Adamın biri yolda bir çanta para bulmuş.
Bakmış neredeyse bir servet.
Kalbinde helal-haram korkusu taşıyan bu adam, araya araya paranın gerçek sahibini bulmuş. Şahit olsunlar diye de kalabalığın içerisinde adamın parasını teslim etmiş.
Lakin parasını alan adam parayı cebine koymuş. Ne bir teşekkür ne bir Allah razı olsun demeden çekip giderken
Kalabalıktan bir kişi...
Yahu arkadaş senin bu yaptığın yobazlık, en azından adama bir teşekkür et, bir Allah razı olsun de, hiç olmazsa biraz adama ödül ver deyince...
Adam soğuk soğuk "bu para zaten benim". Nolmuş bulup getirdiyse der.
Kalabalık şaşkın şaşkın bir birlerine bakar ve dağılır.
Bu yobaz kütüğe, sizin ağzınıza da zehirden küfürler doldu değil mi?
Allah'ın servet verip, bir kuru teşekkürden ibaret nezaket ve zarafet kırıntısından mahrum bıraktığı şahıs için ne dersiniz ve kime, neye benzetirsiniz bilmem.
Ama...
Ben kimlere benzediğini galiba çok iyi biliyorum.
Hani şu, yapılan hiç bir hizmeti görmeyen, hiçbir eseri taktir edip sevinmeyen, hiçbir iyiliği ve gelişmeyi kabul etmeyen... biraz sıkıştırınca da '' Eee canım, yapıldıysa bizim paramızla yapıldı, kendi cebinden mi yaptı '' diyerek; insanı alnının çatından vuranlar var ya... İşte tamda onlara benziyor.
Hem öyle az buz da değiller ha.
Hemen yanımızdan, yakınımızdan başlamak üzere, o kadar çoklar ki.
Yetmiyor...
Birde Akdeniz de Yunan'dan.
Suriye'de Esed'den
Azerbaycan'da, Ermeni'den
Güney de Yahudi'den
Libya da Amerikan'dan taraf oluyorlar ya adama ölümle bir geliyor. Lan diyorsun bunlar da gerçekten Türk kanı varmı? demeden edemiyorsun.
Halebe, Tel Rıfata, Ceraplus'a Türk bayrağı, Karabağa, Azeri bayrağı asıldı diye çıldırıyorlar.
Ama Amerikan ve Rus bayraklarına tek kelime laf etmiyorlar.
Uçak yapıyorsun, kalorifer peteği diyerek güya dalga geçiyorlar. Ama adamlar da hani haksız sayılmaz. Çünkü ömürleri heykel yapmakla geçtiği için uçak yapma işi adamlara ters geliyor. Anlayacağınız az gavur değiller.