimdi ameliyathaneye gidiyorum çıkışta görüşürüz inşallah ]