Eskiden, bir iş yaptığımızda ya da bir başarı gösterdiğimizde, ödül olarak anne babamızın; "Aferin oğlum/kızım." demesi, yüzünün gülmesi, başımızı şefkatle okşaması bize yeterdi. Onları mutlu etmek, bize büyük bir onur verirdi.
Bu sade, mütevazı ve değerli ödül için her şeyi yapardık.
Şimdiki çocuklar ise yaptığı her minik iş, gösterdiği her küçük başarı için maddi bir karşılık istiyor.
Anne babasına bir bardak su getirse, odasını, yatağını, elbisesini toplasa, derslerden iyi not alsa karşılığında kaç para var, ne hediye gelecek diye bekliyor.
Soyut hiçbir ödül onlara yetmiyor.
Bu da mücadele gücü zayıf, sorumluluk bilinci düşük, bencil nesiller yetişmesine sebep oluyor.
Tabii suç onlarda değil, onları her yaptığı iş karşılığında rüşvete alıştıran, ödül zehirlemesi yapan anne babalarda.
Hele bazı zengin ailelerde, durum tam çığırından çıkmış görünüyor.
Çocuğunun her başarısını, bir memur maaşı değerinde hediye ile ödüllendiren anne babalar, onlara en büyük kötülüğü yaptığının farkına değil.
Çocuklarınıza, değeri sadece para ile ölçülen bencil hedefler yerine, daha soyut, daha yüce hedefler verin.
Onlara, hayatta iz bırakmayı, başkalarının kaderine dokunmayı, başkalarını mutlu etmekten mutlu olmayı hedef gösterin.
Bu çocuklarımızı idealist biri yapar.