Faiz, sürekli daha fazla ve karşılıksız para kazanma esasına dayandığından toplumsal değerleri de dinamitlemektedir.
Yardımlaşma dayanışma, sevgi, şefkat gibi toplumu ayakta tutan değerleri faizli sistemde göremezsiniz. Bu yüzden devletler bu faaliyetleri vergi alarak oluşturduğu kurumlar vasıtasıyla ayakta tutmaya çalışır. Huzurevi ya da çocuk bakım evleri gibi…
Buralarda insanların fizyolojik ihtiyaçları karşılansa da psikolojik ihtiyaçlarının karşılanması söz konusu olamamaktadır.
Oysa, bir çocuk için en önemli ihtiyaç sevgidir. Bunların sayısının artması yine uzun vadede psikolojisi bozuk nesillerin yetişmesine neden olmaktadır.
Kapitalizmin bu yüzden ‘vahşi’ olarak nitelendirilmektedir. Zira vahşi doğada güçlü olan ayakta kalır. Sosyal devlet ilkesiyle bu vahşi yan törpülenmişse de bu sadece karantina altına almayı garantilemektedir.
Zira şartları doğduğunda vücuttaki mikroplar gibi saldırarak vücudu işlevsiz hale getirmesi gibi kontrol altında beklemektedir. Çözüm; buna sebep olan illetlerin ortadan kaldırılmasıdır.
Bu illetlerden en önemlisi de faizdir. Ancak yasaklananın tek başına yeterli olmayacağını da göz ardı etmemek gerekir. Zira yasakladığınız sistemi alternatifi ile doldurmadığınız, yani hastalığı tedavi etmediğiniz sürece hastalık ilk fırsatta yeniden nüksedecektir.