Prof. Dr. Zeki BAYRAKTAR
ERKEKLERİN ABDESTİNİ BOZAN KADIN ADAY
CHP yandaşları [ve daha da ilginci bizim tayfanın bir bölümü] Kemal beyin seccadeye ayakkabı ile basmasını te’vil ediyor, hafifletmeye çalışıyorlar.
Hadi CHP yandaşlarını anladık, peki size/bize ne oluyor?
.
Yok seccade kutsal değilmiş, yeni bir kutsal üretiyor ve Kur’anda olmayan şeyleri mi din ediniyormuşuz, hani biz öyle değilmişiz, yok yeryüzü mescitmiş, yok namaz için seccade şart değilmiş, toprakta ve mermerde de kılınabilirmiş vs...
Ya Hu siz hakikaten meseleyi mi anlamadınız yoksa yandaşlığınız [ya da Erdoğan nefreti] gözünüzü mü kör etti? Ya Hu size kim ‘’seccade kutsaldır’’ diyor? ‘’Namaz sadece seccadede kılınabilir’’ diyen kim?
.
Mesele CHP zihniyetinin halkın inançlarına ve kültürüne yabancı olması, yaklaşık bir asırdır bilinen bu durumun adeta yeniden resmedilmesi, hepsi bu. Bakın kültürüne de dedim, okudunuz mu? Bu toplumda inançla kültür iç içedir, sosyoloji dindir, din kültürdür, kültür dindir [hani hep söyleriz ya], kastımız bu işte. Dine/kültüre aşinalık ve saygı/hürmet. Hepsi bu. Yani konu CHP’nin kültürel yabancılaşması (ben buna ‘’teososyolojik doku uyuşmazlığı’’ diyorum).
.
Şimdi hala anlamayan varsa şöyle anlatalım [tane tane];
Caminin dış duvarı da kutsal değildir ama ‘’cami duvarına işemek’’ diye bir deyim var bu ülkede. Ve bunun ne anlama geldiği de hepimizin malumu.
Bir kumaş parçası olarak bakarsanız bayrak da kutsal değildir, dini olarak da bayrağa basmak diye bir günah yoktur, hadi o zaman bayrağa basın da göreyim sizi, bayrağa basın ve o şekilde resim çektirin bakalım!
Keza evlere ayakkabı ile girmek de günah değildir, hadi o zaman buyurun Anadolu’da evlere ayakkabı ile girin de göreyim sizi, Kemal bey yanına Canan hanımı da alsın ve ayakkabıları ile girsin dolaştığı bölgedeki evlere, öyle ya, madem günah değil…
.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama gerek yok, anlamayan yada anladığı halde meseleyi çarpıtanlar için fazla söze gerek yok. Bazıları da sanki başkasının hatası kendi [yandaşının] hatasını aklayacakmış gibi ‘’ama sen de/onlar da şöyle şöyle yapmışlardı’’ şeklindeki mantık hatasını/safsatasını yapmaya devam ediyor [Ad Hominem tu Quoque’’ mantık safsatası]. Etsinler, kendileri bilir ve sadece kendilerini kandırırlar.
.
Şimdi gelelim başlıktaki konuya;
CHP önceki yıllarda Diyarbakır’da bir kadın aday çıkarır. Bölge kültürüne aşina olmayan bu aday, seçim çalışmaları kapsamında önüne gelen herkesle tokalaşmaya başlar. Böyle yapar ki seçmenle yakın bir bağ kursun ve desteğini alsın! Lakin bir, iki, üç… derken sokakta karşısına çıkan herkes ‘’yao bu kadın bizim de abdestimizi bozacak’’ diyerek kaçışmaya başlar. Çünkü bölge halkının çoğunluğu dindardır ve Şafii mezhebine mensuptur, Şafii fıkhına göre ise kadınla ten teması [velev ki bu kadın kendi eşi de olsa] abdesti bozar.
.
Şimdi ben bu fetvanın Kur’ana dayanmadığını [Maide 6’daki ‘’kadına temas” ifadesi ile cinsel temasın kast edildiğini] düşünüyorum; bu durumda bölge halkına ‘’siz yanlış yapıyorsunuz, tokalaşın kadın adaylarla, abdestinize bir şey olmaz’’ mı diyeyim? Farzı muhal orada bulunsam, ‘’Ya Hu siz ne biçim Müslümansınız, Kur’anda yok böyle bir şey, aşırı tedbirli davranıyorsunuz, bırakın bu işleri’’ mi diyeyim? (normalde derim ve diyorum da zaten ama bunu sayfamda derin, politik arenada -seçmene hakaret eder ve aşağılar gibi- değil).
.
Şimdi, ey ‘’Seccade kutsal değildir’’ diyenler, ‘’hani siz Kur’ancıydınız’’ diyenler, hadi buyurun, desteklediğiniz adaylarla bölge halkına gidin ve deyin ki; ‘’siz yanlış yapıyorsunuz, Kur’anda böyle bir şey yok, kim uyduruyor bu zırvaları vs.’’ Hadi buyurun.
.
Ah ah! Söyleyecek çok söz var da gerek yok, kutsal ile kültürel ve teopolitik yabancılaşmayı ayırt edemeyenlere ne söylesek az [aslında pekâla ayırt ediyorlar da işlerine gelmiyor].
.
Hani Yavuz Ağıralioğlu ‘’CHP’ye rüyasında oy verdiğini gören sağcı gusül abdesti alır’’ demişti ya [ve hiçbir CHP’li de ‘’yok böyle bir şey, saçmalama’’ diyememişti ya], CHP ile ilgili muhafazakar sağ seçmende böyle bir algı var ve Kemal bey son 10 yıldır bu imajı, bu algıyı yıkmak için çok çaba sarf etti. Ama bu seccade kazası ile adeta tüm çabalarını yok etti, ben Kemal beyin bu hadise nedeniyle hakikaten çok üzgün olduğunu düşünüyorum, üzgündür, çünkü tüm bu çabaları heba olmuş olabilir.
.
Muhafazakar dindar halk nezdinde CHP hakkındaki bu algı ile ilgili anlatılan onlarca hadise vardır. Mesela biri şudur; Bir Karadeniz köyünde CHP adayı dolaşıyormuş, yaşlı bir teyze elinde ibrik veya güğüm ile su taşıyormuş, CHP adayı ‘’yardım edeyim teyzecim’’ diyerek elinden almış ve evine kadar taşımış güğümü, teyze de ‘’sağ olasın evladım, siz kimsiniz, ne edersiniz buralarda? demiş, aday ‘’İşte ben CHP’nin adayıyım, ismim …’’ der demez, teyze ‘’tövbe estağfirullah, tövbe estağfirullah’’ diyerek ğüğümdeki suyu dökmüş ve ‘’ben bunla abdest alacaktım, mundar oldu’’ demiş [bunu ben demiyorum, teyze diyor, şimdi ‘’ğüğüm de su da kutsal değil’’ hikayesi başlamasın]
.
Bunlar Anadolu’da yaşanan ve en azından belli bir yaş üzerindeki kuşağın hafızalarında yer alan hadiseler. Haklı veya haksız CHP ile ilgili böyle bir algı var. Ve Kemal bey bu algıyı kırmak için çok uğraştı [tabii kendisinin 10 yıl önce başörtüsü düzenlemesi için anayasa mahkemesine gittiğini de not edelim, Mehmet Ali Birand’a verdiği röportaj da hala arşivlerde duruyor]. Ama tüm bu çabaları bu kaza ile büyük bir yara aldı [işte biz ‘’din dersi bu ülkede sadece din dersi değildir, kültürdür aynı zamanda’’ derken bunu kast ediyorduk ama buna en çok karşı çıkan da yine seküler CHP’liler oluyordu, belki şimdi anlamışlardır ne kast ettiğimizi, dini yaşamak için olmasa da bu toplumun kültürüne aşina olmak için bilmek gerekiyor işte, en azından doğru bir siyasal iletişim yapabilmeniz, böyle kazalar yapmamanız için].
Peki bugünkü CHP bu algıyı hak ediyor mu? Bu, analistler tarafından yorumlanması gereken uzun bir konu. Lakin şu açık; ‘’Bana CHP’nin dinle ilişkisini anlatan bir resim yapabilir misin Abidin?’’ dense, karşılık olarak ‘’ayakkabılı seccade’’ resminden daha iyisi bulunamazdı herhalde. Kemal bey ve CHP yönetimi bu algıyı dağıtmak için daha çok uğraşacak gibi görünüyor. Bizi dinleyecekler ise önerimizi yapalım;
Bu iş reklam ajansıyla, milyarlarca lira para harcanarak olmaz, yani algı ve takiyye ile olmaz, samimi olacaksınız, samimi; Namaz kılmıyorsanız seçim zamanı camilere gitmeyecek ve namaz kılıyormuş gibi yapmayacaksınız, ‘’biz namaz kılmıyoruz, siz buyurun’’ diyeceksiniz, oruç tutmuyorsanız, her gün iftar gösterisi yapmayacak ve ‘’biz oruç tutmuyoruz, siz buyurun’’ diyeceksiniz. Bunları yapmaya mecbur değilsiniz ama bunları istismar edemezsiniz, ederseniz işte böyle olur. Kısacası, yanınızdan ayırmadığınız il başkanınız Canan hanımın dediği gibi takiyye yapmayacaksınız. Bu sizi de muhataplarınızı da yorar ve sanılanın aksine böyle kazalarla daha büyük kayıplara neden olur.