Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK
DAĞINIK SORULAR
Sessizliğin sesi ne renktir?
Nerede o güzel gözlü ceylanların pınarı?
Sap ile saman karışırsa SAPSAMAN mı olur?
Akşam sorusu: Dertlerin de dertleri var mıdır?
Sessizliğin sessizliğinde, seslilerin sesi çıkar mı?
Aklıma gelmişken sorayım istedim: Çöller hangi dili konuşurlar?
'Ben bu aşkın çilesini...' diye başlayan bir şarkı vardı, değil mi?
'İçi içine sığmayan' bir insan, ne yapmalı de içini içine sığdırmalı?
Neden ve nasıl kafama takıldı bilmiyorum: ‘Çağdaş şefaatçi’ kimdir?
'Bilgi Toplumu' olmak mı daha iyi, yoksa 'Duygu Toplumu' olmak mı?
İnsanın ‘iç yağlarını eriten şarkılar’ varmış... Öyle dediler... Bilen var mı?
Akşamın abuk-subuk sorusu: Bir 'aksakal', bir başka 'aksakal'a ne sormuş?
Bazı binaların kapılarında 'İTİNİZ' yazar... O kapılar gerçekten gelenlerin iti midir?
Hani diyorum; geçen zamanı 'geri dönüşüm kutusu'nden geri alsak nasıl olurduk ki?
Hani derler ya: Tamam, eşşeğin hatırı yoktur, eyvallah; ama Sahibi’nin hiç mi hatırı yoktur?
İnsan sevdiklerini kalbiyle mi, yüreğiyle mi, bedeniyle mi, ruhuyla mı, aklıyla mı, hissiyle mi, neyiyle sever?
‘Zafer’ ismi bana, ‘Muzaffer’ ismini, o da bana, kafasında binlerce fesat planı olan bir ‘tilki’yi çağrıştırıyor... Acaba nedendir ki?
‘Akademisyen’ kimlikli bazılarının, çok iyi performans gösteren birer ‘mezdeke’ sanatçısı (!) olduğunu biliyor musunuz?
Hani bazen olur ya... İnsanın aklına ‘sabuk-abuk’ sorular gelir ya... İşte biri geldi: GÜNEŞ bugün doğmasaydı ne olurdu?
Hani demem o ki; Kaçılacak, saklanılacak ve sığınılacak hiç bir mekânın olmadığı bir an ve zamanı birazcık düşünsek mi?
Akşam Sorusu: Mutad üzere, her öğün önlerine yal konulan köpeklerin (fizik olanlardan özür) yalı kesilirse nasıl bir tepki verirler?
Şimdi kalkıp şöyle bir lâf etsem: Şu garip dünyada 'adam' görüntüsü altında o kadar çok yaratık var ki... Acaba çok ‘iddialı bir söz’ etmiş mi olurum?
50 yılda dünyanın % 20'sini gezmiş olan bir Seyyah diyor ki: Gezdiğim ülkelerde, kendi vatanları aleyhine çalışanlarla işbirliği yapan samimi bir insan göremezsiniz. Ya bizde... Biz niye çok farklıyız?
Hani demem o ki; 'Seveceğiz yaratılanları Yaratan'dan ötürü' de... Yaratan’a isyan edenleri de, O'na küfredenleri de, GDO'lu insan kılıklı yaratıkları da, hak-hukuk tanımayan haramzadeleri de mi seveceğiz?
Var ya... Bu sanal dünyalardan biri Feys âlemi var ya... Birileri sizi beğenir 'beni arkadaş olarak alır mısın?' der, teşekkür ederek alırsınız. Bir süre sonra sizi beğenmez, bir evden gizlice çıkan hırsız gibi çeker gider, siz farkında bile olmazsınız... Ne garip değil mi?
Hülâsa, daha çok soru var da…