Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK
DOSTLARLA İSTİŞARE
DOSTLARLA İSTİŞARE Prof. Dr. Salih Şimşek
Geçtiğimiz hafta sonu ‘Sanal Dünya’daki ‘gerçek’ ve ‘sanal’ dostlarıma, yani Ehl-i Feys’ camiasına şöyle bir mesaj gönderdim: Sanal ve gerçek dostlarım… Bugünlerde kafam çok karışık... Ne yapacağımı bilmiyor, yerime sığamıyorum. Zaman zaman ‘izne ayrılayım’ diyorum, aniden aklıma geliyor 'sen zaten her gün izinde ve tatildesin'... Gel de çık işin içinden. Şimdi ben ne yapsam ki? Bana biraz akıl verseniz…
Dostlarım sağ olsunlar, çok sayıda dönüş yapıp, tavsiyelerde bulundular. Ben de onlardan bir seçim yaptım ve sizlerle aşağıda paylaşmak istiyorum:
-Bizde akıl var mı ki sana verelim? Allah cc önce bana, sonra da size versin!
- Emekli olduktan sonra 50 yılda bitiremediğiniz ülkeleri de gezmeye başlasanız diyorum. Rahatlarsınız… Demek istediğim sizi ancak yollar paklar… Yani farklı bir şey yapın ve biraz ‘rutin dışına’ çıkın...
- Çalışırken ‘emekli olduktan sonra kitap yazacağınızı’ söylemiştiniz unuttunuz mu? Bildiğim kadarıyla bahsettiğin kitapların alt yapısı hazırdı. İstersen ben de gelip sana yardım edeyim. Ne dersin?
- Kafa karışıklığı iyidir. Değerini bil! Her doğum sancılı olur. Kafa karışıklığı da bir berraklığın işaretin inşallah…
- Sen ‘yarım asırlık bir akademisyen’ olarak problemine ‘çare’ bulamıyorsanız bir nasıl bulalım?
- Ye, iç ve haline şükret… Filistin’de olduğu gibi başına her an bomba yağacağını beklemiyorsun, aç ve susuz bırakılacağın aklına gelmiyor, kira derdin yok, araban da var. Otur oturduğun yerde ve bol bol şükret, ibadet et. Allah bilir, ama zaten ömrünün teorik olarak sonuna iyice yaklaştın… Gezmelere gidin değişik şehirlere oradaki dostlarını ziyaret et. Zaman zaman kırlara çık, tefekkür et kâinatın hikmetlerini.
- Belediye Başkanı olsan, belki biraz canlanırsın. Çevren değişir. İltifat edenin çok olur. Moralin de düzelir.
- Bildiğim kadarıyla sen iyi bir seyyahsın ama yürümeyi sevmiyorsun. Her yere aracınla gidiyorsun. Hatta mümkün olsa “def’i hacet” için bile aracınla gidersin. Bir kısım dostların gözünde sen, ‘Motorize Yörük’sün. Aracı biraz daha az kullan da günlük yürüyüşleri mutat hale getir. Yaşın kemale erdi. Sağlığını koru… Her gün yürü… Âcizane tavsiyem 10 km en az…
- Ne garip… Millet, ‘emekli olmak için can atıyor’, sen de sıkılıyorsun.
- Eğer ‘izin’ kullanırsan, Bodrum’da kullan, yağmur oralara pek uğramıyor.
- Etrafımdaki emeklilerin ve şimdi de sizin halinize bakınca, ben emekli olmaktan vazgeçeceğim gibi geliyor bana…
- Şayet, önemli değil nereden olursa olsun, CeHaPe’ den Belediye Başkanı olursan, her gün izinli olabilir ve tatil yapabilirsiniz hem de masrafsız…
- Epeydir siyasi paylaşımlar yapıyorsun. Belki siyaset arenasına girsen faydalı olabilirsin…
- Kişi en iyi bildiği bir işi yapmalıdır. Sen de kitap yaz. Nasıl olsa yazma çizme işinin yıllardır içindesin.
- Hocam, ne haddimize size akıl vermek… Yine de ricanıza dayanamayıp ‘fedakarlık edelim’ dedik... Getirip masanıza yüzlerce akılı koyduk. ‘Buyur hocam, seç beğen al dedik… Gördük ki, siz yine kendi aklınızı beğendiniz… Siz en iyisi izinden izine ayrılın da beraber bizim köye gidelim.
- Hayırdır? Ne yapacaktınız da kafanızı karıştırdı? Öyle anlaşılıyor ki artık Seyyahlığın zamanı gelmiş… Yollar sizi çağırıyor
- Hatırlatmakta fayda umuyorum: Peygamber efendimiz, "darlık zamanlarında Seyahat ediniz, sıhhat bulunuz” demiştir!
- Âcizane tavsiyem şu: Yanlış bir iş yapma da… Ne yaparsan yap.
- Umreye git istersen… Seni rahatladır eminim. Ya da yaşadığın şehirden 10 günlüğüne ayrıl, göreceksiniz ki izne çıkmış gibi olursunuz
- Bahçen var ise toprakla uğraş, stresini alır. Kendini dinlemezsin. Yoksa en yakın yerden bir ‘hobi bahçesi’ kirala ve orada vakit geçir.
- “Şimdi var ya…” deyip bir yola çıksan var ya… Tüm sıkıntılarını yollara bırakırsın. Ondan sonra yollar düşünsün.
- Alman emekliye sormuşlar, “emekli olduktan sonra özlemini duyduğun bir şey var mı?” diye? O da “hafta sonlarını ve bayram tatillerini çok özlüyorum “demiş.
- Bak dostum! Sıkıldığında, bunaldığında ve strese girdiğinde üstünü başını yırt. Eminim ki rahatlarsın. Bu uygulama tecrübeyle sabittir. Bugün benim giydiğim üçüncü gömlek… Biraz sonra bunu da yırtarım. Dayanamıyorum bu dünyanın sıkıntısına...
-“İslam hukuku okutulmasın” diye Barolar Birliği denen gâvur kuruluş dava açmış Medeniyet Üniversitesi’ne. Güçlü bir kalemle savunma yazın üstat, iyi olur.
- Galiba biraz kabuğunuza çekilseniz… Yani bir müddet kendinizle baş-başa kalmayı deneseniz… Kısa bir süre inzivaya çekilmeniz eminim size iyi gelecektir.
- sizi çok iyi anlıyorum, emekliliğin rutini bastı sanırım. Bir meşgale edinmelisiniz, yeni kitap yazsanız, nasıl olur?
- En yakın Camide imama yardım et. Bu arada Muhtarlığa da adaylığını koy. Eminim ki siz iki işi birden yaparsınız.
- Efendim çaresi var! Yazıda diyorsunuz ki," kafam karışık"… Ben diyorum ki, Allah-u Teâlâ’ya şükür edin ve deyin ki, "şükür kafam var ki karışıyor. Ya kafam olmasaydı ne olacaktı?”
-Hocam; elde veri olmadan, plan yapılmaz. Hoşlanıp-hoşlanmadıklarınız, korkularınız, sevinçleriniz, alışkanlıklarınız, eğilimleriniz vs olmak üzere bize ön bilgi vermelisiniz ki, tavsiyemizde mahcup olmayalım size...
- Çok çok zor bir durum… Psikoloğa gidilse, psikolog n'apsın… Çaresizlik zor vesselam...
- Telefonun bozuldu farz et, bir hafta telefonsuz tatil et.
- Galiba ironi yapıyorsunuz. Aklı olmayan, kafası karışık biri, derdini ve meramını böyle güzel bir ifade ile nasıl yazabilir?
- Banka para vermek için, işveren iş vermek için, kim ne veriyorsa güvence istiyor... Siz
akıl gibi ‘paha biçilmez’ bir değer isterken, nasıl bir güvence vereceksiniz? Verdiğimiz aklı nerede muhafaza edeceksiniz? Kaybederseniz, nasıl telafi edeceksiniz? Görüyorsunuz; dostlarınız size akıl değil; iş veriyor, talimat veriyor…
-Hadi İstanbul’a gel bi çorba içelim, sohbet edelim. Sanırım iyi gelir, kafanın karışıklığı geçer
- Bir sen var sende, senden içerü... Bilirsiniz Müslümanın emekliliği olmaz, her yaşta ve her hâlükârda yapacağı, yapması gereken bir işi, bir meşgalesi vardır. Dünyaya gelişinin nedeni de bu değil midir?