Çakal’a Tilkilik görevi verilirse neler olabilir dersiniz?
Çakalların, çakallıktan vazgeçtikleri görülmüş müdür?
Bilirsiniz, 'lâmbada titreyen alev' de üşür... Nasıl ısıtsak ki?
Hani diyorum; İçimden sitem etsem, bana bir faydası olur mu ki?
Aklıma gelmişken sorayım: 'Deniz Kızı Reyhan'ı gören oldu mu?
Hıyardan yapılan ‘cacık’ mı daha iyi, yoksa maruldan yapılanı mı?
Metal yorgunluğu mu yoksa Makam yorgunluğu mu? Hangisi daha iyi?
Göbekli Marul, Göbeksiz Marul, Yuvarlak Marul... Hangisi makbuldür?
'Dünyada' diyecektim ama vazgeçtim. Ülkemizde tahmini ‘salak’ sayısı kaçtır?
'Bir şeyin ters gitme ihtimali varsa, ters gidecektir.'... Ne dersiniz, doğru mudur?
İnsanların, birbirlerini görmeden sevmeleri kadar, acaba daha güzel bir şey var mıdır?
İçimden geçen deli dolu sorulardan... Bir Müslüman, bir tescilli Kâfir'in dostu olabilir mi?
Bir psikopata iman edip de arkasından sorumsuzca gidenlere nasıl bir sıfat bulmak gerek?
İnsanın aklına bazen 'manyakça' sorular gelir ya... İşte onlardan biri: hırsızlık mı yalan mı?
Hadi 'adam' yani bir siyasi Parti başkanı manyak ya da birilerin 'casusu'... Ya onu takip edenler?
Gönüller arasında görünmeyen akan ırmaklar varmış... Ben bilmiyorum da, acaba nerede ve kimler arasında?
Birileri bir zamanlar şöyle demişti: Kendinizi iyi hissediyorsanız kaygılanmayın, geçer. Bu tespit doğru mudur?
Bir âdemoğlu şöyle bir tespitte bulunmuştu: "Popüler olan kişi, sevilmemeye mahkûmdur". Bu hüküm doğru mudur?
Aklıma geldi de sorayım: "Yalan, dünyada ölümden başkası yalan"... Diyen kişi, acaba söylediğine kendisi de inanıyor mu?
Bazı 'Müslüman kimlikli' insanların kimliklerindeki 'Müslüman' yazısını kazırsanız var ya... Altından ne çıkar biliyor musunuz?
İnsanın aklına bazen 'olmadık' sorular gelir ya... İşte onlardan biri: Tüm renkleri bir kutuya koyup iyice karıştırsak ortaya hangi renk çıkar?
'Yalan, yalan... Dünyada ölümden başkası yalan' demişti bir şarkıda... İtirazı olan var mı?
Siz hiç 'diri düşmanı ölü taciri' insan gördünüz mü?
Hz. Lokman şöyle demişti: “Ey Oğulcuğum, Allah'ın dostlarını dost, Düşmanlarını da Düşman Kabul et”. Acaba diyorum; Bu hitabın muhatabı o 'oğul' mu?
Birileri bir zamanlar şöyle bir tespit yapmış: Düşürdüğün ekmeğin yağlı yüzünün halıya gelme ihtimali, halının yeniliğiyle doğru orantılıdır. Siz bu konuda ne dersiniz?