Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR
(İslam Ekonomisindeki) İçsel Denge
İslam ekonomisinde faiz ortamının doğuşunu engelleyici bazı kurumsal yapılar da vardır. Temel üretim faktörü olarak emek ve ticaret esas alındığı için, para ve sermayenin risk ve zarara katlanmadan tek başına kazanç aracı olması için uygun zemin yoktur. Bu da esasen faiz yasağına dayanır. Zira kapitalist sistemdeki sıfır riskli bu alan; para ve sermayenin giderek belli zümrelerin elinde toplanmasına, sonuçta toplumsal tabakalaşmaya ve büyük bir kesimin de mağduriyetine yol açmaktadır.
Faizin de içerisinde yer aldığı kapitalist sistemin en belirgin özelliklerindendir zaten bu etki… Elbette sosyal devlet olgusunun gelişmesi bu etkinin büsbütün yaygınlaşmasını engellemiş, sermaye sahibi olmayan geniş toplum kesimler, asgari de olsa, devlet koruması ve güvencesi altına alınmıştır. Ancak gerçekte sermaye birikimine dayalı kapitalist sistemde bankalar bu birikimi sağlamak için vazgeçilmez araçlardır ve bahsedilen etki de alınan bu önlemlere rağmen, gerçekleşmemiş değildir.
İslam; yardımlaşma ve sosyal dayanışma ilkesi, emek ve sermayenin birlikte üretime ve yatırıma yönelmesi gibi prensiplerle topluma ahlakî bir anlayışı egemen kılarak, nimetleri ve külfetleri dengeli bir şekilde paylaşmayı esas almıştır. İslam’ın; ekonomik ayağı da ilgilendirecek şekilde ortaya koyduğu prensiplerden birisi odur ki, yanlışa (günaha-harama) giden yol sadece yasaklanmamakta aynı zamanda kapatılmaktadır. Faiz yasağı yanında; zekâtın farziyyeti, sadakanın teşviki, paylaşmanın erdemi, ihtiyaç sahipleri varken elde boş bir şekilde tutulan servetle ilgili bireysel ve sosyal sorumluluk, yokluk zamanlarında mal saklamanın (ihtikar-karaborsa) haramlığı… gibi müesseseler hayata geçirildiğinde zaten yukarıda bahsedilen toplumsal negatif etkilere yol açmayacaktır.
Yanlış bilinen ve yorumlanan diğer bir husus şudur ki; İslam zenginliği ve daha çok kazanmayı hiçbir şekilde yasaklamış değildir. Ancak sistemin sahip olduğu dinamikler bugün olduğu gibi uçurum düzeyinde gelir ve servet farklılıklarına yol açmaz. Günümüzde kapitalist sistemin en önemli açmazlarından birisi de gelir dağılımı dengesizlikleridir. Bu dengesizlikler bir yandan ülke içerisinde kişiler ve bölgeler arasında iken, bir yandan da uluslararası ve ülkeler arasındadır. Bu fark öylesine büyüktür ki; kapitalist sistem içerisinde yer alan kimi şirketler bazı devletlerden bile daha büyüktür. Ülke içerisinde “gini katsayısı” vasıtasıyla tesbit edilen bu dengesizlikler sosyal transferlerle azaltılmaya çalışılmaktadır ama uluslararası sistem bu ve buna benzer müesseselere sahip değildir maalesef...