Erdoğan'dan Bankacılara Flaş Çağrı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı'nda gündeme dair çok önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kentsel Dönüşüm ve Akıllı Şehirler Kurultayı'nda yaptığı konuşmada gündeme ilişkin sıcak konulara değindi.
Erdoğan herkesin konut sahibi olma hakkının olduğunu belirterek şöyle konuştu: . Dar gelirli vatandaşlarımızın da bu imkanlara sahip olması gerekir. Burada tüketici kredilerindeki faizi lütfen daha da düşürsünler. Birbirlerine bakarak değil, katılımcı kuruluşlar, markaları baz alarak değil. Onlar da bu oranları düşürsünler ki, konut kredisi alan vatandaşımız rahatlasın.
ARTIK DİKEY MİMARİ YERİNE YATAY MİMARİYE GEÇMELİYİZ
Mimaride artık dikey yerine yataya geçilmesi gerektiğini kaydeden Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Ankara, İstanbul ve diğer şehirlerimizde bu istikamette atılması gereken adımları görüyorum. Şehir merkezlerinin ortasında 30-40 katlı binalar yükseliyor, bu olacak şey değil. İnsanların toprakla, yeşille, çevreyle daha yakın ilişki içerisinde olması gerekiyor."
Erdoğan'ın konuşmasından satır başlıkları şöyle:
Kimsenin yarsız yapıları yapan, zor şartlarda hayata tutunmak isteyenlerin suçlamaya hakkı yoktur. Bunun için üzerlerine düşeni yapmayan yöneticilerdir. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken çıktığım televizyon kanalında sorunları tek tek anlattım. Türkiye'nin diğer vilayetleriyle birlikte İstanbul'un sorunlarını çözmenin mücadelesini veriyoruz. İstanbulumuzda hala çözülememiş çok sıkıntılar var. Özellikle konut bakımından İstanbul gerçekten çok farklı bir noktaya geldi. Göç alma noktasında önüne geçemiyorsunuz. Ben belediye başkanlığımda 'nakil ilmuhaberi verilmesi gerekir' dediğimde kıyamet koptu. Eğer o uygulama olsaydı bugün İstanbul 15 milyona ulaşmazdı. Kentsel dönüşümde inşallah mesafe katetmiş olacağız.
AMACIMIZ YUVA YIKMAK DEĞİL HUZURLU YUVALARA KAVUŞTURMAK
Kentsel Dönüşüm için 5 Ekim 2012 tarihinde Esenler Havaalanı mahallesinde ilk kazmayı vurmuştuk. İnşallah önümüzdeki ay hak sahiplerine anahtarları teslim edilecek. Bu bölgede 2 bin 373 konut ve 55 iş yeri yapıldı. Kentsel Dönüşümü bir proje bir hayal olmaktan çıkartıp fiilen hayata geçirmiş bulunuyoruz. Ülkemizde bu çerçevede yıkılıp yeniden yapılması gereken 6 milyondan fazla konut var. 48 ilimizde 179 alan riskli bölge ilan edilerek kentsel dönüşüm kapsamına alınmış bulunuyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız yanında valiliklerimiz, belediyelerimiz riskli yapıların tespitinde görev alıyor. Kira yardımları dahil bugüne kadar kullanılan kaynak 2 milyar lirayı buldu. Esenler'de ilk kazmayı vurduğumuzda ifade etmiştim; bizim amacımız yuva yıkmak değil tam aksine vatandaşlarımızı güvenli ve huzurlu yuvalara kavuşturmaktır.
ORALARDAKİ KANALLAR YAĞMUR SUYU, ATIK SU KANALLARI DEĞİL!
Biz yapmak için mücadele ederken birileri de yıkmanın, tahrip etmenin peşinde. Nerede kentsel dönüşümle ilgili bir adım atacaksanız bu malum odak hemen işi yargıya götürür. Senin işin yapmak mı, yıkmak mı? Her yerde işi gücü bu. Netice alıyor mu almıyor, ama bize süre kaybettiriyor. Biz sıçramak, hızla mesafe almak durumundayız. Bu şehir dünyanın en güzellerinden bir tanesi, bunun güzelliğine güzellik katmak lazım. Aynı şekilde kafa aynı, bölücü terör örgütü. Temmuz ayından bu yana insanlık ve ahlak dışı yöntemlerle vatandaşlarımızı mağdur ediyor. Bölgedeki belediyeler de makinaları teröristlerin emrine vererek bu zulmü destek oldu. Çukurlar, kanallar, bunlar atık su, içme suyu kanalları değil. Doğalgaz döşenmesi için değil, buraya güvenlik güçleri girmesin diye açılan kanallar.
KİMİN FEZLEKESİ VARSA HEMEN YARGIYA TAŞINMALI
Güvenlik güçlerimiz teröristleri birer birer etkisiz hale getiriyor. Dokunulmazlıkların kaldırılması deyince, milletvekillerine dokunulmazlık kalksın diye anlıyorlar. Aslında fezlekesi varsa onun gündeme gelmesidir esas olan. Suçun varsa yargılanacaksın kardeşim, ben senin milletvekilliğinin bitmesini niye bekleyeyim. Sen arabanla terör örgütüne silah taşıyacaksın. Hani 'kalsın' diyordun niye geri adım attın. Ana muhalefet ve diğerleri ipe un seriyor. 550 fezleke var. Herhalde parlamento fezlekeleri takip bürosu değil. Bu iş halledildikten sonra suçlu olan bedelini öder. Burada siyaset bu fezlekelerin önünde bariyer oluşturmamalıdır. Teröristlerden temizlene ilçelerimizde imar çalışmaları şu anda başladı. Sur için bir proje yaptırdım, Dicle için proje yaptırdım. dedim ki, belediye seçimlerini kazansak da, kazanmasak da biz bu iki projeyi burada uygulayalım ve dünya buraya geldiği zaman 'burada nasıl bir medeniyet varmış' desinler.
DEVLET SADECE YAPILARI DEĞİL GÖNÜLLERİ İMAR ETMELİDİR
Algı operasyonunu bu milletin düşmanlarının eline bir fırsat olarak vermemeliyiz. Suriçi 1998 yılında kentsel SİT alanı olarak ilan edilmişti. Ancak bu planlanan adımlar maalesef yapılamadı. Biz bu bölgeyle ilgili ilk adımları 2012 yılında attık. İmar planları, riskli alanları hem belediyelerden kaynaklanan sorunlar hem de terör ortamı nedeniyle beklenen ilerleme sağlanamadı. Hem Sur'u tarihi kimliğiyle uygun bir görünüme kavuşturacak, hem de bölgede yaşayan vatandaşlarımızın güven ve huzur içerisinde hayatlarını sürdürecekleri konutları yapacağız. Silopi'de ağır hasarlı yapıların yıkımı için tebligatlar ilgili kişilere ulaştırıldı. İlk 282 konutluk projenin hazırlıkları devam ediyor. Cizre'de de tebligatlar sürüyor. Operasyonların sürdüğü ilçelerde kentsel dönüşüm yoluyla bu şehirlerin sadece teröristlerden değil olumsuz şartlardan da temizlenmesi sağlanacaktır. Devletin görevi sadece yapıları değil gönülleri de imar etmektir. Cumhurun başı olarak burada ağır, orta, az hasarlı dinlemeden sadece tarihi eserleri bir kenara koyarak diğerlerinin tamamını yıkmamız.
ŞIRNAK'A ŞEHİR DEMEK MÜMKÜN DEĞİL CİZRE ŞEHİR OLMASI LAZIM
Buraların altyapısı diye bir şey yok. Buralardaki belediyeler malum anlayışın temsilcisi olarak altyapı gibi bir şeyler yapmadılar. Buralara gittiğinizde bütün pislik caddede, sokakta akar. Ne atık su, ne yağmur suyu kanalını görürsünüz. Bir teklifim vardı, 'Hakkari şehri Yüksekova olarak değişsin'. Çünkü Hakkari topoğrafik yapı olarak bir şehir yapısında değil. Orayı nasıl şehir yapmışlar, anlamak mümkün değil. Fakat Yüksekova topoğrafik yapı itibarıyla şehir olmaya aday bir yer. Bir defa tümen orada. Havalimanını da yaptık. Kaçakçılığın en yoğun olduğu bölge de orası. Bütün bunları engellemek hem de huzurlu bir şehir inşa etme noktasında Yüksekova çok isabetli bir adım olacaktır. İkinci yer Cizre. Cizre zaten tarihi itibarıyla bir şehirdir. Cizre'nin yeniden şehir olması lazımdır. Şırnak'a şehir demek mümkün değil. Cizre hakikaten şehir olarak, tarih, kültür, medeniyet olarak ev sahipliği yapmıştır.
ARTIK TOPLU KONUTTA YEREL VE ÖZGÜN MİMARİ ZAMANIDIR
Buralara yeni bir kimlik, yeni bir kişilik kazandırmak hükümetimizin en büyük başarısı olacaktır. İnsanoğlu için barınma ihtiyacı temel ihtiyaçlar listesinin ilk sırasında yer alır. Doğru dürüst altyapısı olmayan, insani ihtiyaçların pekçoğunu karşılayamayan vatandaşların yaşamasına benim gönlüm elvermiyor. Konut projelerine büyük önem veriyorum. KİPTAŞ Türkiye'de toplu konut alanında en başarılılardan biri oldu. Rahmetli Turgut Özal döneminde kurulan TOKİ 2002 yılı sonuna kadar sadece 43 bin konut yapmışken şu anda 710 bine ulaşmış vaziyette. Göreve geldiğimizde Türkiye'de bölünmüş yol neydi biliyorsunuz. 6 bin 100 km. bölünmüş yola biz 17 bin kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Biz toplu konutta artık özgün mimariyi, yerel mimariyi hayata geçirmenin gayreti içerisindeyiz.
BU PROJELER TAMAMLANDIĞINDA İSTANBUL TRAFİĞİ RAHATLAYACAK
2023'e kadar 1 milyon 200 binlik bir rakama doğru gidelim diyoruz. Kanalistanbul yapıldığı anda her iki tarafında gerçekten İstanbul'un şanına yakışır konutlarla farklılık arzetmesi gerekiyor. Buna da hep 'olur mu canım' diyenler çıktı. Arkadaşlar Kanalistanbul olacak, kim ne derse desin yapacağız. Marmaray için 'yok canım yapılamaz' dendi. Olacak dedik, yaklaşık 3 yıl oldu. 130 milyon kişi Marmaray'dan geçti. Bu yıl sonuna kadar inşallah Avrasya Tüneli bitiyor. Ahırkapı'dan girecek Haydarpaşa Lisesi'nin arkasından çıkacak. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü inşallah 26 Ağustos'a yetiştirmeye çalışıyoruz. Ağır vasıtalar artık birinci ve ikinci köprüden geçemeyecekler. Böylece İstanbul ulaşımında bir rahatlama meydana gelmiş olacak.
BANKACILAR TÜKETİCİ KREDİSİ FAİZLERİNİ LÜTFEN DÜŞÜRSÜN
Türkiye'nin 2023'e kadar 6 milyon konuta ihtiyaç duyacağı hesaplanıyor. Vatandaşlarımızın sadece içinde oturacakları değil kendisine yüksek hayat kalitesi sunacak konutlara sahip olmasını istiyor. Dar gelirli vatandaşlarımızın da bu imkanlara sahip olması gerekir. Burada tüketici kredilerindeki faizi lütfen daha da düşürsünler. Birbirlerine bakarak değil, katılımcı kuruluşlar, markaları baz alarak değil. Onlar da bu oranları düşürsünler ki, konut kredisi alan vatandaşımız rahatlasın.
MÜTEAHHİTLERİMİZ DE KENDİLERİNİ YENİLEMEK ZORUNDA OLACAK
TOKİ'nin yatay mimari, mahalle mimari konseptiyle bu doğrultuda takdir ettiğim adımlar attığını görüyorum, inşallah görmeye de devam edeceğim. Alan itibarıyla sınırlı olduğumuz yerlerde dikey mimari kullanılabilir. Ama sıkıntı olmayan yerlerde bizim özgün, yatay mimarimizi kullanmamız lazımdır. Müteahhitlerimiz de ister istemez kendilerini yenilemek durumunda kalıyor. Şehirlerimiz geliştikçe ihtiyaçlar da değişiyor. Kentsel dönüşüm böyle bir ihtiyacın ürünüdür. Akıllı şehirler diye ifade ettiğimiz şehirle teknolojinin entegrasyonun konusunda çok önemli ilerlemeler var.
BELEDİYELER PROJELERDE OTOPARKI KONTROL ETMİYOR
Belediyeler otopark için ücret alıyorlar. Ama otopark yapımına gelince hiçbir projede otopark var mı, yok mu diye kontrol etmezler. Bir yangın olduğu zaman itfaiye aracı o yangını söndüreceği yere dahi ulaşamaz. Geçenlerde Bomonti'de böyle bir olay oldu ve itfaiye aracı çok çok aşağı bir yerde kaldılar. Oradan oraya hortum uzatmak için itfaiye erleri cansiperhane bir savaş verdi.
ARTIK DİKEY YAPILAŞMADAN YATAY YAPILAŞMAYA GEÇME ZAMANI
Refah seviyesinin artmasına paralel olarak insanların şehirlerden beklentisi değişiyor. Artık dikey yapılaşmadan, yatay yapılaşmaya geçmemizin zamanı gelmiştir. Kanalistanbul çevresinde kesinlikle müsaade edilmemelidir diyorum. Ankara, İstanbul ve diğer şehirlerimizde bu istikamette atılması gereken adımları görüyorum. Şehir merkezlerinin ortasında 30-40 katlı binalar yükseliyor, bu olacak şey değil. İnsanların toprakla, yeşille, çevreyle daha yakın ilişki içerisinde olması gerekiyor. Kaldırımlar gibi yayaların kullanımına tahsis edilen yerlerin otobüslerin işgal ettiklerini görüyorum. Aslolan insan. İnsana imkan hazırlayacaksın. Yaya yollarıyla, bisiklet yollarıyla. Engelli dostu dizaynıyla insan öncelikli şehirler inşa etmesi çabası içerisinde olmamız gerekiyor.
ENGELLİ DOSTU ŞEHİRLER KURMAKTA MAALESEF GERİDEYİZ
Engelli dostu şehirler kurmakta gerideyiz. Bunun da adımını atmamız lazım. Şehirlerimizi yenilerken tarihimize de sıkı sıkıya sahip çıkmamız lazım. Şu anda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Selçuklu, Osmanlı ve akıllı mimari vardır. Yabancılar geldiği zaman kendileri söylüyorlar "Bunu galiba tarihinize uygun olarak yaptınız" diyorlar. Mesele esere o ruhu vermektir. Eserler müessirleriyle değerlidir, bunu böyle bilmemiz lazım. Süleymaniye'ye baktığımızda Sinan'ı görürüz. Bunu bizim yaygınlaştırmamız gerekiyor. Okullar, hastaneler, adalet saraylarında bu hassasiyetin gözetilmesi için çaba gösterdim, göstermeyi de sürdürüyorum.