Modern Çağda İnsanlığı Yakalamak: Kayıp Arkadaş

Kayıp Arkadaş, geçen yıl yayınlanan ve ülkemizdeki siyaset üzerinden ortaya çıkan kutuplaşmalar, iletişim hatalarımız, modern çağın muhasebesi gibi birçok güncel konunun anlatıldığı bir kitap. Kitabın ilk bölümünde ülkemizde hala canlılığını koruyan siyasi ya da dini gruplaşmaların ortay çıkardığı olumsuzluklardan bahsediliyor. Öyle ki kendi grubumuza olan aşırı bağlılığımız gözümüzde o grubu eksiksiz, hatasız kılıyor, bu da yazarın, ‘Kendimizden saydığımız, bizim gibi olanlara duyduğumuz abartılı sempati’ diye tarif ettiği narsistik merhameti  ortaya çıkarıyor. Bunun sonucunda da toplumumuz farklı bakış açılarına, eleştiriye tahammülsüz bireyler kazanmış oluyor.

  Yine devamında insanların birbirleriyle olan iletişimi üzerinde duruluyor. Yaşadığımız çağda artık insanlar bir menfaat umarak ilişkilerini inşa ediyorlar. Yani karşılıklı iletişim özne-nesne şeklinde ortaya çıkıyor. Oysa insan muhatabına değer vermeli ve onun biricikliğini ilişki boyunca aklından çıkarmamalıdır. Ayrıca karşımızdaki kişiyi özenle, sabırla dinlemeye, anlamaya vakit ayırmamız gerekiyor. Onu değiştirmeye ya da ona illa bir şeyler öğretmeye çalışmadan iletişimi devam ettirebilmeliyiz.  Ve özelde Psikolojik Danışmanlara, genelde ise tüm insanlara şu muhteşem kapı aralayıcı cümleleri kullanmamız gerektiği vurgulanıyor. ‘Söylediğin şeyi dinlemeye değer buluyorum. Senin gerçekliğine, inanç ve deneyimlerine kendimi açıyorum.’

Modern çağın yanılgılarından olan ölümü bir başarısızlık bir yenilgi olarak anlamlandırmak, bizi manevi dünyamızdan uzaklaştırmaya  ya da maneviyatı değersizleştirmeye yönelik bir anlayıştır. Bizim ölümü anlamlı kılmamız yaşamı da bir mana zeminine kavuşturmamızı mümkün kılar.  Bunun sayesinde insan olarak ölümü başarısızlık olarak görmek yerine bu dünyanın devam olan ve başka bir aleme göç etme olarak anlar ve varoluş kaygılarımızdan bu şekilde kurutulup iç huzuru yakalayabiliriz.

  Oysa Çağdaş yas kuramı, seküler zeminde ölümden sonra hayatın var olduğunun inancı yerine bir bellek söylemi olan ‘’ seni asla unutmayacağız’’ cümlesine dayanır. Bu da ölen kişiye yenilmiş, başaramamış biri olarak bakmamıza neden olur.  Yaşadığımız yüzyılda insanlık tüketim çılgınlığı ile sarhoş olmuş durumda. Bu da iletişimi, dostluğu, paylaşımı ve insanın insana bakışını etkiliyor. Modern anlayış, insana bir sınır çizmiyor. Eğlenmek, zevk almak adına sonsuz olan değerleri elden çıkartıyor. Tüketme ve daha fazla güçlü olma sınır tanımıyor. Bunların  yerine kanaat ehli, gösterişsiz, sessiz egolu insanlar olursa dünya güzel bir yer olur. Dünyanın yetinme ahlakını, kanaat duygusunu yeniden keşfetmesi gerekiyor

Son olarak; bugün hız, verimlilik kutsanıyor. Zaman doğal akışına bırakılmıyor. İçsel dünyaya, tefekküre vakit kalmıyor. Beklemeye tahammül edemiyoruz. Halbuki ruh, sabırla, bekleyişle, beklemeyi öğrenmekle olgunlaşır.  Modern zamanda birçok benzer uyarandan dolayı ‘’ can sıkıntısı’’ yaşıyoruz.  Yine ruhumuza, içimize dönüp tefekkür eder, hayatta anlam bulursak bu sıkıntı ortadan kalkacaktır.

Merhameti çoğaltmalı. Başkaları için de yaşıyor olmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.