Mustafa Cemal TOMAR
CİMRİLİK TUTUMLULUK, CÖMERTLİK ve İSRAF
CİMRİLİK, TUTUMLULUK ,CÖMERTLİK ve İSRAF
Yukarıda zikredilen kavramların her birinin örneklerini toplumda görüyoruz. Kısaca bu kavramların anlamlarını şöyle formüle edebiliriz.
Harcanılması gereken yerde para harcamamak cimrilik, sadece kişi kendisi için gerekli yerlerde para harcamak tutumluluk, gerekli yerlerde ve ortamlarda gerekli katkıyi ve parayı harcamak cömertlik, gereksiz yerlerde ve gereğinden fazla harcama yapmak ise israf olarak tanımlayabiliriz.
Burada insai değerlere uygun olan davranış, ne israf etmek, ne de cimri olmaktır. Yani orta yol olanı, tutumlu olmayı gerektirir. Gereksiz harcamaların dinimizde yeri yoktur. Zira Araf Suresi 31. Ayet-i Kerime'sinde Yüce Allah, "Ey Âdem oğulları! Namaz kıldığınız, ibâdet ettiğiniz her yerde temiz ve güzel elbiselerinizi giyin. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez." buyurmakradır. İsrafın dinimizde ve insanlık âleminde haram olmadığını bilmeyen yoktur.
Ancak burada israfın kriterlerini iyi belirlemek gerekir. Harcama yaparken kriterimiz ne olmalıdır? sorusu akla gelmektedir. Bunun kriterini Furkan Suresi 67. Ayet-i Kerime'sinde Cenab- ı Hâk, "Ve onlar ki, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar" buyurmaktadır.
Demek ki yolunuz orta yol olmalı, değişik bir ifade ile tutumlu olmalıyız. Tutumlu olmak asla cimrilik anlamına gelmez. Burada cömetlikle israfı da karıştırmayalım. Her ikisi de çok farklı kavramlardır. Cömerkik müslümanın en belirgin özelliklerindendir. İsraf ise hiç bir şekilde dinimizde yeri yok ve kesin bir şekilde haram kılınmıştır. İsraf aynı zamanda yeryüzünde yaşayan insanların hakkını yemektir. Eğer bugün açlıktan ölen insanlar varsa bu israfkârların yüzünden olduğu hakikatini unutmamalıyız.
Konu ile ilgili güzel bir söz paylaşmak istiyorum.
Charles Bukowski der ki;
"Yoksulluk fakirleri doyuramadığımız için değil zenginleri doyuramadığımız için bitmiyor"
Zenginlerin doyumsuzluğunun sebeplerinden birisi de aşırı israf hastalığına yakalanmalarındandır.
İsraf konusunu ayrıca bir başlık altında ele alıp tartışacağız bu sayfada inşallah.
Cömertlik ve cimrilikle ilgili bir Hadis-i Şerif burada paylaşmak istiyorum.
Bir hadîs-i şerîfte Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-:
“Cömertlik, dalları dünyaya uzanan cennet ağaçlarından bir ağaçtır. Kim onun dallarından birine tutunursa, bu onu cennete götürür. Cimrilikse, dalları dünyaya uzanmış cehennem ağaçlarından bir ağaçtır. Kim de, onun dallarından birine tutunursa, bu (da) onu ateşe (cehenneme) götürür!..” buyurmaktadır.
Cömertlikle ilgili Mevläna; “Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.” der.
Akarsu hiç bir karşılık beklemeden bizim susuzluğumuzu gideriyor, suyun sayesinde bağ ve bahçemiz yeşeriyor, bütün canlıların hayat kaynağı oluyorsa, bizler de akarsu misali hayır ve hasenat yolunda imkânlarımız ölçüsünde harcama yapmalıyız. Malımızla, paramızla, ilmimizle, ahlâkımız ve kişiliğimizle cömertlik kanatlarımızı bütün canlı ve cansız varlıklara açmalıyız.
Vurgulamaya çalıştığım konu esasen şudur. Şahsi ihtiyaçları ve istekleri için gereği kadar harcama yapmak tutumluluk, gerekli yerler için, kamunun menfaatı için, madur durumda olanlar için kapılarını açmak ise cömertlik olarak tanımlanabilir.
Cömertliğe bir de farklı açıdan bakılabilir. Nasıl mı ? derseniz; cömertlik veren el olmaktır, ecir için çalışmaktır, ruhunu-gönlünü halka açmaktır, bütün canlılara şefkat ve merhamele yaklaşmaktır. Bilgi ve birikimini insanlığın menfaatine sunmaktır. " Sizin en hayırlınız diğer insanlara en çok faydası dokunanndır' sözünü gerçekleştirmeye çalışmaktır.
Daha doğrusu, daha çok sofra kuranlardan olmak cömertliği, daha çok sofraya oturanlardan olmak ise cimriliği gösterir. Her ikisinin arasında olmak ise tutumlu olmayı gerektirir.
Hulâsa güzel amellerimiz cennetten uzanan bir meyve dalına benzer. O dala tutunursak o dal çeker bizi cennete götürür. Aksi durumda akıbetimiz hayra alâmet olmaz. Satırlarını İnsan Süresi'nin7, 8. ve 9. Ayeti Kerime'lerin meâliyle son veriyorum.
7 - O kullar adaklarını yerine getirirler ve fenalığı salgın (olan) bir günden korkarlar.
8 - Düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.
9 - "Size sırf Allah rızası için yemek yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz."
Rabbimiz bizleri ücret için değil de ecir için çalışıp yiğit insanlardan eylesin. Selam ve Dua ile...
28.11.2024