Abdullah BAYSAL
Evlilik Okulu Söyleşi (Her genç, anne- baba okumalı)
Soru:
Lise ya da üniversiteye yeni başlayıp birbirine âşık olduğunu söyleyen ya da samimi duygular beslediğini söyleyen gençler var. Ne dersiniz?
Cevap:
Yıllardan beri, dizi ve filmlerde, gençlerin bilinçaltına şu mesaj veriliyor.
Mutlaka karşı cinsten bir arkadaşınız olsun ve onunla her türlü tecrübeyi yaşayın.
Evlilik niyeti olmadan sadece duyguların baskınlığı ile yapılan bu tip arkadaşlıkların sonu genelde faciayla biter.
Evlenmekten gaye sadece cinsel ihtiyaçları gidermek ise, 16 yaşındaki çocuklarda evlenebilir.
Ama böyle bir evlilik, kafa, gönül, ruh, ev idaresi, merhamet yönüyle eksik kalır.
Sonuçta, yıkım olur.
Aileler perişan olur.
Lisedeki bir gencin önünde üniversite, iş bulma, askerlik vs. derken en az 6-7 yıl zamanı var.
Bu olay, birazda şuna benziyor. Yolda giderken güzel bir araba gördünüz. Araba rüyalarınıza giriyor. 7 yıl sonra satın almayı planladığınız araba için gidip kaparo veriyorsunuz.
Yani henüz nişan ve söz için çok çok erken.
Soru:
Peki, bu durumu biraz daha açıklar mısınız?
Cevap:
Bu erken yaşlarda insanların birbirine yaptığı "süslü köpek" muamelesine benzer. Mesala, yazın bir yazlığa gidersiniz. Orada küçük, sevimli bir süslü köpekle tanışırsınız. Alt alta, üst üste oynarsınız. Günü geldiğinde genç evine geri döner. Arkasına bile bakmaz. Geride kalan “süslü köpek” perişan.
Ailesinin yanında yaşayamadığı duyguları, üniversite ortamında "özgürce" yaşayıp, ayrılık vakti geldiğinde seni bırakıp gider ve sen de perişan olursun.
Soru:
Peki, ne yapmayı önerirsiniz?
Cevap:
Bu aşamada çalılara takılmadan okulunu bitir.
Çalıların etrafından dolaş.
Soru:
Ama beni gerçekten seviyor?
Cevap:
Sen öyle zannediyorsun.
Sana olan duygularının gerçek olup olmadığını anlamak için "duygusal demo" yap.
Mesela, annemde bana birini bulmuş, karar veremiyorum diye söyle.
Sınıfta onun yanında, başka birinden "filan da çok terbiyeli" diye üç beş kez bahset.
Bak gör o zaman neler oluyor.
Bu aşamada hemen bir mesajla, bir sözle ya da bir kaç gülücükle ona karşı ilgi duyman senin çok saf olduğunu ve hayatı tanımadığını gösterir.
Soru:
Peki, ona karşı olan duygularımı nasıl kontrol edebilirim?
Cevap:
Yukarıda anlatılan tuzakları bilirsen, tuzağa bile bile gitmezsin. Gidersen de sonuçlarına katlanırsın. Hem kendi geleceğini, hem de aileni perişan edersin.
Ayrıca Pazartesi Perşembe günleri oruç tutarak nefsine hâkim olmayı öğrenebilirsin.
Soru: Koca olmak vasfına ermeden evlenmek her iki tarafa yıkım getirir dediniz. Bu cümleyi biraz açar mısınız?
Cevap:
--- Kadınlar deniz gibidir. Deniz sakin olursa sorun yok. Ama denizde her zaman fırtınada çıkabilir. Denizdeki türlü koşullarda gemiyi batırmayacak olgunluğa erişmeden, yani koca vasfına sahip olmadan evlenmek için acele etmeyin.
--- "Yuvayı dişi kuş yapar." Merhameti olmayan bir kadınla yaşamak, bu dünyada cehennemi yaşamak gibi bir şeydir. Seçiminize dikkat edin.
--- "Kadın kadının kurdudur." Gelin-kayınvalide çekişmesi tarihsel bir vakıadır. Her iki tarafı idare edecek becerilere sahip olmak için tecrübe sahibi büyüklerinden yardım almayı ihmal etme.
--- Kadın gözünde erkek %60 para, %40 kas-kariyer-romantizm karışımı bir varlıktır.
Kalan %40 için, kimileri için yakışıklı erkek, kimileri için romantik, kimileri için kariyer %20 ön plandadır.
Ama para mutlaka ön şarttır.
--- İdeal eş yoktur. İdeale yakın eş vardır.
--- Kendi ismimizi unutabilirsiniz, ama evlilik yıldönümünü asla unutmayın.
--- Mutlu ve huzurlu bir evlilik istiyorsanız.
Eve geliş saatiniz belli olmasın.
Kapıyı her zaman eşiniz açsın.
Kazancınız net belli olmasın.
Not: Röportaj için bize değerli vaktini ayıran Makine Yüksek Mühendisi Ahmet Selami Vanlı abimize teşekkür ederiz.