Mustafa Cemal TOMAR

Mustafa Cemal TOMAR

BUGÜN AREFE

BUGÜN AREFE

Arefe, Hac ibadetinin farzlarından vakfenin yapıldığı yer olan Arafat’ın diğer bir adıdır. Vakfenin Zilhicce ayının dokuzuncu günü (kurban bayramından bir gün önce) Arafat’ta yapılmasından dolayı bu güne yevmü arefe (arefe günü) denmiştir. Türkçemize “arife” olarak geçen kelimenin kökü “a-r-f” ise “bilme, irfan” anlamına gelmektedir.

Bizde dini bayramlarımızın bir gün öncesind AREFE diyoruz. Yarın 16.06.2024 tarihi olması itibarıyla bugün (15.06.2024) arefedir. Arefe günleri dini bayramlarımıza hazırlık olması münasebetiyle önemli günlerdir. Kimisi bayramını memleketinde kutlamak üzere gurbet ellerden yollara düşmüştür. Kimisi uzaktan gelecek misafirlerini ağırlamak için hazırlık yapmaktadır. Kimileri geçmişlerinin mezarlarını ziyaret ederek ölümü hatırlamakta, mevtalarının ruhlarına fatihalar okumakta, kimileri de kesecek oldukları kurbanların ön hazırlığını yapmaktadırlar. Her insan bir meşguliyet içindedir. Bayramlarda bu melguliyet artmaktadır.

Tabi bu arada ekonominin iyi yönetilememrsi sebebiyle milyonlarca insanımız maslesef kurban kesememekte, yollara revan olamamakta, bayramlar için özel alış-veriş yapamamaktadır. Bayramları buruk geçmektedir. Birilerinin kapılarını çalmasını da istememektedir. Çünkü misafiri ağırlayacak bir durumda değildir.

Nesipse yarın durumu dinimize göre zengin sınıfında olanlar kurban keseceklerdir. Yılların yöneticisi ve aynı zamanda eğitim bilimcisi, okul arkadaşım Orhan TOPAL Hocamın şu sözlerini satırlarımın arasına koymak istiyorum.

Orhan Hocam:

"Bayrama ne keselim? Önce dedikodu, gıybeti keselim, kul hakkı yemeyi, yalan söylemeyi, haram yemeyi keselim, adam kayırmayı, Israfı keselim, kötülükten irtibatımızı keselim. Bunları kesmezseniz ne keserseniz kesin boşuna. Bunları kestikten sonra da kurbanımızı keselim". Diyor. Hocamız ne de güzel bir bakış açısını ortata koyarak "ne kesmemiz gerektiğini" bize hatırlatıyor.

Kurbanla ilgili fıkhi meseleleri müftülerimiz, cami hocalarımız ve ilahiyat hocaları her yıl olduğu gibi bu yıl da uzun uzatıya bizlere hatırlatmışlardır. Ayrıca her müftülüğün fetva hattı vardır. Kafamıza takılan soruları fetva hattını arayarak gerekli bilgiler sağlanabilir.

Ben deniz o kunulara girmeyeceğim. Dini bayramlarımızla ilgili bir iki hususu hatırlatarak yazımı sonlandıracağım.

Kurban ve Ramazan Bayramları gelenek- görenekten gelen uygulamalar asla değildir. Böyle inanan ve bu geleneğe uyarak bayram kutlamalarına katılan kesimler vardır. Külli yanlıştır. Dini bayramlarımız bir gelenek değil dinimizin gereğidir. Bir kere bu hususu hatırlatmak isterim.

İkinci bir husus müslüman ne fırsatçıdır ne de fırsatçıların tarafında durandır. Kurbanda pazarlık mutlaka yapılır. Kurban bir ibadettir diye kurban sahibinin fırsatçılığına meydan verilmez. Geçen sene mal sahibi "bir hisse 40 kilogram gelir" dedi. 40 kilo üzerinden para aldı. 32 kilogram hisse düştü. "Sesini çıkarma bu kurbandır" dediler. Böyle diyenler fırsatçılara destek oluyorlar. 8 kilogramlık parayı mal sahibi hiç bir hissedara ödemedi. Bu olmadı işte. Bir kurbanı tahmin ederken 5-10 kilo hata payı olabilir, lâkin 50 kilo hata payı olmaz.

Yani 50 kilo hata payı çıkmamalıdır. Çıkarsa hissedarlara bunun parası mutlaka geri ödenmelidir.

Kurban kelimesinin bir anlamı da yakınlaşma anlamına geliyor. Bu manadan hareketle; Kurban kesmeye şöyle niyet edilir: “Yâ Rabbi! Şu vücudum sana karşı o kadar hata ve isyan etti ki affedilebilmem için bu vücudu sana kurban etmem lâzım. Fakat sen, insan kurban etmeyi haram kıldığından, vücuduma bedel olarak bu hayvanı kesiyorum, kabul eyle.” Bu niyet aynı zamanda büyük bir tevbedir, Allah Teâlâ'ya karşı işlenen günahları itiraf etmektir. Bir daha günah işlememek üzere kurban edilerek akıtılan hayvanın kanı kurtuluşumuza vesile kılmaktır. Allah Teâlâ'ya karşı bundan böyle günah işlememek üzere imzalanan bir taahhütnamedir. Rabbimizin emirlerine yaklaşmak, nehiylerinden uzaklaşmanın gereği vurgulanıyor. Kurban Bayramı'ndan sonra her müslüman bu sözleşmeye mutlaka uymalıdır.

Kurbanın bir anlamı da akraba-eş ve dostlar arasındaki kurbiyeti artırmaktır. Çevremizde kurbiyetimizin kopma noktasında olan insanlar var. Hemen nefsani duyguları bir tarafa atarak bayramı da vesile kılarak barış sağlanmalıdır. Müslümannın olmazsa olmazlarındandır bu durum.

Bayramlar toplumdaki kini, nefreti, sosyal yaraları, dedikoduları,dargınlıkları,kırgınlıkları, yaz güneşinin dağlar gibi karları eriterek suya dönüştürdüğü gibi bütün olumsuz duyguları olumlu iklime çeviren bir iksirdir. Dini bayramlarımızın faydalarını öyle bir iki sayfa yazıyla anlatmak mümkün değildir.

" Az yiyenin hekimle, düz gidenin hakimle işi olmaz" demişler. Bayramlaın ruhunu- özüne uygun hayatına uyarlıyanların sosyoloğa, psikoloğla-psikiyatriyle işi olmaz.

Bundan önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da bizi Bayram arefesine ulaştıran, karşılıksız sonsuz ni'metler bize lütfeden Yüce Rabbimize sonsuz hamd-u senalar olsun. Rasulune de selam olsun. Bütün sayfa arkadaşlarımın Kurban Bayramını tebrik eder, sevgi ve saygılarımı sunarım.

15.06.2024

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.