Meclis 411 oyla başörtüsüne serbestiyet getirirken siz 'kaosa kalkan eller' diyenlerle safınız yasaktan yanaydı, özgürlükten değil.
28 şubat postmodern darbe yapılıp seçilmiş irade baskı altına alırken Darbecilerden yanaydınız.
Meclis Cumhurbaşkanı seçiminde yargı maniple edilirken, siz meclisin, yani milli iradenin değil, siyasete kumpas kuran yargının yanındaydınız.
Seçilmiş ve seçmenden %47,5 oy alan partiye kapatma davası açılırken siz kumpascı yargının yanındaydınız.
Ne zaman 'adalet' aradınız?
Ergenekon, balyoz, ay ışığı, eldiven vb darbeci yapılanmaların üzerine girildiğinde 'Adalet' dediniz.
Daha doğrusu 'Cumhuriyet' dediniz.
27 Nisan E muhtırasında sessizdiniz.
Seçilmiş iktidara karşı daima kumpas kuranlarla beraber oldunuz.
Şimdi de 15 temmuz kalkışmasını yapan, ülkeye küresel güçlerle birlikte operasyon yapanlar adına sokaklarda, yollardasınız.
Dün F tipi dediğiniz ve karşı çıktığınız yapının ordu mensuplarına kurduğu tuzakları ve kumpasları unutmuş, onlar adına ve seçildikleri belediyelerde hendek ve çukur kazan, arkalarında terör örgütlerinin olduğununu övünçle dillendirenlerle birliktesiniz.
Yargının niçin işini yapmasına engel oluyorsunuz?
Doğrusu siz adalet değil, iktidarın gitmesini istiyorsunuz.
Çünkü adalet söyleminizden çelişki akıyor.
Bir türlü toparlayamıyorsunuz.
Ne kadar suç şebekesi varsa onlarla berabersiniz.
Bu halinizle inandırıcılığınız yok ve olamaz.
Tepkiselsiniz tepkisel...
Siyasi iktidara karşısınız.
Hepsi bu.
Size inananlarında sizden pek farkı yok.
Onlarda siyasi hesaplaşma arayışında.
Seçtilerimizi size yedirmeyeceğiz.
İrademizi size pas pas yaptırmayacağız.