Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

DİLENCİLİK BİR SEKTÖR MÜ?

DİLENCİLİK BİR SEKTÖR MÜ?

Pazar yerinden geçerken yaşlı bir kadın elinde nevaleleriyle, hafif yokuşlu bir yolda yürürken nefes nefese kaldığını gördüm. Sokak ıssızdı ve bana bakıverdi.

- Yoruldun mu anacığım? değince;

- Bana yardım et dedi.

Ben de önce yükünün taşınması için yardım istiyor sandım. Yardım etmek üzere hareket etmem esnasında elini uzatmasıyla beraber avucunu açtı. O zaman para istediğini farkettim. Çok rahat bir şekilde para istediğine göre gerçek ihtiyaç sahibi olmadığını düşündüm. " Veren el alan elden üstündür" Hadis-i Şerifi hatırladım. Bu manada üstünlük bana kalsın dedim.

. Memleketimizde ensar- muhacir ikilemesi kullanılarak son on yılda en az on milyon muhacir ülkemize geldi. Özellikle Suriyelilerin bir kısmı,

camii kapılarında sürekli para dilenmektedir. Cemaati bol olan hangi camiye gitseniz, camii çıkışında çocuk yaşta diyebileceğimiz 20 li yaşlardaki bayanların bir bebek elinde, bir bebek kucağında olmak üzere para dilenmektedir. Bu durum camiye giden cemaatımızın canını sıktığını gözlemlemekteyim. Hemen hemen Türkiye'nin her tarafında durum böyledir. Bizim dilencilerimizi de bunlara katarsak ülkemiz dilenciler ülkesine dönüşmüştür desek yanlış yazmış olmayız sanırım

Devletimize düşen görev bence bu soruna bir an önce bir çözüm bulmalıdır. İnsan bir mülteci gördüğünde kaçıyor, neden kaçıyor derseniz, bir şey dilenecek diye kaçıyor. Müslüman müslümandan kaçar hale geldik. Peygamberimiz sav "tanıdığınız ve tanımadıklarınıza selam verin" buyurmuştur. Tanımadığın birisine selam versen borçlu çıkıyorsun. Düştüğümüz hali görüyor musunuz?

Bir de burada dilenmeyi meslek haline getirenler var. Kolay ve çok para kazanma yollarından birisidir dilencilik. Sermayesiz, vergisiz, patronsuz bir iş. Numara yapmasını ve istemesini bildin mi, kendini mazlum ve fakir gösterebildin mi, bir iki dua da verene ettin mi, bu iş tamamdır

Yaklaşık 30 sene önceydi. Ankara terminaline giirerken bir kadın önüme çıkarak;

- Ağlamaklı bir sesle, içini çekerek!, "Adana'ya gidiyorum. yavrularım beni bekliyor, param 50 lira eksik olduğundan bilet alamadım. Allah rızası için yardımcı olur musun? dedi.

Böyle bir yalvarış karşısında donakaldım ve istediği parayı verdim. Bir hayır yapmanın ve hayır dua almanın mutluluğunu yaşadım.

Bir yıl sonra tekrar Ankara terminaline yolum düştü. Enteresandır, aynı kadın aynı mazeret ve aynı dualarla benden gene 50 lira istedi. Çok şaşırdım! Bunun üzerine;

- Yalan konuşuyorsun, geçen yıl da aynı numarayla benden 50 lira aldın, o verdiğim para haram olsun dedim. Dilenci kadıncağız, sesini çıkarmadan kalabalığa karışarak toz olup gitti.

Bir arkadaşım anlatmıştı. İstanbul Kadıköy'de çift daireli beş katlı bir apartman sahibininin evinde kiracı olduğunu söyledi. Bir pazar günü Galata Köprüsü'nün üst katından karşıya geçmek istediğimde köprünün başında tezgahı kurmuş dilencilik yapan ev sahibini görmüş. Ayıp olmasın diye alt kattan karşıya geçeğim bari derken, bu sefer de ev sahibinin hanımı alt köprünün başında dilencilik yaptığını görmüş.

Evet benim anlattığım yaşanmış gerçek bir olay. Arkadaşın anlattığı da muhtemelen doğrudur. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Dilencilik bir sektör olmuş. İşin vahameti, burada da maalesef dinimiz kullanılıyor, insanların iyi niyetleri istismar ediliyor, vatandaşımız sömürülüyor, insanlar tembelliğe teşvik ediliyor.

Düşünebiliyor musunuz? Kalabalık yerlerde sabahtan akşama kadar 100 kişiden 50, 50 toplada günde 5.000 lira ayda 150.000 lira yapar. Burada en büyük zararı gerçek mağdurlar çekiyor. Fakir kim, kim değil anlayamıyordumuz. Böyle örnekleri yaşayınca da güven duygunuz zedeleniyor, isteyene veresiniz gelmiyor.

. Kısaca güven olmayınca hayırlar azalıyor, hukuk zayıflayınca gelir dağılımı bozuluyor, tembellik artınca ve iman zayıflayınca kolay para kazanma peşine düşürülüyor, kurumlar vazifesini ve denetim görevini hakkıyla yapmadıkça dilenciler, mafyacılar, merdiven altı imalatçılar, çığ gibi artıyor. Bütün bunların çözümü başta kaliteli eğitimden buna bağlı olarak islâm hukuku, üretmek ve hakça paylaşımla mümkündür. Böyle günleri inşallah hep beraber göreceğiz. Selam ve Dua ile...

02.01.2023

Başöğretmen; M. Cemal TOMAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.