Yaradılış, bizim açımızdan edilgendir, tıpkı bir eşyanın imali/ inşasının kendi açılarından edilgen/ pasif olduğu gibi...
Pasifin/ edilgenin/ yapılanın/ inşa edilenin/ üretilenin bir amacı/ gayesi/ maksadı/ hedefi olabilmesi için yapana/ inşa edene/ imal edene/ üretene sipariş vermesi gerekir, beni şöyle tasarımla ve şu malzemeyle, şu şekilde imal et/ inşa et/ üret gibi...
Eşyanın böyle bir talebi olabilir mi?
Olamaz!
İnsana gelince...
İnsanın yaratılması hususunda bir talebi olabilir mi?
Olamaz!
Çünkü Allah cc insanı kudret eliyle yaratmış ve bu yaratışında insana, nasıl yaratılmak istediğini sormamıştır.
O halde?
İnsanın yaradılış gayesi, amacı, maksadı, hedefi olmaz.
Peki Allah’ın yaradışının gayesi olur mu?
Olmaz!
Çünkü gaye ilerdeki bir hedeftir.
O hedefe varmak için zamana, enerjiye, hedefe götürecek bir yola ve bir rehbere ihtiyaç olacaktır.
Allah’ın cc böyle şeylere ihtiyacı olur mu?
Olmaz!
O zaman ne demeliyiz?
Yaradılış hikmetimiz.
Zaten izahında zorlandığımız durumları “Allah’ın hikmeti” olarak ifade etmemizde bundandır.
Sonuç olarak:
Yaradılışımızın gayesi, maksadı, amacı, hedefi olmaz; sadece hikmeti olur...
Bu hikmetin içini de herkes kendi idraki, irfanı, bilgisi, görgüsü çerçevesinde doldurur.
Hayırlı günleriniz olsun...