Ülkenin zengin olmasına ek olarak küçük olması bütçesine yük verse de uygulamanın sürdürülebilmesine imkan veriyormuş.

Fakat Ulaşım ve Kamu İşler Bakanı François Bausch "Zenginler zaten vergi ödemiyor. Toplu taşımanın tüm yükü onu kullanmak zorunda olan fakirlerin üzerine kalıyor. BU masrafı devletin kesesinden ödemek daha adil bir paylaşım getirdi" anlamına gelen bişiler söylemiş.

Dikkat ederseniz, toplum vergileri ile toplu taşıma araçlarını, köprülerini, otobanlarını vs. finanse ediyor. Sonra onu kullanmak isteyince "kullanmayanlara haksızlık olur, Madem siz kullanıyorsunuz, o zaman kullanma payı ödemelisiniz" diyorlar.

Bu numarada İLK yapımında da o otobüsün, trenin, köprünün, yolun masrafının halktan alınmış olduğunu unutturma üzerine işliyor, sanırım.

Zeyl: Zenginler Kapitalist ekonomilerde vergi vermezler. Yapılan toplu taşıma araçları, köprüler, yollar ASLINDA onların mallarını satmak, fabrikalarına hammadde taşımak, fabrikalarına işçi servisi çekmek için yapılır. Ancak bedelini hem yapılırken hem kullanırken fakirler öder. Sistem böyle işlediği için Kapitalist ekonomilerde halk her adımda daha mülksüzleşir.

Ahmet Hakan ÇAKICI

******

Kişi başına düşen milli gelir bakımından Avrupa'nın en zengin ülkesi olan Lüksemburg'da bedava toplu taşıma uygulaması üçüncü yılını tamamladı.

Her ne kadar kamu bütçesi üzerinde büyük bir yük olsa da uygulamanın yıl dönümünde küçük ülkedeki tramvayları, otobüsleri ve trenleri kullananlar hizmetten çok memnun olduklarını belirtiyor.

Lüksemburg şehrinde tramvayı kullanan bir yolcu "Bedava olduğu için arabayla mı yoksa toplu taşımayla mı gitmek arasında tercih yapmak çok kolaylaşıyor. Bu da hem çok pratik oluyor hem de çevre açısından olumlu bir şey," ifadelerini kullandı.

Ülkenin hem küçük olması hem de ortalama gelirin yüksek olması uygulamanın hayata geçirilmesini kolaylaştırıyor. Ülkenin nüfusu 640 bin civarında ve Dünya Bankası'nın 2021 verilerine göre kişi başına düşen mili gelir ortalaması yıllık 99 bin 900 euro düzeyinde. Karşılaştırma açısından hemen komşu ülke olan Fransa'da bu ortalama 35 bin 200 euro. Türkiye de ise 2021 yılı itibariyle yaklaşık 9 bin euro.

Toplu taşımanın bedava olması demek aslında maliyetin toplanan vergilerle karşılanması anlamına geliyor.

Fakat Ulaşım ve Kamu İşler Bakanı François Bausch "Bu sistem daha eşitlikçi çünkü az ya da hiç vergi vermeyenlerin toplu taşımaya aktardıkları miktar da az oluyor ve hizmetin onlar gerçekten bedava olduğu anlamına geliyor. Elbette daha yüksek vergi ödeyenler için fiyat belki biraz daha fazla oluyor," sözleriyle bu yöntemin daha adil olduğunu savunuyor.

Lüksemburg bu girişimin halkı özel araçları yerine tren ve otobüsleri kullanmaya teşvik ederek aynı zamanda hava kirliliği ve iklim değişimiyle mücadele yöntemi olduğunu savunuyor.

Fakat şimdilik ülkede özel araçlar hala en önemli ulaşım aracı olmaya devam ediyor. Öte yandan bazı Lüksemburgluların ücretsiz ulaşımı hükümetin bir hediyesi değil sosyal bir hak olarak görmeye başladığı belirtiliyor.