Hatırlayın. Okullarda seçmeli ders olarak okutulması için bir zamanlar ne çetin mücadeleler vermiştik!
Samimi gayretler sonuç verdi. Şimdi, Seçmeli Kur'an-ı Kerim, Seçmeli Peygamberimizin Hayatı, Seçmeli Temel Dini Bilgiler ve Seçmeli 2.Yabancı Dil Arapça dersleri, bir süredir tüm okullarda müfredata girmiş bulunmaktadır ve halen yürürlüktedir.
Müfredat içeriği yeterli mi, değil mi, bu tartışılabilir ancak tartışılamayacak bir konu var, o da bu derslere okullarda gereken ilginin gösterilmediğidir.
Bir kısım okul İdarecileri başta olmak üzere, bazı öğretmenlerimizin pasif tavırlarının yanında, velilerin de fen ve sosyal ağırlıklı akademik başarıya endeksli hedefleri yüzünden bu seçmeli dersler gereken ilgiyi görmemekte ve maalesef arka planda kalmaktadır.
Oysa bu dersleri almak akademik başarıya engel değildir, aksine fevkalade bir motivasyon ve ruhî dinginlik kaynağı olmaktadır.
Geçenlerde arkasında bir mektup bırakarak intihar eden öğrencinin feryadı bize; yalnız bırakılan, ruh dünyası zayıf, manevi motivasyondan mahrum, dinî ve vicdanî erdemlere yabancı bir gencin hazin çaresizliğini yeniden hatırlatmıştır.
Hayat nizamı ve kemâle ermiş bu mükemmel dini öğrenen, ahlâkî erdemleri içselleştirip hayatını tezyin eden ve iyi bir insan modeli olarak çevresine örnek olan meselâ bir doktorun, bir mühendisin, bir teknik elemanın, bir ziraatçının, bir fizikçi veya kimyacının kime ne zararı olabilir ki?!..
Dini eğitim almak ve dini yaşamak bir eksiklik veya kusur değil, bilakis kâmil insan olma hedefinin vazgeçilmez unsurudur.
Çocuklarını "zü'l-cenahayn" yani hem dini hem müsbet ilimlerle "iki kanatlı" yetiştirenler, dünyada da ahirette de kazançlı çıkacaklardır.
O halde HAYDİ!
OKULLARIMIZA BAŞVURUP
SEÇİMİMİZİ YAPMAYA!.