Mustafa Cemal TOMAR
KARNE TATİLİ BAŞLIYOR
KARNE TATİLİ BAŞLIYOR
2023-24 eğitim-öğretim yılı yaklaşık 20 milyon öğrenci ve 1 milyon 200 bin öğretmen ile yarıyıl tatiline giriyor.
Yarıyıl tatili 22 Ocak 2024 Pazartesi başlayıp 2 Şubat 2024 Cuma tamamlanacak. İkinci dönem, 5 Şubat 2024 Pazartesi başlayacak ve 14 Haziran 2024 Cuma sona erecek. İkinci dönem ara tatili ise 8 Nisan 2024 Pazartesi ile 12 Nisan 2024 Cuma tarihleri arasında yapılacaktır.
19 Ocak Cuma günü yaklaşık 20 milyon öğrencimiz karne alma heyecanını yaşayacaktır. Gerçi internet ortamında e-veli sisteminden herkes karnesini görüyor, dolayısıyla karne törenleri eskisi kadar öğrencilere heyecan vermiyor. Çocukların hayatlarına dokunan o kadar çok şey var ki, karne heyecanı diye bir şey kalmıyor.Karne notları da genellikle şişirmedir. Özellikle lisede notlar, üniversite sınavını çok etkilemektedir. Özel okula giden öğrencilerin notları genellikle 100'e yakındır. Kimse de bunu sorgulanıyor. Parayı veren eskiden düdük çalıyordu, son zamanlarda parayı veren puanı çalıyor, veremeyen puandan oluyor. Devlet okulunda vasat bir öğrenci özel okulda en yüksek notları alarak puanı en az 50 puan artmaktadır. Para ile aldığı bu fazlalık puanla yüzbinlerin önüne geçmektedir. İşte Türkiye'de adalet bu kadar. Para ile puan çalanlardan ne kadar adil hakimler olur sizce?
Karneler, yaklaşık beş ay boyunca derslerde gösterdiğimiz performansın, sınavlardaki başarımızın, derslerdeki katılımımızın yapılan bir takım değerlendirmeler sonucunda yazı ya da rakamlarla sonuçların yazıldığı resmi bir belgedir. Karnesi iyi olan öğrenciler sevinecek, iyi olmayanlar üzülecektir. En az öğrenciler kadar karnelerden veliler de etkilenecektir. Zira veliler de evlâtları için gece-gündüz demeden çalışıyorlar, evlâtlarının başarısı için ellerinden geleni yapıyorlar.
Özellikle çocukları ilkokul 1. Sınıfta olan velilerimiz çok heyecanlılar, hele de ilk çocuklarıysa durum daha da farklı oluyor. O süreci yaşayanlar bilir. Bendeniz 1. Sınıf öğretmeni olduğumdan dolayı böyle gözlemledim. Hemen hemen durum her yerde aynıdır
. Konuyu 15 günlük tatile getirerim. Beş aya yakın öğrencilerimiz, öğretmenlerimizin önderliğinde ruhsal- zihinsel biraz da bedensel faliyetler yapararak bu dönemi geçirmişlerdir. Öğretmen ve öğrencilerimiz gerçekten tatile ihtiyacları vardır. Peki bu tatilde ne yapılmalıdır? Öğretmenler ne yapacağını bilir, akıl vermeyelim. Öğrenciler bu tatilde yan gelip yatmalı mı, internet ortamına kilitlenip vakit mi geçirmeli, orta-lise çağlarındaki çocuklar partnerleriyle ya da kangalarıyla buluşup eğlenmeliler mi, günü uyuyarak mı geçirmeliler, ya da bol bol ders çalışıp testler mi çözmeliler, kitap, dergi, gazete mi okumalılar... gibi çeşitli alternatifler akla gelmekyedir. Bir çok öğrenci de yukarda saydıklarımdan birkaçını yaparak vaktini geçirdiği bir vakıadır.
Bilim insanları denekler üzerinde şöyle bir deney yapmışlardır.:100 sayıda iki ayrı grup denek oluşturmuşlar. Ayrı ortamlarda deneklerin her birine aynı işi vermişlerdir. Deneklerden birini hiç dinlendirmeden, diyer denektekileri ara ara dinlendirerek işi yaptırmışlardır. İşin performansı değerlendirildiğinde ara ara dinlendirilerek iş görenler daha başarılı oldular. Demek ki; iş ve okuma esnasında ara ara dinlenmek icap ediyor. Bu gerçekten hareketle tatiller ve izinler şarttır. Yoksa uzun süre ara vermeden çalışarak verim artmaz, aksine düşer
O halde tatilde neler yapalım sorusuna tekrar dönelim. Bir kere yaptığımız işin dışında farklı bir iş yapmamız bizi dinlendirir. Okula giden bir lise öğrencisi, bu tatilde gidip bir çay ocağında karsonluk yapması, bağda bahçede çalışması, hayvan gütmesi, sanayiye gidip orada çıraklık yapması veyahutta inşaatta çalışması o öğrenciyi zihinsel olarak fevkalade dinlendirir. Spor salonlarına gidip spor yapması, resim-müzik kurslarına gitmesi de güzel olur. Bu arada gücü yeten gezi turlarına katılması, dağ-orman yürüyüşleri insanı dinlendirir. Bütün bunları yaparken öğrencilerimiz tamamen dersten de uzaklaşmamalıdır. Tatil süresince dersi ikşnci i plâna atmalarında bir sakınca yoktur.
Bilim insanlarından Prof Dr. Doğan CÜCELOĞLU' na göre Anayasadaki " 18 yaş altı çocuklar çalıştırılamaz" cümlesi yanlıştır diyor. Her yaş çocukların yapabilecekleri işler yaptırılmalıdır. 8 yaşında bir çocuk koyun güdebilir, 12 yaşındaki bir çocuk pazarda anne- babasına yardım edebilir, lokantada karsona yardımcı olabilir, odasını temizleyebilir, bir ağaca çıkıp meyve toplayabilir, mutfakta annesine yardımcı olabilir, fındık fıstık toplayabilir, inşaat ustasının hizmetinde olabilir, çivi çakabilir, pense ile tahtadan çiviyi sökebilir...vs. Bütün bunları ve benzer işleri güçü nispetinde yapabilir. Kişiliğine ve gelişimine katkı sağlar.
Biz bu tür işlerin çok fazlasını yaptık. Yaptık da ne oldu? Kişiliğimiz gelişti, öz güvenimiz arttı, becerimiz gelişti, milli servete servet kattık, el-kol hareketlerimiz gelişti, becerimiz arttı. Ömür boyu karşılaşabileceğimiz her zorluğu alabilecek sinerjiye eriştik. Yani her ortamda kendi ayaklarımızın üzerinde durmayı öğrendik. Yetmez mi?
Okuldaki problemlerimizi kendimiz hallederdik, öğretmenimize ve ailemize şikayet getirmezdik. Biz aslında tam da bilimin gerekçelerine uygun yetişmişiz de bunu yeni farkettik. Bizden sonraki nesiller hazırcılığa alışmıştır- alışmışızdır. Bu diyardan bizler hicret ettikten sonra yeni gençlik nasıl ayakya duracak acaba?
Öğrencilerimiz ara tatilde derslerinin yanında farklı etkinlikler yaparak kendilerini hem dinlendirsinler, hem yeni şeyler öğrensinler. Yaptıklarını, yaşadıklarını, öğrendiklerini kısa da olsa satırlara yazsınlar. Başta meslektaşlarına ve tüm öğrencilerimize iyi tatiller diliyorum. Cuma günü olması münasebetiyle hayırlı cumalar dilerim.
19.01.2024
Öğretmen
M. Cemal TOMAR