İbrahim Halil ER
KAFKASLARDA BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ
Gazavât/Müridizm Direniş Hareketi
Kuzey Kafkasya Müslümanlarının XVIII. yüzyıl sonlarında Ruslar’a karşı başlattıkları Rusların, Müridizm; Müslümanların Gazavat adını verdikleri tasavvuf kökenli siyasi harekettir. Şeyh Şamil ile özdeşleşmiştir. Müridizm, başlangıcından kısa bir süre sonra millî bir nitelik kazanarak bağımsız Kafkasya idealinin ortaya çıkmasında başlıca etken olmuştur.
Çeçen asıllı İmam Şeyh Mansûr’un 1785’te Çeçenistan’da başlattığı gazavât, Nakşibendîler’in önderliğinde Kādirîler’in de desteğiyle ve çeşitli aralıklarla 1920 yıllarına kadar devam etmiştir. İmam Mansûr’dan önce Çar rejimine bağlı kişilerce Kafkasya’ya özerklik verilmesini savunan bir hareket başlatılmışsa da başarıya ulaşamamıştır. Müridizm, başlangıcından kısa bir süre sonra millî bir nitelik kazanarak bağımsız Kafkasya idealinin ortaya çıkmasında başlıca etken olmuştur. Şeyh Mansûr’un ölümünün ardından Kafkasya Müslümanları, İmam Gazi Muhammed’in (Gimrili Molla Muhammed) liderliğinde birleştiler. Onunla birlikte 1826’da ortaya çıkıp 1830’da başlattığı ikinci gazavât hareketi ortaya çıktı.
1835 yılında hareketin başına Şeyh Şamil geçti. 25 yıl boyunca Ruslarla savaştı. Fakat kısıtlı imkanları ve askeri gücünün eksikliği nedeniyle başarısız oldu. Bu mücadele sürecinde eşi, oğlu ve kız kardeşi de şehit düştü. Yanında kalan 200 kişi ile savaşı daha fazla sürdüremeyeceğini anladığından Ruslarla ateşkes antlaşması yaparak teslim oldu (1859). Esir olarak Rusya’ya götürüldü fakat onun yıllardır yaptığı mücadele ve Ruslara Kafkas kapısını uzun süre kapatmasından dolayı Rus Çar’ın takdirini kazandı. Bir gün Rus Çarı esaret altındayken Şeyh Şamil'i yemek yemek için karşısına alır. Şeyh Şamil'in iştahlı bir şekilde yemek yediğini görünce yanındakilere: Korkarım bu adam bizi de birazdan yer diye söylenir. Şeyh Şamil bunu duyunca, Korkmayın dinimizde domuz eti yemek haramdır cevabını verir.
Osmanlı Devleti 1856 yılındaki Paris Antlaşmasına dayanarak Şeyh Şamil'in de serbest bırakılmasını ister, fakat Rusya onun Osmanlı askeri olmadığını ve asi olduğunu söyleyerek karşı çıkar.
On yıl esir kalan Şeyh Şamil’in hac yapma isteği kabul edildi ve oğlu Muhammed Şafi’yi rehin vererek yola çıktı. İstanbul’a gelen (1869) Şeyh Şamil dönemin Osmanlı Padişah’ı Sultan Abdulaziz tarafından sarayda ağırlandı. Halk bu kahramanı görmek için saraya koştu. Daha sonra haca gitti ve Medine’de vefat etti. Mezarı Medine’de Baki mezarlığındadır.
İmam Şâmil’in teslim oluşunun ardından Kuzeybatı Kafkasya nâibi Muhammed Emin’in kumandasında müridler beş yıl daha gazavâta devam ettiler. Ancak onlar da 1864’te silâhlarını bırakmak zorunda kaldılar.
Kafkasya halkları bu tarihten sonra da zaman zaman mevzii alarak direnişlerini sürdürdüler. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sırasında İmam Şâmil’in nâiblerinden Abdurrahman liderliğinde Dağıstan’da başlatılan ayaklanma Ruslar tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. 1876’da Andican’da Nakşibendî şeyhi İşan Ali liderliğindeki ayaklanma, 1881’de Ahal Tekke Türkmen boyunun Göktepe müdafaası, Nakşibendî şeyhi Gotçzolu Necmeddin ve Saltılı Uzun Hacı önderliğinde 1920-1921’de Kuzey Kafkasya’da başlatılan iki isyan Müridizm kökenli diğer önemli direniş hareketleridir. (Süleyman Uludağ, DİA)
Gazavat hareketi; birçok dilin konuşulduğu, etnik kökeni farklı halkların bir arada yaşadığı Kafkasya’nın bağımsızlığı ideali ile başlamıştı. Hareket başarılı olmasa da Müslüman Kafkas halkları arasında ortak bir vatan bilinci oluşmasını sağlamıştır. Aynı coğrafyada yaşayan bu insanların aynı tarikatta birleşerek ve aynı imama bağlanarak birbirini kardeş gibi görmeleri, kavmiyetçilikten ve bölgecilikten kaynaklanan ayırımcılığı ve bu temelde oluşan kötü âdetleri etkisiz hâle getirmiştir. Kuzey Kafkasya’nın Müslüman halkları arasında bir düzenin kurulmasını ve bunların disiplin altına alınmasını sağlamıştır.
Müridizm, 1917-1922 yılları arasında Sovyet yönetimi tarafından millî bir kurtuluş hareketi, ilerici ve demokratik bir direniş olarak değerlendirilmiş, Çarlık yönetiminin Kafkasya’ya saldırısı emperyalist bir eylem şeklinde görülüp lânetlenmiştir.
1924 yılında Kafkasya’da Çeçen-İnguş Otonom Bölgesi daha sonra da 1930’ların ortasında Çeçen-İnguş Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştur. Sovyet yönetimi, İkinci Dünya Savaşı sürecinde bu hareketin Sovyet halklarında millî kurtuluş hareketlerini feodal ve burjuva hareketleri olarak nitelendirmiştir.
Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasıyla Grozni’nin kontrolünü ele geçiren General Cahar Dudayev, Çeçen İşkerya Cumhuriyeti’ni (ÇİC) ilan etmiştir. Fakat Rusya Federasyonu bunu tanımayarak 1994 yılından itibaren savaşmıştır. 1997’de imzalanan Hasavyurt Antlaşması’yla Çeçenistan’a yarı özerklik verilmiş fakat 1999 Eylül’ünde Rus kuvvetlerinin Çeçenistan’ı tekrar işgal etmesiyle barış son bulmuştur.