Rasim DUMAN
GEL BAKALIM BURAYA "ESKİ BİR HESAP UZMANI"... (YENİ BİR SADETTİN BİLGİÇ VAK'ASI MI ?..)
Kıymetli dostlarım, sabah haberlere bakınca gözlerime inanamadım ; Kemal Kılıçtaroğlu, "CHP Umûm Müdürlüğü"nü kaybetmiş.. Hem de, çok ciddi bir farkla : 812-536..
Aramızda "ters köşe" olmayan var mı, bilemiyorum ; ben böyle bir neticeyi hiç beklemiyor ve hatta, ihtimâl bile vermiyordum. Çünkü 13 senedir bu koltukta oturan baybay Kemal'in, CHP'nin delege yapısını tamamen kendisine bağladığını ve hiçbir kongrede düşürülemeyeceğini zannediyordum.
Aklıma, Süleyman Demirel'in AP (Adalet Partisi) Genel Başkanlığı'na sürpriz bir şekilde seçilmesi geldi. Büyüklerim elbette benden daha iyi hatırlarlar (bendeniz o vakitler henüz 5 yaşında idim) ; 1964 senesinin 1 Kasım günü yapılan AP Kongresinde, hiç bilinmeyen / tanınmayan / siyâsî kariyeri de olmayan Süleyman Demirel, 1679 delegenin 1072'sinin reyini alarak, AP'nin yeni genel başkanı olmuştu..
Ve tabii ki o zamanki efkâr-ı umûmiye - aynen bugünkü gibi - resmen "ters köşe olmuştu ?..
Nasıl olurdu bu ?..
Sadettin Bilgiç gibi güçlü bir isim, hiç bilinmeyen ve tanınmayan, 40 yaşındaki "çiçeği burnunda siyasetçi" Süleyman Demirel'e mâğlûp olmuştu...
Büyüklerimizin anlattıklarına göre, şöyle olmuştu :
Vehbi KOÇ, Süleyman Demirel'e "AP Genel Başkanlığı için adaylığını koymasını" söylemiş. S.Demirel "efendim, bu partiye daha yeni girdim, kimse beni tanımaz bilmez. Sadettin Bilgiç çok güçlü, bilinen, tanınan, sevilen bir insan. Onun karşısında ben nasıl kazanabilirim ki ?.." diye tereddüdünü izhar edince, Vehbi KOÇ şöyle cevap vermiş : "Sen adaylığını koy, gerisine karışma ; genel başkan seçileceksin"..
Meğer Adalet Partisi'nin il ve ilçe başkanlıklarını, KOÇ'ların ARÇELİK Bayileri yapıyorlarmış..
KOÇ'ların dümen suyundaki "sol CHP"den sonra, "sağ AP" de, onların ellerine geçmiş oldu...
Bugüne gelirsek..
2010'da, o zamanki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a, mâlûm "kaset operasyonu" da CIA-FETÖ-KOÇ işbirliği ile yapılmış ve yerine Kemal Kılıçtaroğlu getirilmişti. Kemal bey, kendisinin bu koltuğa oturtulacağından, haberdar bile değildi. Çok iyi hatırlıyorum, o günlerde "genel başkanlığa aday değilim" bile demişti.. Fakat sadece 1 gün sonra, aday olduğunu açıkladı ve genel başkanlığa da seçildi..
2010'da onu "getiren" irâde ile bugün "götüren" irâde aynıdır.. Kendisi bunun farkında mıdır, bilemiyorum ; hiç te zannetmiyorum. Çünkü böyle bir idrak ve ferâset emâresini hiçbir zaman görmedim.
CHP'yi asıl yöneten ve yönlendiren "odaklar", tekerlerin tamamının çamura gömüldüğünü ve bu "şoför" ile bu arabayı çıkarıp hareket ettirmenin mümkün olmadığını ve eğer bir "değişim / imaj yenilemesi" olmazsa, Mart 2024'te yapılacak mahalli seçimlerin de hezimetle neticelenmesinin, kuvvetli ihtimal olduğunu gördüler ve "direksiyona müdâhâle ettiler"..
Kemal Kılıçtaroğlu'nun bu âni yıkılışı ile alâkalı olarak yazılabilecek çok şey var ; fakat şu hususu bilhassa dikkatinize arzetmek isterim :
CHP'nin kat'iyyen bir "dava partisi" ve hatta "ideoloji partisi" değil, tamamen "menfaat partisi" olduğu, bir defa daha ortaya çıkmıştır.
Kemal Kılıçtaroğlu'nun "bana yüzdeyüz sâdık kalır, her hâl ve şartta arkamdan gelir" diyerek, 13 senedir adeta cımbızla seçtiği delegelerin 836'sı, en zor gününde ona sırt çevirmişlerdir..
Acaba, neyin karşılığında ?.. Çünkü CHP'de kimse, reyini "bedava" vermez..
CHP'de bu isim değişikliğinden sonra, Meral Akşener'in, "mahalli seçimlere 81 il'de tek başımıza gireceğiz" sözüne sâdık kalıp kalmayacağını da göreceğiz..
Kanaatimce Meral applayı, The Marriot Otel'inde yeniden "iknâ" ve 7'li Masa'yı da yeniden ihyâ ederler !
O cenâhta "söz / yemin / sadâkat / liyâkat" sadece laftadır !
Çünkü, bu "7'li Maşalar"ı kuran "CIA-FETÖ-KOÇ" triyosunun kitaplarında, böyle faziletler / asâletler / yüksek seciyeler / yüksek meziyetler asla yazmaz !
Özgür Özel, bu triyonun yeni projesidir. Müktesebâtı da onların ölçülerine göre zaten çok "parlak"tır...
2019 Mahalli seçimlerinden önce Aydın'da "herkese bir traktör" vaadinden ve seçimleri kazandıktan sonra "hani traktör ?.." diyenlere, "biz onu, ÇARPICI OLSUN diye söylemiştik" şeklindeki "pişkin cevabından" hatırlıyoruz !
Binâenaleyh CHP'de "zihniyet" değil, sadece "isim" değişmiştir !
...............
Selam ve dua ile kıymetli dostlarım.