Mustafa Cemal TOMAR
Kesesi,nefesi, hevesi
KESESİ, NEFESİ, HEVESİ
Yukarıdaki yazımda veli- öğretmen ilişkisinin öneminden bahsetmiştim. Biliyorsunuz sağlıklı insanlar için en lezzetli kahve üçü bir arada olan kahvedir. Ucu sivri olan iki ayaklı nesneler yere batmadığı sürece ayakta duramaz. Ucu ne kadar sivri olursa olsun üç ayaklı olan nesneler rahatlıkla her yere konulabilir. Eğitim- öğretimin güzel olmasını istiyorsak öğretmen-veli- öğrenci üçlüsü bir arada olmalı, bir plân dahilinde işler yürütülmelidir. Tam da bu konuyu daha iyi anlamamızı sağlayan bir hatıramı sizlere anlatmak istiyorum. Hazır mıyız?
Yirmi yıl olmuştu sanırım. Samsun'un Terme İlçesi'nde görev yapıyordum. Haliyle tanışıp arkadaş, sonrasında da dostluk kurduğum insanlar oldu. Sizin de bu arada iyi dostlarınız olsun. Dost edinmeye bakın. Arkadaşlarınızı iyice inceleyin. Seçeceğiniz arkadaşlarınız sizden iyi olsun. "Gerçek dost kara günde belli olur" atasözünü hatırlayın. Allah Teâlâ hiç kimseye kara gün göstermesin duasını yapalım, kafamızın bir köşesine de yazalım. Darda, zorda, yolda iken kim bizi arar ve yardımımıza koşarsa işte iyi dost odur demektir. Bu cümlemi de unutmayın.
Eğitimci, yazar Selim Eroğlu isminde bir dostumla yıllar önce Terme sokaklarında geziyorduk. Akşam olmak üzereydi. Namaza hazırlık için ebdest aldık. Ezan okunmaya başlayınca ezan sesine kulak verdik, camiye gittik. İmamla beraber namazımızı kılıp duamızı yaptık. Huzura erdik. Namaz kılmak, biliyorsunuz ki; Rabbimize karşı olan kulluk borcumuzdur. İnsan borcunu ödeyince huzura erer.
Namaz çıkışında tanıtıklarımızla karşılaştık, bir çoğuyla selamlaştık, kelâmlaştık. Bu arada kelâmlaşmak konuşma anlamına geldiğini unutmayalım.
Sonra mı ne oldu diye sorarsanız açıklayayım.
Selim Hoca, özel bir okulda veli toplantısına davetliydi. "Beraber gidelim mi?" dedi. Ben de kabul ettim. Yaklaşık bir km yol yürüdük ve okula vardık. Okulun toplantı salonundan içeri girerken toplantının bitmek üzere olduğunu fark ettik.
Selim Hoca, hem öğrenciler hem de veliler tarafından sevilen bir öğretmendi/ öğretmendir. Salondan içeri girişte Selim Hoca'nın gelişini herkes fark etti. Sunucu hazırdı ve hemen hocayı kürsüye davet etti.
Hoca, kürsüye yönelirken birden salondaki gürültü kesildi. Herkes Selim Hoca' nın söyleyecekleri cümlelere odaklanmış, merak içinde bekliyorlardı.
Doğrusu ben de ne konuşacağını merak etmiştim.
Hoca konuşmasına Allah Teâlâ'nın selâmını vererek başladı. Selâm vererek söze başlamak bize hayır getirir. Besmele ile başlanan iş de bize bereket getirir. Ağzından besmele ve selâm dökülen insanın ağzında da kötü sözün yeri yoktur.
Sevgili Çocuklar, gençler ve veliler! Selim Hocamız selâmla söze başlaması demek herkese dua etmesi demektir. Çünkü selâm en büyük dualardandır. Daha sonra bu selâm konusunu daha ayrıntılı bir şekilde ele alıp sizlerle paylaşacağım inşallah.
Unutmayalım: Biz de bir topluluğa girip konuşma yapacaksak, ya da arkadaşlarımızla karşılaştığımızda söze selâmla başlayalım. "Esselâmû aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuh" şeklinde selâm verelim. Allah Teâlâ'nın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun demektir. Böyle selâm verenler ve verilen selâma aynı şekilde karşılık verenler 30 sevap kazanacaktırlar. Onlardan olmak istemez misiniz?
Konumuza dönelim:
Selim Hocam kürsülerin ustasıdır. Halden anlar. Herkeste akşam yorgunluğu vardı. Toplantının son aşamasına gelinmişti. Uzun konuşma zamanı değildi.Kısa konuşup çok şey anlatılmalıydı. Üstat! Toplantının önemini bir cümlede bitirdi. İşte açıklaması:
Öğretmenin nefesi
Öğrencinin hevesi
Velinin kesesi
Kanalize olursa eğitim- öğretimde istenilen başarı elde edilir. Herkese iyi akşamlar diliyerek mikrofonu sunucuya uzatır. Alkış tufanı koptu. Herkes mesajını orada aldı. Bakınız ben de mesajı aldım. Yirmi sene geçti aradan. Halâ unutmadım hocanın mesajlarını.
Size ödev sevgili çocuklar!
Selim Hoca'nın söylediği sözler üzerine bir kompozisyon yazınız. Bir dahaki derste buluşmak üzere...Allah Teâlâ' ya emanet olunuz.
05.11.2024