Mustafa Cemal TOMAR
MEMLEKET HASRETİ
MEMLEKET HASRETİ
Her insanın geçmişinde önemli hatıraları olduğu gibi ben denizin de hatıraları vardır. Allah Teâlâ her şeyi çift yaratmış, hatıraların da acısı da vardır tatlısı da. Hatıralar hatırlandıkça geçmişe özlem artar. Hatıralarımız aynı zamanda geçmişimizle köprü kurmanızı sağlar, bazen de insan keşke o günleri bir kere daha yaşasam der. Önemli olan bu hatıralardan dersler çıkarabilmektir.
Türkiye'de yaş ortalaması son 20 yılda 80 yaşına ulaşmıştır. Sevindirici bir durumdur. Benim akranlarım ve ben 60 yaşına merdiven dayamışız. 80 yaşı baz slırsak ömrümüzün3/4'nü geride bırakmak üzereyiz.Şuracıkta Kısacık ömrümüz kaldı, göz açıp kapanıncaya kadar hemencecik geçer. Yarım asardan fazla oldu dünyaya geleli. Ne gördük ki? Hepsi mszide kaldı, yarına çıkıp çıkmayacağımızı da bilmiyoruz, bugün varım işte, düşünüyor ve yazıyorsam varım demektir. Öyle ise her sabah uyandığımızda "Rabbim beni ölüm uykusundan uyandırıp yeni güne merhaba dememi bana lütfettiğin için sana sonsuz zHamd-u Senalar olsun" demeliyiz. Şükür ve duayı zihnimizden hiç çıkarmamalıyız.
38 yıldan beri doğduğum yer olan Tonya'nın Sayraç Köyün'den uzak yerde yaşıyorum. Sırasıylâ; 2,5 yıl Erzurum- Oltu, 2 yıl Giresun, 3 yıl Şanlıurfa- Viranşehir, 2 yıla yakın Sivas-Amasya, 30 yıldan beri de Terme ve Samsun'dayım. 60 yıla yakın ömrümün 2/3'ünü Anadolumuzun çeşitli yerlerinde geçirdim. İlk 18 yılım memlekette geçti. Onun da 1/3'ü bebeklik ve çocukluk dönemi dersek geriye 10 yıl gibi kısa bir süre kalıyor.
7-18 yaş arası yaşanılan yer taşa kazılarak yazılan yazıya benzer. İnsan alzheimer hastası olsa, dünyanın bir başka yarım küresine de gitse, ağa, paşa da olsa o günleri unutmuyor. İlkokul,ortaokul ve lise çağları o çağlardır. Hayatının en temel bilgilerini, en iyi dostlukları, kişiliği, duygu ve düşüncelerinin temeli, hayatın anlamını, en önemlisi de inancı o yıllarda şekilleniyor. Zihinsel ve bedensel gelişimi o yaşlarda en hızlı cereyan ediyor. İlkokul ve ortaokul dönemlerinde hem bedenen zayıf hem de ekonomik yönden gğçsüzdür kişi. O dönemlerde şefkat elini biri uzatsa insan o eli hiç unutmaz.
Yaşlandıkça insanoğlu çocukluğunu ve gençliğini, çocukluk ve gençliğini geçirdiği geçirdiği yerleri özlemeye başlıyor. Çocukluk ve gençlik arkadaşlarından birine rastlarsa geçmişi konuşma adına çok mutlu oluyor.
Özlüyorum memleketin toprağını talını, dağını tepesini vadisini, sisini çisesini çilesini, yağmurunu çamurunu karını, mısırını çayırını ormanını, kuş karga baykuş sesini, dikenini gülünü çiçeğini, meyvesini sebzesini balını, yaylasını mezrasını köyünü, camisini kahvesini okulunu, neşesini düğününü sohbetini, lahana çorbasını un dolmasını fasülye- durşu kavurmasını, minzisini yağını peynirini, sütünü yoğurdunu ayranını, kemençesini türküsünü ağıtını, ineğini danasını buzağını, gıybetini dedikidusunu şivesini, peştemalıni kuşağuni yaşmağuni, tırpanuni zikronuni ğrafanuni, kazmasini küreğuni huzaruni...hulâsa her şeyini özlemişim memleketimin. Buram buram burnumda kokunu hissediyorum memleketim.
Dağıyla taşıyla, insanıyla, gelenek ve göreneğiyle, birlik ve beraberlik ruhuyla, düğünüyle bayramıyla, sıcak insan ilişkileriyle kısaca her şeyiyle mükemmeldir benim memleketim.
Aynı çileleri beraber çektiğimiz, aynı yollarda yürüdüğümüz, aynı sıralarda ders gördüğümüz, aynı düğünlerde oynadığımız, aynı cenazelerde ağladığımız, aynı sofraları paylaştığımız insanlar hep memleketimden çıkmıştır.
O beraberlikleri, o dostlukları bir daha kurabilmek mümkün değildir. Sonradan oluşan dostluklar asla eskisini tutmaz. Dünyanın en güzel yeri neresidir diye sorulsa doyduğum yer değil, doğup büyüdüğüm yer derim. " Bülbülü altın kafese koymuşlar, vatanım!! demiş" var mı bunun ötesi.
Yaşlandıkça toprak çekiyor bizi anne baba diyarına
Kimse görmez önünü,, acaba çıkabilecek mi yarına
Ağa ol,paşa ol, her daim ol haktan hukuktan yana
Memleketini ve insanını sev, budur görev sana bana
Ben burada memleketimi, oradaki akrabalarımı, köylülerimi, arkadaş ve dostlarımı çok sevdiğimi belirtmek isterim. Hepsine selâm olsun. Acizane olarak memleket hasreti içinde olan kardeşlerimiz var, biraz da onların duygularına tercüman olabilir miyim düşüncesiyle bu yazıyı kaleme aldım. İnşallah bu işi biraz becermişimdir diyor, herkese sevgi,saygı ve selâmlarımı sunarım.
03.11.2023
M.Cemal Tomar.