Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

KALPTE OLANI DİLİN YANSITMAMASI

KALPTE OLANI DİLİN YANSITMAMASI TEHLİKESİ

Sabah Fetih Suresini okuyordum. İkinci sayfasındaki ikinci ayetteki meâlde dikkatimi çeken bir cümle oldu. Üzerinde düşündüm. Burada paylaşmak istedim. Fetih Suresi 11. Ayet-i Kerimesi'ydi. Cenab-ı Hak;

(11) - "yakında a'râbilerden geri kalmış olanlar sana diyecekler ki, "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile." Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Hayır! Allah yaptıklarınızdan haberdardır".Buyurmaktadır.

. " Kalplerinde olmayanı dillerinde söylemek" cümlesi bize önemli bir hakikati anlatıyor. Ayet-i Kerimenin sonunda da "Allah Teâlâ yaptıklarınızdan haberdardır" buyurmaktadır. Mülk Suresi'nin 13. Ayeti Kerimesi'nde de Cenab-ı Hak; (13) - Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki, O, göğüslerin özünü bilir". Buyurmaktadır.

Kamil manada Kur'an ayetlerine iman eden bir kimse, kalbinden geçeni diliyle söyler, diliyle söylediğine de kalbi iman eder. Kalbi başka, dili başka olamaz. Halk deyimiyle" özü- sözü" birdir. Gerçek iman sahiplerinin hal ve davranışlarında münafıklık alameti görmezsiniz. Bir işi yapacaksa yaparım, yapmayacaksa da yapmam der. Saf Suresi 2. Ayette de Cenab-ı Hak; " Ya Eyyuhelleziine Amenuu lime tekuuluune mâlâ tef'âluun. Ey iman edenler! Yapamayacağınız şeyi niçin yaparız dersiniz" buyurmaktadır.

Bizler inandığımızı iddia ediyoruz. İman bir iddiadır. İddiamızı amellerimizle ispat etmek zorundayız. Yoksa iddiamız yani imanımız tehlikeye girebilir. İmanımızı Salih amellerle ancak muhafaza edebiliriz.

Günümüzde en çok şikayetçi olduğumuz insan tipleri "özü ve sözü" bir olmayan insanlardır. Özellikle dünyayı yöneten enperyal güçler bu iki yüzlü tavırlarını ortaya koymaktadırlar. Zehri altın tabağın içinde sunuyorlar insanlığa. Eğer öyle olmasaydı dünyada bu derece adaletsizlikler, gelir dağılımında düzensizlik, savaşlar, açlık,sefalet ve göz yaşı olmazdı.

Aslında tarih boyunca kalpte kurulan tuzaklar (yani perde arkasında) insanlığa bir ni'met gibi sunulmuştur. Şeytanın "ebedi cennet vaatş vaktiyle" babammız Hz. Adem as ile Havva anamızın cennetten çıkarılıp yeryüzüne sürülmesine neden olmuştur. Dünyadaki bütün şer odakları aslında şeytanın askerliğini yapmaktadır. Kur'an'ı Kerim'deki şeytan tanımlamasına bakıldığında, günümüzdeki şer odaklarıyla karşılaştırma yapıldığında şeytanla aynı çizgi üzerinde olduğu görülmektedir.

Burada en tehlikeli konu nedir biliyor musunuz? Özü sözü bir olmayan, dilinin söylediğini kalbi tastiklemeyen, kalbindeki kirli tuzak ve hesaplarını kamufle edip başka bir yüzle ortaya çıkanların toplum nezdinde itibar görmeleridir. En tehlikeli durum budur. Amerika ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkeleri, her vesile ile müslüman ülkelere karşı iki yüzlüklerini ortaya koymaktadır. Durum böyle olduğu halde müslüman ülkelerce en çok itibar edilen ülkeler gene aynı ülkelerdir.

Peygamberimiz sav "Bizi aldatan bizden değildir" buyurmaktadır. Bizleri her vesile ile aldatan, çifte standart uygulayan, ikinci üçüncü sınıf vatandaş gören, yapılan antlaşmalara uymayan, görünürde dost- gerçekte düşman olan, her türlü terör örgütlerini besleyip üzerimize salan, güçlüyü üstün ve haklı tutan, içimizdeki uzantılarıyla bizleri hizaya çekmeye çalışan, teknolojiyi değil de çürük ahlâklarını bize empoze etmeye çalışan, lâiklik ismi altında bizleri islâmdan uzaklaştırıp deist-ateist yapmaya çalışan bu ülkelerle dost olmaya, onlara benzemeye çalışmak, buyruklarına uymak, biz ve bizim gibi müslüman ülkelere hiç yakışmıyor. Aynı zamanda müslüman ülkeler için çok tehlikeli bir durumdur.

Cumhuriyet kurulduğundan beri onlarla dost olma yolunda politikalar üretiyoruz, bir türlü ayaklarımızın üzerinde duramıyoruz. Ülke olarak ekonomik kriz içindeyiz. Bu krizden çıkma yolunun, yabancı sermayenin ülkemize çekmekten başka çare olmadığını söyleyen sözüm ona yüzlerce ekonomist, politikacı ve gazeteci var. Tarihten hiç ders almıyoruz.

Sonuç olarak, "Emrolunduğumuz gibi,dosdoğru olmalıyız" özüyle sözüyle bir olmalıyız,iri olmalıyız-diri olmalıyız, din, bayrak, vatan şemsiyesi altında bütünlüğümüzü muhafaza etmeliyiz. Bu memleket bizim. Başka memleketimiz yok. Memleketimizin kıymatini bilmeliyiz. Ne aldanan, ne de aldatan olmalıyız. Müslüman en çok bir kere aldanır. Diğer aldanmaların hesabı ağırdır. Kalplerin özünü haktan saklasak bile Cenab-ı Hak'tan saklayayacağımıza göre, içimizde olanı dışımıza yansıtalım. Dıştan dost görünüp içten kimseye düşmanlık yapmayalım. Selâm ve Dua ile...

20.02.2024

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.